1863 Boğaziçi
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerince kurulan bir futbol takımı var: 1863 Boğaziçi. Ve okuldan bağımsız olarak 1. Amatör Lig’de mücadele veren bu takım, denklerinden kesinlikle çok farklı.

Emre GÜRKAYNAK*
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerince kurulan bir futbol takımı var: 1863 Boğaziçi. Ve okuldan bağımsız olarak 1. Amatör Lig’de mücadele veren bu takım, denklerinden kesinlikle çok farklı.
Okullarından veya herhangi bir sponsordan maddi bir destek almayan 1863 Boğaziçi, 1. Amatör Lig’de, arkasında parasal güç olan kulüplerle mücadele içerisinde. Motivasyonları ise aralarındaki arkadaşlık ortamı ile futbol oynama isteği ve sevgisi. Bask doğumlu olanlar yerine Boğaziçi mezunları ve öğrencilerini koyunca, Athletic Club’ı anımsatan 1863 Boğaziçi için gelenek, en az gelecek kadar önemli yer tutuyor ve takıma sağlam bir temel sağlıyor.
Biz de futbola olan sevginin olmasa bile, ilginin azaldığı, tribünlerin giderek daha boş hale geldiği bir ortamda, bazı Süper Lig kulüpleriyle yarışır derecede seyirci çeken 1863 Boğaziçi’nin hikayesini, aynı zamanda takımın formasını giyen Kurucu Başkan Erdi Özer, Teknik Direktör Cenk Erden, İkinci Kaptan Ramazan Yalın ve altyapı eğitimini Fransa’da almış oyunculardan Mustafa Sencer Özcan’dan dinledik..
FUTBOL OYNAMA İSTEĞİ KULÜP KURDURDU
Boğaziçi’nin Güney Kampüsü yakınında buluştuğumuz takım üyelerine ilk olarak, yalnızca birkaç yıllık geçmişi olmasına rağmen 2. Amatör Küme’den, bir üst lige atlayan ve zamanla 3. Lig’e kadar yükselmenin hayallerini kuran 1863 Boğaziçi’nin kuruluş hikayesini ve diğer ekiplerden farkını soruyoruz. Takımın büyük çoğunluğu gibi öğrenci olan ve röportaja sekiz saat dersin ardından gelen Başkan Erdi Özer ise yorgunluğa aldırmadan anlatıyor.
Başkan, “Bu okula geldiğim ilk sene futbol takımına da girdim. İlk iki sene okulu, çevreyi tanıma süreci oluyor. Okul takımında birçok arkadaş ediniyorsunuz ve ortak zevkleriniz olduğu için, onlarla sınıf arkadaşlarınıza nazaran daha çok vakit geçiriyorsunuz. Ayrıca bir emek veriyorsunuz. Haftada dört gün antrenmana gidiyorsunuz” diyerek arkadaşlığa ve emeğe dikkat çekerken, “Açıkçası antrenmanlara büyük bir zaman harcıyorsunuz ancak bakınca yalnızca iki hafta boyunca resmi turnuvaya girebiliyoruz. Harcadığımız emeğin karşılığını zevk olarak alamıyoruz. Futbol açısından tatmin edici bir durum ortaya çıkmıyor. Bakınca üniversite öğrencilerinin rekabet ve eğlenme duygusu daha fazla oluyor” diyor ve aslında takımın kuruluş hikayesinin temelinde, futboldan zevk almanın olduğunu belirtiyor.
‘ÇÜNKÜ FUTBOL BİR TUTKU...’
İkinci Kaptan Ramazan Yalın da başkanı ve takım arkadaşıyla aynı doğrultuda fikir belirtirken, “Üniversiteler arası lige katılıyoruz. Yaklaşık bir yıl idman yapıyoruz ancak okul takımıyla her sene 4-5 maç oynuyoruz ve 30 kişilik kadromuzda herkes maçlarda oynayamıyor” ifadelerini kullanıyor.
Kulüp kuracakken sudan çıkmış balığa döndüklerini ifade eden Başkan Erdi Özer, kulübü kurduktan sonra da lisans çıkarmak için gereken paranın kendilerine engel olduğunu söylüyor ve “Paramız yok. Ne yapacağız? Kendi cebimizden karşılayacağız, çünkü futbol bir sevda, futbol bir tutku. Her şeyden önce yaşadığımız bir arkadaşlık var ve bunu pekiştireceğiz” diyor. Daha önce yine amatör bir kulüpte para alarak oynayan başkan, bu sefer takım için para ödüyor, gerekirse kendi evinde formaları yıkıyor. Ancak her şeye rağmen bu takımı bu gibi zorlukların oluştuğunu söylerken, kendilerinden hiçbir desteği esirgemeyen mezunlara da teşekkür ediyor.
KAFALARDA 3. LİG VAR
1863 Boğaziçi için en belirsiz noktalardan biri ise gelecek. Üniversite sınavı devam ettikçe alttan gelen oyuncular açısından sıkıntı yaşamayacak takımın karşısına yine de ileride daha büyük zorluklar çıkabilir.
