13 Kasım 2014 13:27

Hepimiz Ayotzinapa'yız

Ülkede kaçırılmanın öldürülmek ile aynı anlama geldiğini biliyoruz. Şimdiye kadar gerçekleşen kaçırma olaylarının büyük çoğunluğunda kaçıranlar ortaya çıkartılamamış, kimse cezalandırılmamış ve kaçırılanlara ulaşılamamıştı

Paylaş

Gamze MADEN
İstanbul

Dünyanın hemen her yerinde işçiler, emekçiler ve elbette ki gençler talepleri için sokakları doldurdu geçen hafta. Yaşam koşullarına itiraz, özgürlük ve demokrasi hasletleri her geçen gün sokaklara çıkan kitlelerin sayısını arttırıyor. Dünya artık eskisine göre daha hızlı dönüyor. Bu hareketlilik içinde henüz dünyada ve ülkemizde bu hareketleri yönetecek, yönlendirecek ciddi bir sınıf hareketinden bahsedemiyoruz kuşkusuz. Fakat 23 Kasım’da İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi’nde yapılacak CIPOML’nin (Uluslararası Marksist Leninist Parti ve Örgütler Konferansı) 20. yılı etkinliği öncesi yaşanan bu gelişmeler önümüzdeki süreçte gelişebilecek kitle hareketlerinin seyrini göstermesi açısından bize önemli veriler sunuyor. Keza Burkina Faso’da yaşanan gelişmeleri Burkina Faso Demokratik Gençlik Örgütü’nün gözünden görme fırsatı buluyoruz dergimizin sayfalarında.

KAÇIRILMA ÖLDÜRÜLMEK DEMEK

Dünyanın bu hızlı dönüşünde Meksika’da yaşanan gelişmeler de önemli bir yer tutuyor. Meksika’nın Guerrero eyaletine bağlı Iguala kentinde 26 Eylül’de yerel polis tarafından kaçırılan ve çetelere teslim edilen Ayotzinapa Raúl Isidro Burgos Öğretmen Okulu öğrencisi 43 kişinin öldürüldükleri haberi geldi. Öğrencileri kaçıran çete üyeleri öğrencilerden 15’inin kendileri tarafından teslim alınmadan önce boğularak öldürüldüğünü, geri kalanların ise çöplük bir alanda canlı canlı ateşe verildiği söyledi! Evrensel’de birkaç hafta önce çıkan Ferhat Sarı imzalı yazı ülkede kaçırılmanın öldürülmek ile aynı anlama geldiğini söylüyordu. Şimdiye kadar gerçekleşen kaçırma olaylarının büyük çoğunluğunda kaçıranlar ortaya çıkartılamamış, kimse cezalandırılmamış ve kaçırılanlara ulaşılamamıştı.

AMAÇ ÖĞRENCİLERİ SİNDİRMEK

Devlet kurumlarının nerede başlayıp nerede bittiğinin belirsizleştiği, organize suç örgütleri ve paramiliter yapılar ile kurulan ilişkilerin apaçık ortaya çıktığı bir ortamda ulusal ölçekte hız kazanan reformlara karşı direnç gösteren çeşitli toplumsal hareketlere bu tip katliamlar ile bir mesaj verilmek istendiği açık. Bu açıdan Iguala’da belediye başkanı ve uyuşturucu kaçakçıları ortaklığında gerçekleşen katliamın da öğretmen okulu öğrencilerinin politik dinamizmini hedef aldığı söylenebilir. 2012’deki başkanlık seçimlerinden beri hız kazanan öğrenci hareketi hem üniversitelerde hem de öğretmen okullarında yeni iktidarın neoliberal reformlarına karşı mücadele ortamı yaratmış durumda.

Ülkenin her yerinde 43 öğrencinin bulunması için eylemler yapıldı. Üniversitelerde 72 saat süren etkili boykotlar örgütlendi. Binlerce kişi Zocalo Meydanı’nda bir araya geldi. Guerrero’nun başkenti Chilpancigo’da ise yüzlerce öğrencinin öfkesi valilik binasına yöneldi, binanın camları kırıldı. Onlarca araç ateşe verildi.


GERİLLA HAREKETLERİNİN YATAĞI

AMERİKA kıtasında esen devrimci rüzgarlar 60’lı ve 70’li yıllarda Meksika’da da kendisini gösterdi. Ayotzinapa Raúl Isidro Burgos Öğretmen Okulu’nun burada özel bir yeri vardı. Guerrero eyaleti başta olmak üzere Meksika’nın Güney kesimlerinde yürütülen gerilla mücadelesinin iki önemli figürü olan Lucio Cabañas Barrientos ve Genaro Vázquez Rojas bu okulun mezunlarıydı. Ayotzinapa Öğretmen Okulu bu nedenle muhalifleri tarafından gerilla hareketlerinin yatağı olmakla itham edildi (Okulun öğrencilerinin çok saygı duyduğu isimler olan Lucio Cabañas’ın ve Genaro Vázquez’in duvar resimlerine Marx, Engels, Lenin ve Che ile birlikte bugün okul duvarlarında sıkça rastlanıyor). 60’lı ve 70’li yıllar; öğrenci, öğretmen ve köylü hareketlerinin de yoğun olduğu ve Meksika devletinin bu hareketleri bastırmak için uyguladığı yöntemler nedeniyle ‘kirli savaş’ olarak adlandırılan bir dönemdi. Okulun bugünkü politik kimliğinin oluşmasında bu yılların önemli bir katkısı oldu.


KOMİTELER ETRAFINDA ÖRGÜTLENİYORLAR

OKUL içinde kolektif bir hayat kuran öğrenciler komiteler etrafında örgütleniyor ve eğitimlerine devam ederken okul arsası içerisinde mısır ve tavuk yetiştiriciliği de yapıyor. Kamu kaynaklarının yeterli olmamasından dolayı kendi başlarının çaresine bakmak durumunda kalan öğrenciler gittikleri çevre kentlerdeki gösterilerde okulları için bağış topluyor. Otobüs kaçırma eylemleri bu kapsamda gündeme geliyor. Eylemler ulaşım komitesi tarafından örgütleniyor. Bindikleri otobüslerdeki insanlardan okulları için bağış toplayan öğrenciler, bir gösteriden dönerken veya bir gösteriye gitmek için de aynı yönteme başvuruyor.

ÖNCEKİ HABER

Kobanê nere?

SONRAKİ HABER

Yunan polisinden 17 Kasım işgali

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...