29 Haziran 2014 07:34

Burjuvazinin 200 yıllık yalanı: Takdir-i ilahi!

Oysa Soma’da herkesin gözü önünde açıkça bir cinayet işlenmiştir ve bu cinayetin sorumluları da bellidir: Soma’da suçlu devlettir, hükümettir ve patrondur.

Burjuvazinin 200 yıllık yalanı: Takdir-i ilahi!
Paylaş

Ömer Furkan ÖZDEMİR

Soma’da yaşanan işçi katliamının ardından aralarında Soma Holding “CEO”su Can  Gürkan’ın da bulunduğu 8 kişi tutuklanmıştı. Geçtiğimiz günlerde Can Gürkan’ın  avukatının, müvekkilinin tutuksuz yargılanması için mahkemeye verdiği dilekçede, okumakta olduğunuz yazıyı yazarken de yazıyı okurken de insanın sinirlerini alt üst edecek bir ifade içeriyordu: Meydana gelen kazada kimsenin kusuru bulunmamaktadır!
Can Gürkan’ın avukatının aslında açık açık söyleyemediği şeyin “Soma’da yaşananlar takdir-i ilahidir” olduğu açıktır. Kapitalizmin ilk yıllarından günümüze değin nerede bir “iş kazası” yaşansa, söz konusu “kaza”larda birinci dereceden sorumluluğu bulunanların –eninde sonunda sorumluluklarını kabul etseler bile- ilk başvurdukları kaçış yoludur: Çok üzgünüz, böyle olmasını istemezdik!
Hak mücadelelerinin kazanımları sonucu “düzenlenen” yasalarla yargılanırken –ve bir şekilde ceza alırken- bile ağızlarından düşürmedikleri yalandır: Tüm önlemlere rağmen bir de tanrı faktörü var sayın yargıç!
Öyle ki bu “tanrı faktörü”, kapitalizmin başkenti ABD’nin yargısında kendisine yer bile bulabilmiştir! “Tüm önlemler mevcuttu ama bizim irademiz dışında tanrı faktörü vardı”nın ülkemizdeki karşılığı ise hepimizin bildiği gibi “Takdir-i ilahi”dir! Soma’da yaşananların ardından da birincil derecede sorumlu olanların aymazca açıklamaları ve bir şekilde başlamış yargı sürecinde şu ya da bu şekilde dahil edilerek yargılanan Soma Holding’in CEO’sunun “kazada kimsenin kusuru bulunmamaktadır” demesinin “meali” olan takdir-i ilahi ile sorumluluktan kaçılmasının zemini hazırlanmak istenmektedir... Oysa Soma’da herkesin gözü önünde açıkça bir cinayet işlenmiştir ve bu cinayetin sorumluları da bellidir: Soma’da suçlu devlettir!

SOMA’DAKİ SUÇLULAR

Maden ocaklarını hizmet alımı yoluyla taşerona devreden üstelik bunu yaparken kendi hukukunu bile ayaklar altına alan devletin kendisidir birinci suçlu!
Soma’da suçlu hükümettir! Devletin yürütme organı olarak (ve bir süredir yasama işlevini de bir arada yürüten) hükümet, madenlerin özel sektöre devrinden; -sadece madenlerde değil bütün bir çalışma yaşamında- eksik, kusurlu “iş” sağlığı ve güvenliği yasası’nı çıkarmaya ve dahi bu yasayı uygulayıp denetim yapmaktan imtina etmeye değin her işleminden dolayı suçludur!
Soma’da suçlu Çalışma Bakanlığı ve bakanlığın en üst yetkilisi olarak Çalışma Bakanı’dır! Çalışma yaşamının birinci derecede sorumlusu olarak Çalışma Bakanı’nın, bu alanı düzenleyen (yani taşeron çalışmayı yasallaştıran, işçi sağlığını dolaylı yoldan patronun insafına terkeden) tüm yasalarda birinci derecede sorumluluğu vardır! Enerji Bakanlığı’dır! Ve Enerji Bakanı’nın kendisidir! Kendisine bağlı kömür işletmelerindeki insanlık dışı çalışma koşullarının sorumlusudur! Soma’da suçlu Türkiye Kömür İşletmeleri’dir! Rödovans sistemiyle kömür üretiminin artık neredeyse tamamını “özel sektör”e yaptıran TKİ, bu uygulamalar sonucu madenlerde çalışan işçilerin düşen ücretleri ve günden güne kötüleşen çalışma koşullarındaki sorumluluğu yerine nasıl kara geçtiğiyle övünmektedir!
Ve elbette sayın bay Can Gürkan! Soma’da suçlu sizsiniz! “Hiç kimsenin kusuru yoktur” diyemezsiniz! Soma Holding olarak kömürün tonunu 140 dolardan 23.8 dolara düşürmekle övünen sizlersiniz! TKİ’nin tamamına alım garantisi verdiği kömürleri, işçilerin kanları canları pahasına çıkartıp kasalarınızı doldurarak bu katliamı işlediniz!
Kapitalizmin ilk yıllarından bugüne “çok şey değişti”! Değişmeyen ise Soma Holding’e ve bugün ülkemizi yönetenlere değin, burjuvazinin ve onun kapitalist sisteminin bekçisi devletlerinin suç organizasyonları olarak “milyarlarca, milyarlarca ve yine milyarlarca “dolar”lık sermaye birikimleri” için emekçileri ölümüne çalıştırarak “tam teşekküllü cinayet”lerine devam ettikleri gerçeğidir!
Bir kere daha ve bir kere daha tekrar edelim: Hepiniz oradaydınız! Hepiniz suçlusunuz! Kusurlu değil, suçlusunuz! Birinizin suçu diğerinden az değildir! Takdir-i ilahi ne der bilinmez ama nihai takdiri halk verecek ve hepiniz suçlarınızın hesabını vereceksiniz!

ÖNCEKİ HABER

AKP’nin yedi güzel adamı

SONRAKİ HABER

T(Ç)orba Yasa

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...