Kale Kilit işçilerinin yolsuzluk soruları
Mustafa MAYDA
İstanbul
Güngören’de bulunan Kale Kilit işçileriyle öğlen yemek arasında görüşüyoruz. İşçiler fabrika önünde ve kahvelerde öbek öbek toplanarak sohbet ediyor.
Ayakkabı kutularında milyon dolarların saklandığı, milyon dolarlık rüşvetlerin havada uçuştuğu bugünlerde işçilere “Perde yırtıldı: yolsuzluk, rüşvet, talan düzeni göründü, hesap soralım” bildirilerini uzatıyoruz. İşçilerin ilk sorusu, “Para mı dağıtıyorsunuz?” oluyor, Peşinden de “Kimin paraları bunlar?” sorusu geliyor. Bize fırsat kalmadan yanıt mavi önlüklü bir işçiden geliyor: “Bizim paralarımız.” Başka bir işçinin ses tonu sertleşiyor: “Tansu Çiller, kocası ve öncekiler gibi bunlar da çalıyor. Bu sistem böyle, herkes çalıp çırpıyor.”
Sohbete yeni işçiler katılıyor: “Paralar nereden geldi, bu paraların hesabı sorulması lazım.” Başka bir işçi “Sendika üyesiyim sendikanın haberi var mı bundan” diye soruyor.
Sorular peş peşe geliyor. Biri tepkiyle “İyi de çalıp çırpanları bilenler 12 yıldır susuyor. O zaman neden sesin çıkmıyordu, şimdi mi aklınıza geldi?” diyor öfkeyle.
Diğer bir işçi “Ağabey hırsızlık, soygunculuk var tamam, Cemaatin polisi zamanı kollamış. Niye?” sorusunu yöneltiyor. “Hırsızlık fabrikadan başlıyor. Biz çalışıyoruz patronu, müdürü götürüyor” diye farklı bir yorum getiriyor bir işçi.
Sohbet devam ettikçe işçiler arasında “Doğru diyorlar, hepsi aynı, hepsi çalıyorlar” fikri öne çıkıyor. Yolsuzluk, rüşveti tartışınca herkes hem fikir, ama iş “Başbakan, oğlu vb.” gelince işçiler arasında da AKP’nin ‘komplo, dış güçler’ söylemi burada da etkisini göstermişe benziyor.
Evrensel'i Takip Et