22 Haziran 2011 12:36

Gençlik kampımız tarihe kardeşliği yazıyor

Bir dünya kursak! Binlerce genç... Gıdasından, temizliğine; güvenliğinden eğlencesine… Her şeyi bizlerin başardığı bir dünya… Adı?.. Adı fark etmez!  Nasıl olsa dünyayı biz kurduk. Sonra; o dünyalı olmak isteyenlere bir çağrı yapsak: “9 gün gelin kendi kurduğumuz dünyada yaşayalım!” Gelse binlerc

Paylaş
Osman Zorlucan

Evet, binlerce genç, geçen sene kurduğumuz o dünyada yerini aldı. Ayrı bir dünya kurdular. Ne düşündüyseler başkası hakkında, sadece soyut bir şey olarak kalmadı düşünceleri. Arkasından da konuşmadılar, muhatabına sordular her şeyi. Çünkü kendi kurdukları dünyada birbirinin arkasından konuşmak yoktu. Üçüncü kişiden duyduklarıyla birilerini suçlamak yoktu. Bir araya gelince bizler, anlayabilirdik birbirimizi. 10 gün içinde gösterdik böyle olacağını. Kendi dünyamızın dışında bize hep önyargı öğretildi. Öyle ya; bize bu güne kadar böyle bir dünyada yaşamanın korkulması gereken bir şey olduğunu öğrettiler. Her an tetikte olmamız gerekeceğini öğrettiler. Dört tarafımızın düşmanlarla dolu olduğu bir ülkede yaşıyorduk(!) ve her an bizi “bölecek” bir düşman hazırda beklemekteydi. Eğer böyle olsaydı, şimdiye kadar milyon kere bölünmüş olmalıydık. Bölünmedik ama hala korkuyoruz/korkutuluyoruz. Çünkü etrafımız düşman kaynıyor. Öyle ya; Nihal Atsız 1941’de de bunu görmüş ve oğluna vasiyet bırakmış. Hem de ne vasiyet:

Oğlum Yağmur;

Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.

Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.

Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.

Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarın ki düşmanlarımızdır.

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.

Tanrı yardımcın olsun!”

Geçmişten Mirasımız Var

Bize de şu anda kaçıncısını yapacağımızı bile hatırlamadığım gençlik kamplarından miras kalmıştı, kardeşliğin yolunun nerden geçtiği. Eğer o kamplarda birbirimizin diline, kültürüne, yaşayış tarzına, siyasi tercihlerine saygı duymasaydık ve hiç kimse birbirini dinlemeden, anlamaya çalışmadan reddetseydi, bugün bilmem kaçıncı buluşmayı yapamaz olacaktık. Çoktan parçalanmıştı kampımız. Ama öyle olmadı, olmayacakta!

Anadilinde eğitim hakkını isteyen Kürtler de oradaydı, kendi kültürünü tanıtmak isteyen Laz’lar da.

 “Bu ülkenin tek dili var, oda Türkçe. Herkes kendi dilinde eğitim görürse kargaşa olur. Kimse anlaşamaz.” diyenlere inat, 10 gün boyunca birbirlerin dillerini ve kültürlerini tanıma fırsatı buldu herkes. 10 günde öğrendiğimiz 10 kelime ile yine anlaşamazdık birbirimizle ama eğer kardeşçe yaşayabilseydik bu kampın dışında da, anlaşılmayacak hiçbir şeyin olmadığını öğrendik hep beraber. Eğer izin verselerdi bize, o zaman herkes Kürtçeyi de, Lazcayı da, Arapçayı da öğrenebilirdi. Tulum çalarak horana durmak sadece Lazlara kalmazdı o zaman. Çepik sadece Kürtlerin bildiği bir halay olmazdı. Kürtçeyi sadece Kürtler konuşmayacaktı. Sadece bunu anlamak için birkaç gün yetti bize. İşte yine az kaldı her milliyetten Türkiye gençliğinin buluşmasına. Bizler yine orada olacağız. Bir kamp nasıl yapılır; 9 gün boyunca eşit, özgür ve gönüllü bir birliktelik nasıl kurulur; hayat nasıl güzelleştirilir bir kez daha haykırmak için!

ÖNCEKİ HABER

Sosyal paylaşım siteleri

SONRAKİ HABER

Teşekkürler Kazım...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...