İkinci kaptan Yalın, içerisinde oldukları oluşumla birlikte teknik direktörlere ve futbolculara bakış açılarının kesinlikle değiştiğini vurguluyor ve dikkat çekmek istedikleri bir noktanın da endüstriyelleşmeye karşı olmaları olduğunu “Futbola olan ilgi git gide azalıyor. Ben fanatik Fenerbahçe taraftarıyım, eskiden maç kaçırmazdım. Bu sene Fenerbahçe’nin maçlarını izlemiyorum. Endüstriyel futbol geliştikçe, profesyonel seviyedeki futbola ilgi azalıyor. Biz de kendimizi bu yöne kaydırdık, amatörde antrenmanlara çıkıyorum, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum” ifadeleriyle özetliyor. Bu güzel ortam içerisindeki takımın hedefini ise her yıl bir lig çıkarak 3.Lig’e doğru yol almak olarak koyuyor, en azından Türkiye Kupası’nda mücadele etmeyi bekliyor.
‘İDEALİ ÜNİVERSİTE LİGİ’
Sohbetimize, sonlarına doğru katılan Teknik Direktör Cenk Erden söze, takımlarının bir televizyon programına katılmasından sonra, gün içerisinde 1863 Boğaziçi’nin teknik direktörü olarak tanındığını anlatarak giriyor. Yoğun olarak çalışan Erden, üç gün antrenman bir gün maç olmak üzere dört gününü fedakarlık yaparak takıma ayırıyor.
Daha sonra ekibin kafasında bulunan başka bir amaca değinen 2003 mezunu hoca, “Bu girişim, bir öğrenci inisiyatifinin amatör kulüp olması. Federasyondaki diğer takımların başkanı var, gelir getiren birtakım durumları var. Bizde öyle bir şey yok. Aslında ideal şey, üniversite ligi olması. Bu grubun böyle bir hedefi olabilir. Üniversite öğrencilerinin başarı hedefiyle spor içerisinde zaman geçirmesi sağlanabilir” şeklinde konuşuyor.
Mustafa Sencer de Üniversite Ligi oluşumuna değinirken; “Üniversiteler arasında deplasmanlı bir lig olsa, hem rekabet sağlansa hem de okul içerisinde ‘Bu hafta hangi okul geliyor’ tarzı bir hava yaratılsa mükemmel olur” diyerek düşüncelerini aktarıyor.
İLK SENEDEN BAŞARI
Hızlı bir şekilde kurulan ve lige son anda katılan takım, ilk senesinde 2. Amatör Lig’den, 1. Amatör’e çıkarak bir anda, oyuncuları da hırslandırırken, takımın oyuncularından Mustafa Sencer Özcan, o günleri, “İlk sene kısıtlı bir kadromuz vardı. Genellikle yedek ağırlıklı oynadık. Sahamız Hadımköy’deydi. Oraya gitmek için iki saat mesafeye servis kullanıyorduk. İlk yıl gerçekten fedakarlık yapıldı” diyerek hatırlıyor.
Zorluklara rağmen küme atlamasıyla birlikte dikkatleri çeken takımın, başarının da etkisiyle dışarıdan oyuncuların katılım talebiyle karşı karşıya kaldığını da Ramazan Yalın belirtirken, “Dışarıdan talep geliyor. Takım ortamını görenler oynamak istiyor, arkadaşlarımızın tanıdıkları oluyor. Ancak bizim altyapımız, özellikle karakteri düzgün olan ve okula yeni gelen arkadaşlarımız. Tom, Mark, Zack olmak üzere de üç yabancı oyuncumuz var. Mali nedenler nedeniyle onları ligde oynatamıyoruz ancak üniversiteler arası maçlarda şans veriyoruz” şeklinde konuşuyor.
ARKADAŞLIK VE FUTBOL HARMANLANDI
Üniversite Ligi kurulsun veya kurulmasın 1863 Boğaziçi, kendilerine çok yardımcı olan ve her pazartesi 11’e 11 maç yapan mezunlarının geleneğiyle, aralarındaki arkadaşlığı ve futbol sevgisini harmanlayarak futbol oynamak istiyor. Zaten kendi ligleri kesmediği için 1. Amatör’deler ya! Takımı üzerine kurdukları değerlerle, sahada eşi görülmemiş bir futbol esintisi oluşturan Boğaziçi’nden son söz de beklendiği gibi teşekkür oluyor. Tüm takım, kurucularını ve destekçilerini unutmama konusunda hassasiyet gösterirken, ekibin kurulmasında ve bugünlere gelmesinde emeği geçen Boğaziçi mezunları ile Caner Akdolun, Özgür Can Büyükçoban, eski teknik direktörler ve takım kaptanları başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorlar.
*Hayatım Futbol dergisi yazarı
Evrensel'i Takip Et