Gezici’nin ‘Sinema Aşkı’
Gezici Festival, 20’nci yılını “Sinema Aşkına!” teması ile kutlamaya hazırlanıyor. Ankara Sinema Derneğinin düzenlediği festival, bu yıl sinema yapan yönetmenlere özel bir bölüm ayırdı. “Sinema Aşkına!” sinemaya duyulan aşkın hiç bitmediğinin birer kanıtı olan ve sinema tutkusunu konu alan filmleri bir araya getiriyor.

Gezici Festival, 20’nci yılını “Sinema Aşkına!” teması ile kutlamaya hazırlanıyor. Ankara Sinema Derneğinin düzenlediği festival, bu yıl sinema yapan yönetmenlere özel bir bölüm ayırdı. “Sinema Aşkına!” sinemaya duyulan aşkın hiç bitmediğinin birer kanıtı olan ve sinema tutkusunu konu alan filmleri bir araya getiriyor.
SİNEMANIN SINIRLARINI ZORLAYAN FİLMLER
Usta yönetmen Krzystof Kieslowski Amatör’de (Camera Buff), kamerasına giderek daha çok bağlanan ve dün- yaya yalnızca vizörden baktığı için çevresindekileri yitiren bir sinemasevere odaklanıyor.
Çektiği her filmle bir anlatım aracı olarak sinemanın sınırlarını zorlayan Jean-Luc Godard, son filmi Dile Veda (Goodbye to Language) ile bu kez dijital ve üç boyutlu sinemanın, Hollywood’un ufkunun çok ötesinde, derin ve çok boyutlu bir anlatıya imkan sağlayabildiğini kanıtlıyor.
Sinemanın olanakları üzerine bir güncel deneme olarak öne çıkan Yael Andre imzalı, Diktatör Olduğumda (When I Will Be Dictator), bir zamanlar amatör sinemacıların gözdesi olan Süper 8 formatındaki görüntüler aracılığıyla kurgulanan hikayesi ile dikkat çekiyor. Kamerayı yetişkinlerin dünyasından çocuklarınkine taşıyan Eleştirmen ve Yönetmen Mark Cousins İlk Film’de, savaşla büyüyen ve daha önce hiç film görmemiş çocukların sinemayla tanışmasını perdeye yansıtıyor.
ANA AKIM DIŞI SİNEMAYA SAYGI DURUŞU
Hayranlık duyduğu yönetmenin yerini almaya çalışan bir sinemaseverin gerçek hikayesinden yola çıkarak filme alınan Yakın Plan (Close-Up), aşkın nasıl saplantıya ve yanlışlıklar komedisine dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.
Yönetmenliğini Abbas Kiarostami’nin yaptığı film, kendini Ünlü Yönetmen Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtıp, Tahranlı üst sınıf bir ailenin içine yavaşça sızan Sabzian adında, işsiz İranlı bir adama karşı açılmış bir davayla başlıyor. Sabzian’ın aileyle geçirdiği sürece ait kesitler, kamera önünde eksiksiz canlandırılıyor ve seyirci gördüğünün ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu asla emin olamıyor. Kiarostami’nin bu klasik yapıtını kendi işlettiği sinemada gösterime sokma hikayesini anlatan Nanni Moretti’nin kısa filmi Yakın Plan, Moretti’nin meslektaşına ve ana akım dışı sinemaya bir saygı duruşu niteliğinde. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et