06 Nisan 2014 08:19

O kuş bu yuvaya gelecek!

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber ve twitter da miwitter iken, insanlar sözlerini kuşun ağzına bağlayıp bilgisayara değil, ayağına bağlayıp yola gönderirlermiş. Timeline’dan değil kanatların çizdiği rotalardan akarmış iletişimin yolları.

O kuş bu yuvaya gelecek!
Paylaş

Elif GÖRGÜ

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber ve twitter da miwitter iken, insanlar sözlerini kuşun ağzına bağlayıp bilgisayara değil, ayağına bağlayıp yola gönderirlermiş. Timeline’dan değil kanatların çizdiği rotalardan akarmış iletişimin yolları.
Bu arada evvel zaman dediğimiz 3 bin yıl önce.
Kuşların insanlar arasında haberleşme aracı olarak kullanılmasının tarihi bu kadar eskiymiş meğer. Antik Yunan’da yapılan olimpiyat oyunlarında, kazananları ele güne duyurmak için uçarmış posta güvercinleri. 1100’lü yıllarda o kadar ilerlemiş ki eski zaman teknolojileri, Bağdat ve Suriye arasında posta güvercini hatları varmış. Cenovalılar Akdeniz’deki hakimiyetlerine hala hakim olup olmadıklarının bilgisini almak için sürekli o kale senin bu kale benim dolaştırırmış kuşları.
Ama yeter ki insanın niyeti gerçeği çarpıtmak olsun, kuş ne kadar çırpınırsa çırpınsın boş, o yalan o ayağa bağlanacak, o kuş uçacak.
Misal yıl 1815.
İngilizlerle Fransızlar savaşıyor. Savaşın adı Waterloo, Fransa İmparatoru Napolyon’un son savaşı. Tıpkı bugün gibi o gün de savaşların galipleri devleti kontrol edenden çok parayı kontrol edenler olduğu için, bankerleri askerlerden daha çok ilgilendiriyordur savaşın sonucu.
Büyük ihtimal ordudan fazla posta güvercini olan banker Nathan Rothschild savaşla pek bir ilgilidir. Kuşları uçurup uçurup muharebelerin gidişatı konusunda bilgileri, seçim sonuçlarını halktan gizleyen Anadolu Ajansı misali kendi hafızasında tekelleştirir.
Şöyle ki; savaşta Fransa, İngiltere-Prusya ittifakına yenilir ve güvercinleri sürekli savaş meydanından haber taşıyan Rothschild bu haberi ilk alan olur. Ancak savaşın sonucundan çok paranın sonsuzluğu ile ilgilenen akıllı banker, İngiltere’de savaşın kaybedildiği haberini yayar. Bu arada kuş deyip geçmeyelim zamanın finans merkezleri arasında da paranın haberini taşır küçücük kuş pençeleri ve rivayet o dur ki zaferin sesi de Rothschild’ın kulağına 200 mil öteden gelerek konmuştur.
Haberi alınca Londra Borsası’na girer ve başlar hisselerini satmaya, kara haber güvercinden hızlı uçar, herkes savaşın kaybedildiğini düşünerek aynı yöntemi uygular, sonra Rothschild satılan her şeyi yeniden toplamaya başlar. İngiltere’nin kazandığı “gerçek” haberi ulaştığında artık çok geçtir, banker piyasayı boşaltmıştır bile...
Waterloo’dan 45 yıl sonra, 1860 yılında bir başka İngiliz Paul Reuter, sonradan adı Reuters olacak haber ajansını posta güvercinleri ile kurar, haber yaymak dışında piyasadaki gelişmelerini yaymak da ajansın önemli işlevleri arasındadır ve bugünün en büyük haber ajanslarından biri 45 kuşun üzerinde yükselir. Ardından diğer haber ajansları da güvercinleriyle birlikte kurulmaya başlarlar.
Seçimin sonucunu çarpıtmakta, önemli kentlerde yenileni yenmiş göstermekte Rothschild taktiklerini aratmayan bizim haber ajansımız Anadolu Ajansı ise, 6 Nisan 1920 yılında kurulur. Tam 94. yaşını kutladığımız bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki 94 yıl boyunca iktidarın yanında olmakla halkın yanında olmak tercihleri arasında hiç bocalamamıştır!
94. yaşını artık “gerçekleri”ne kesinlikle güvenmeyecek bizlerle kutlayacak değildir elbet.
Doğumgünü pastasını AKP Genel Merkezi’nde Başbakan Erdoğan ile birlikte keserken çekilecek bir “selfie” zamane posta güvercini twitter’a çok yakışırdı doğrusu.
Anadolu Ajansı’nın gerçeği halktan saklamaktaki başarısının 94. yılını kutlarken küçük bir hatırlatma yapmalı. Güvercinler sadece “yuvalarına doğru” uçar. Bir güvercin nereye uçsun istiyorsanız orada yaşayan bir güvercini evinden uzaklaştırmalısınız ki, evine geri dönerken sizin haberinizi de bileğinde götürsün. Ne yapıp edip eve geri döneceği ise kesin bilgidir, içiniz rahattır.
O yüzden Anadolu Ajansı da, yandaş medya da, TİB de, gerçek üzerinde istediği çarpıtmayı yapabilir, bilginin halka ulaşmasını engellemeye uğraşabilir ve hatta İnternet kuşu da bir şirketin özel mülkiyeti olabilir... Hiç sorun değil.  
Gerçek, kuşların en inatçısıdır.
O kuş bu yuvaya elbet döner.
İçimiz rahat.

ÖNCEKİ HABER

Kirli olan kim?

SONRAKİ HABER

Yoksullar sandığı ne yapsın?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa