31 Ocak 2014 19:05

Gençlik oy deposu olmayacak

Egemen siyasetin temsilcisi olan partilerin, Türkiye gençliğini özlediği yarınlara taşıması mümkün değildir. Bu partiler yöntemleriyle, adaylarıyla ve seçim platformlarıyla eski ve yeni statükonun temsilcisi olmaktan öteye gidemezler

Gençlik oy deposu olmayacak
Paylaş

İmran KURT
Hacettepe Üniversitesi


Türkiye, seçim havasına bürünmeye başladı. 30 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerin o kadar da yerel olmayacağıyla başlamak gerek. Çünkü bu seçimler; Türkiye’nin son 1 yılda yaşadığı (Haziran direnişi, 17 Aralık operasyonu, çözüm süreci) gelişmeleri göz önünde bulundurursak, sermaye hükümeti AKP açısından oldukça önemli. Bir yanıyla da 30 Mart’ta sandıktan çıkacak sonuç tüm bu gelişmelerin AKP’yi ne kadar etkileyeceğinin bir göstergesi olacak.

Seçimlerin ne kadar adaletsiz bir ortamda gerçekleştiğine de değinmek gerekir. Seçim barajları, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller, ödediğimiz vergilerin sermaye partilerinin kasasına seçim yardımı olarak gitmesi ve buraya yazılmayan birçok şey bunu gözler önüne seriyor.

MEMLEKETİN GENÇLİK CEPHESİNDEN GÖRÜNTÜSÜ

Başta AKP, CHP, MHP olmak üzere tüm düzen partileri bir kez daha bizlerin karşısına çıkıp, çeşitli vaatlerle oy isteyecekler. Çünkü sayımız az değil, ülke nüfusunun yarısı kadar ederiz. Peki gençler olarak nasıl bir ülke de yaşıyoruz?

- Geleceğimizin ayakkabı kutularına sığdırıldığını görüyoruz. Bizler geleceğimiz için yıllarca okumak, çalışmak zorundayken; birileri çoktan bizim emeklerimiz üzerinden kendi geleceğini kurmuş!

- Bilimsellikten uzak, demokratik olmayan bir eğitim sisteminde eğitim ve öğrenim görüyoruz. Neoliberal politikaların bir eseri olarak eğitim ha-yatımıza dair attığımız her adım para demek. Eşit olmayan ve adaletsiz koşullarda geleceğimiz için çalışıyoruz.

- YGS-LYS vb sınavlarla  dershanelere mahkum ediliyoruz, ha-yatımızı sınavlara sığdırmamız isteniyor. Duvarın ardını görebilmemiz için adaletsizliklerle, şifrelerle dolu sınav sisteminden geçmemiz isteniyor.

- Üniversitede de durum farklı değil. Hayal ettiğimiz üniversite ortamından uzak, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, attığın her adımın soruşturma demek olduğu üniversitelerde eğitim görüyoruz. Üniversitelerin başındaki YÖK belasını da unutmamak gerekir. YÖK, üniversitelerin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel olarak varlığını koruyor.

- Fabrika ve organize sanayi bölgelerinde ucuz iş gücü olarak görülüyor, sendikasız ve sigortasız çalıştırılıyoruz.

- Geleceğimiz işsizlik ve yoksulluk kıskacında. Tabi Başbakana göre her üniversite mezunu iş bulmak zorunda değil.

Ve sayamayacağımız pek çok şey daha var. Peki bizler ne yapmalıyız?

UMUDUN, GELECEĞİN PARÇASI OLMAK İÇİN...

Haziran direnişini yaşamış, bizzat içinde olmuş bir nesiliz. Cumhuriyet tarihinin en büyük direnişine şahitlik ettik hep birlikte. Ardından, yine Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna tanıklık ettik. Cumhuriyet tarihinin enlerini yaşarken, kapitalizmin ne kadar çürük bir sistem olduğunu canlı haliyle görü-yoruz.

AKP, CHP ve MHP gibi egemen siyasetin temsilcisi olan partilerin, Türkiye gençliğini özlediği yarınlara taşıması mümkün değildir. Bu partiler yöntemleriyle, adaylarıyla ve seçim platformlarıyla eski ve yeni statükonun temsilcisi olmaktan öteye gidemezler.

Biz gençler ise çaresiz değiliz. Adı HDP olan bir alternatifimiz var. Umudun, geleceğin parçası olmak için oylar HDP’ye!


CHP’NİN ADAY KRİTERLERİ!

YUKARIDA madde madde saydığımız ve Türkiye gençliğinin içinde bulunduğu durumu yansıtan tablonun sorumlusu olarak, daha fazla AKP üzerine söz etme gereksinimi yok. Düzenin bir partisi de CHP. Omurgasızlığı daha fazla gün yüzüne çıkmış ve kimilerinin en solcu partisi CHP’nin de diğerlerinden hiçbir farkının olmadığını görüyoruz. Ankara adayı Mansur Yavaş, Hatay adayı Lütfü Savaş. Biri MHP kökenli, Deniz Gezmiş için ‘çeteci’ tanımlaması yapmış, Alevilere yönelik katliamların içinde yer almış. Diğeri Gezi eylemcilerini marjinallikle suçlamıştı. Mesele sadece aday tartışması mı? Tabi ki hayır. Cemevi yıkma girişimleri, bünyesinde çalıştırdığı taşeron işçilere yapılan haksızlıklar ve birçok şey. Bunlar CHP’nin özünde diğer sermaye partilerinden farksız olduğunun göstergesi.

ÖNCEKİ HABER

Bozuk düzenin sağlam sınavı olur mu?

SONRAKİ HABER

Cemaat AKP kavgası bahane, yolsuzluk şike şahane

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa