13 Kasım 2014 12:03

Diyarbakır'da çocuk sesleri...

Surlarda gezindiğinizde Süryani kızı Suzan’ın sesini duyar gibi olursunuz. Duygusal bir havası vardır Hevsel Bahçeleri içinden akıp giden Dicle’nin…

Paylaş

Mesut AKATAY
Adana

Bir kentte ne kadar çocuk sesi varsa, o kentin o kadar hikayesi vardır. Diyarbakır tam da böyle bir kenttir. Arabaların hatta Güneş’in bile giremediği, daracık Bağlar sokaklarını çocuk sesleri doldurur. Sabahın altısında en güzel sestir ‘datli’ diye bağıran çocuk sesi. -Sabah, en güzel vaktidir Diyarbakır’da tatlı yemenin- İş bittikten sonra kazanılan ekmek parası gibi sıcak gelir o ses size.
Safidir, envai çeşit zorlukları ve hikayeleri barındırır içinde. Ama yine de yaşam doludur o ses, var olmanın, ‘ben de varım’ demenin sesidir. Bağlar’da hikayesiz sokak yoktur neredeyse. Her sokağın ayrı bir hikayesi, ortak bir acısı vardır mutlaka. Çünkü faili meçhul bir kenttir Diyarbakır. Evlerinden çıkıp da bir daha dönemeyen insanların kentidir. 

Kadim tarihinin yanında acıları, öfkeleri, kavgaları, direnişleri de barındırır. Küçük yaşta taş atmayı, direnmeyi öğrenir çocuklar. Atılan her taş polisten ziyade bir bütün olarak bozuk düzene tepkidir aslında. Yaşam sokaklarda öğrenilen bir mücadele alanıdır Diyarbakırlı için. Sokaklarda şöyle bir yürüdüğünüzde duvarlarda umudun sloganlarla yazıldığını görürsünüz.

ŞİİRDEN VE ŞAİRDEN BİR KENT

Surlarda gezindiğinizde Süryani kızı Suzan’ın sesini duyar gibi olursunuz. Duygusal bir havası vardır Hevsel Bahçeleri içinden akıp giden Dicle’nin… Dağkapı’ya yolunuz düşerse ciğercinin adı ‘Umut’tur.Yedikçe yiyesiniz gelir, yemedikçe 
ölesiniz… 

Ciğer kebabının bağımlılık yapmasının en güzel örneğidir ‘Umut Ciğercisi’.
Dağkapı’ya gelip de Hasan Paşa Hanı’na ve Sülüklü Han’a uğramamak olmaz elbette. Hasan Paşa Hanı’nda içilen bir menengiç kahvesi -Kürt Kahvesi- unutulmaz bir tat bırakır damakta. Sülüklü Han’da içilen gül şerbetinin ise ab-ı hayat olduğu söylenir. Konu yiyecek ve içecek kültürü olunca bahsedeceğiniz o kadar şey vardır ki, bir antoloji oluşturacak niteliktedir.
Şiir sokaktaysa, Diyarbakır’da şiir kuçededir. Türkiye’de en çok şairin yetiştiği şehirlerden biridir. Şairleri de Diyarbakır’a benzer biraz. Bir yanıyla hüzün, bir yanıyla direnç, bir yanıyla da aşk doludur. Şiirden ve şairden bir kenttir aslında Diyarbakır…

ÖNCEKİ HABER

Sivas'ı anlamak

SONRAKİ HABER

Yaşam, Mülk, Öz-gür-lük

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...