Kader’in beyaz bisikleti

Özge KURU

Biliyorum hiçbiriniz yüzünüzü buruşturmadan, içiniz cız etmeden okumadınız Kader’in haberini. Adıyla yapılan kelime oyunlarının dışında en fazla “talihsiz” dediler onun için, hikayesi o kadar yalın bir gerçeklikti ki medya süslemeye gerek bile duymadı.  Gece yarısı apar topar üstü toprakla örtülürken Kader, kendinden öncekiler gibi ne çok şeyi serdi gözlerimizin önüne.

FAİLLER ADINDA SAKLI

Önce adını koyalım. Çünkü adını nasıl koyarsak öyle algılar ve nasıl algılarsak öyle yargılarız durumu. Oksimoronlar listesinin en çarpıcı örneğidir çocuk gelin. Yaşayan ölü, gerçek yalanlar, tarafsız taraftar neyse çocuk gelin de odur. Gelinlik kavramı kadınlıkla ilgili bir kavramdır, çocuksa malum kadınlık ya da erkeklik erginliğine erişmemiş kimsedir. Kısacası çocuk gelinin başına ve sonuna koyduğunuz tırnak işaretleriyle de kotaramazsınız meseleyi.  Ayrıca çocuk gelin, zoraki gelin dendiğinde bu kız çocuklarına, mesela “sevdiğine kavuşamayıp başkasıyla evlendirilen” bir yetişkinle aynı potada eriyebilir durum. Çocuk olduklarının üstünden bir anlık da olsa atlanabilir.
‘Bağzı medyadan’ çok daha duyarlı sosyal medyada ise durum daha net özetleniyor:  Çocuk gelin yoktur, pedofili vardır.  Psikoseksüel bir rahatsızlık olarak kabul edilen pedofili, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin bu yönde olmasını tanımlar. Pedofili, dünya üzerinde en ağır ve en kabul edilemez cinsel suç olarak bilindiği için meselenin hoş görülmesinde hiçbir hafifletici sebebe gönülleri razı olmayanların eğilimi bu yönde. Meselede faillerin kimliğini saklamamak, parmak izlerini silmemek adına daha nadir kullanılan ‘çocuk istismarı’nın kapsayıcılığı önem arz eder. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre çocuk istismarı “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir.” Failleri teşhis ettiniz mi? Kader’e sorsak ‘Hepiniz ordaydınız’ mı der ki?

VELEV Kİ GELİNLİK BEYAZ

Çocuk istismarına neden olan evliliklerde, evliliğe onay verenlerin sarıldığı ilk şey ‘gelinlik’ oluyor.  Sıkıca örtmeye çalışıyorlar istismarın üstünü beyazlara bürümeyerek çalışarak.
“Aslında 14 değil, 16 yaşında Kader” dedi babası.  “Kucağında bebeği vardı. Kızın, çocuk olduğunu bile bilmiyorum, kadın gibi duruyordu” dedi köyün muhtarı. “Kader’in de rızası vardı. Gülüp oynaşıyorduk” dedi kocası.  Velev ki 16 yaşında, velev ki muhtar onaylı, velev ki rızası var. Üniversiteli genç kadınların evlerine terör örgütlerinden kızınızı koruyun diye mektup gönderen devlet, bu kızlarını üvey evlat olarak gördüğü için mi önemsememektedir. Devletin sağlıklarını düşünerek 18’inden önce sigara, alkol almasın, barlara giremesin diye koruduğu, erkeklerle aynı evde kalırsa sağlıksız sonuçlarla hamile kalır diye korktuğu kız çocukları,  ilk doğumunu evde yapmış hastane yüzü görmemiş kızdan daha mı çok seviliyorlar?  
Ya da şöyle soralım. 12 yaşında bir kızın, kendisinden yaşça büyük bir erkek tarafından cinsel ilişkiye zorlanmasını sapıklık olarak görülüp imam nikahı, yasal evlilik onayı gibi gerekçelerle bu sapıklığın aklanması aklı başında bir mantığın argümanı olabilir mi?

HATT-I MÜCADELE DEĞİL SATH-I MÜCADELE

Biliyorum tabii ki itirazınız yok bunlara. Ama işte Doğu’nun bir gerçeği, ne yapabiliriz ki!? Dünya genelinde erken evliliklerin sebepleri yoksulluk, eğitimsizlik, cinsiyet eşitsizliği, törelerin etkisi ve yasaların uygulanmasında yetersizlikler olarak sıralanıyor. O zaman istismar evliliklerinde hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır ve o satıh bir çocuğun geleceğini belirleyen bütün koşullardır. Yoksulluk, işsizlik, eğitim mi dediniz? Torba yasaya, taşeronlaştırmaya, esnek çalışmaya, kıdem tazminatının eritilmesine karşı çıkmadan, sendikasızlaştırmanın, yolsuzlukların, 4+4+4’ün hesabını sormadan, Kader’e çocukluğunun masumiyetini koruyabileceği bir gelecek veremezsiniz. Cinsiyet ayrımcılığı mı töreler mi mesele? Kürt sorununun çözümünde ısrarcı olmadan, çocuk işçiliğine, kadınlara yönelik bin bir türlü haksızlığa dur demeden ‘Doğu’nun bu gerçeği deyip geçtiğiniz ateşi evlerinizden ırak tutamazsınız. İstismara karşı yasal düzenlemeleri ana sütü gibi hayati bir hak olarak görmeden ve sırtı terleyen bir çocuğu kollar gibi kollamadan hakları yüzünüzü buruşturmaktan kurtulamazsınız. Alın Kader’in elinden beyaz gelinliği, beyaz bir bisiklet verin. İnsanca yaşamayı siz de o zaman onunla tadacaksınız.

RAKAMLARLA  İSTİSMAR EVLİLİKLERİ

Türkiye’de 2012’de
129 bin 130
16-19 yaş arası kız çocuğu evlendi
Türkiye’de her 3 evlilikten 1’i çocuk yaşta yapılıyor. Dünyada 70 milyon evli kız çocuğu bulunuyor.
Eğer böyle devam ederse dünyada 142 milyon kız, 2020’ye kadar çocuk yaşta evlenmiş olacak  Dünyada her gün 39 bin Kız çocuğu, yetişkinle evleniyor.
15-19 yaş kız çocuklarında hamilelik 1.sıradaki ölüm nedeni
15 yaş altı hamileliklerde 5 kat daha fazla ölüm riski söz konusu.

ULUSLARARASI  SÖZLEŞMELER NE DİYOR?

Evlilik ancak müstakbel eşlerin özgür iradesi ve tam rızasıyla yapılmalıdır.Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi Madde 16 (2).
Çocuğun erken yaşta nişanlanması veya evlenmesi hiçbir şekilde yasal sayılmayacak ve evlenme asgari yaşının belirlenmesi ve evlenmelerin resmi sicile kaydının mecburi olması için, yasama dahil gerekli tüm önlemler alınacaktır.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi Madde 16 (2)
Devlet, çocuğun yasadışı bir cinsel faaliyete girişmek üzere kandırılması veya zorlanmasını önler.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Madde 34.