06 Ocak 2014 18:40

Ford işçisi kadınlara bir dokunduk bin ah işittik

Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’nı konuşmak üzere yan yana geldik Ford Otosan işçisi kadınlarla. Niyetimiz sendikalı kadın işçilerle yasa tasarısının kadın işçiler için ne anlama geldiğini tartışmaktı. Denir ya, ‘bir dokun bin ah işit’ diye tam da böyle oldu sohbetimiz. Kadın işçilerin anlattıkları, itiraz ettikleri 2013 yılından kadınların payına düşenlerin değerlendirmesi gibiydi aslında.

Ford işçisi kadınlara  bir dokunduk bin ah işittik
Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı nikâh törenlerinin vazgeçilmez karelerinden biridir çiftlerden ‘üç çocuk’ sözü aldığı anlar. Sadece nikâh törenlerinde de değil, ilgili ilgisiz her toplantıda bu sözleri telaffuz etmiştir. Öyle ya, memleketin genç nesillere ihtiyacı vardır… İşte Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı da Başbakan’ın bu en temel meseledeki ısrarının bir sonucu olarak gündeme geldi. Hemen ilgili bakanlıklar kolları sıvadı, yandaş medya da  “kadınlara müjde“ başlıklarıyla duyurularını yaptı.  Altından ise güvencesizlik, esnek çalışma, kadınları ‘asli görevlerini’ aksatmadan ucuz iş gücü olarak çalıştırma çıkmıştı.

KARA KARA DÜŞÜNÜLEN ÇOCUKLAR

Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’nı konuşmak üzere yan yana geldik Ford Otosan işçisi kadınlarla. Niyetimiz sendikalı kadın işçilerle yasa tasarısının kadın işçiler için ne anlama geldiğini tartışmaktı. Denir ya, ‘bir dokun bin ah işit’ diye tam da böyle oldu sohbetimiz. Kadın işçilerin anlattıkları, itiraz ettikleri 2013 yılından kadınların payına düşenlerin değerlendirmesi gibiydi aslında. AKP’nin kadın düşmanı politikalarına ilişkin söyleyecek çok sözleri vardı. Kürtaj tartışmaları, kadına yönelik şiddet ve artan kadın cinayetleri, kızlı-erkekli tartışmaları, yolsuzluk operasyonları…

Gündem, Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı olunca Başbakan’ın tüm kadınlara salık verdiği “en az 3 çocuk doğurun” sözleriyle başladık sohbetimize. Gezi Direnişinden bu yana daha bir görünür hale gelen Hükümetin uygulamalarının toplumun geniş kesimlerince dün olduğundan daha çok sorgulanır hale geldiği açıktı. Ford Otosan’da 15 yılını geride bırakmış Müzeyyen’in Başbakan’ın 3 çocuk söylemini destekleyen konuşması, “eğer bakamıyorlarsa, şikâyet ediyorlarsa, ya çocuk doğursunlar ya da çalışsınlar” yönlü sözlerine cevap da gecikmedi. Üçüncü çocuğuna hamile Sevda biraz da öfkeli “Başbakan 3 çocuk diyor ama bu çocuklara nasıl bakacağımızı söylemiyor. Ben şimdi üçüncü çocuğuma hamileyim ve kara kara düşünüyorum nasıl bakacağımı, ona nasıl bir gelecek kuracağımı. Sadece dünyaya getirmekle olmuyor.” Kaç çocuk doğuracağına sadece ve sadece kadının karar vereceğini sözlerine eklemeyi de ihmal etmiyor.

İNANMAK İÇİN BİR NEDEN YOK

Çocuk bakımının kadının sırtına yüklendiği, kadının annelik dışında hesaba bile katılmadığı, AKP eliyle kadının adının bakanlıklardan bile kaldırıldığı ülkemizde bu politikalar kadın işçileri de rahatsız ediyor. Kreş hakkının 150 ve üzeri kadın çalışanı olan işyerlerini kapsaması, bunun bile denetiminin yapılmadığı bir ortamda Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’nda yer alan kreşlere teşvik iddiasının onlar için bir inanılırlığı yok. “Bizde yasalar hep kağıt üzerinde ama işleyiş yok” diyor Sevda. Denetim mekanizmasının olmadığı bir ortamdaysa kadınların hayatlarını iyileştirecek adımlar atılacağına inanmıyor. Ford Otosan’da kreş yok. Kadın işçilere 0-6 yaş arasındaki çocuk başına 500 liralık çocuk yardımı yapılıyor. Kadınlar kimi işçilerin çocuklarını kreşe göndererek, kimi işçilerinse akrabalarının yanına bırakarak çocuklarının bakımını sağladıklarını anlatıyorlar. En büyük sıkıntı ise gece vardiyalarında çocuklara ne olacağı. ‘Şanslı olanlar’ çocuklarını yakınlarının yanına bırakarak çözmeye çalışıyorlar bu sorunu. Peki; ya yakınları olmayanlar? Onlar çocukları gündüz kreşe göndererek, gece eşleri ile ortaklaşa bu sorunu çözmeye çalışıyorlar.

SORU DA CEVAP DA KENDİLERİ

Ford Otosan’da işyeri temsilciği yapan Sema “kadın işçilerin çalıştığı işyerlerinde sayısına bakılmaksızın kreş açılmalı. Gece vardiyalarında kadınların çalıştırılması yasaklanmalı. Eğer kadın istihdamını artırmak istiyorlarsa çalışma saatlerini düşürsünler.  Günde 7 saatten, haftada 35 saate düşürsünler’ sözleriyle kadın istihdamının nasıl artırabileceğini de ortaya koyuyor. Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’nın kadınlarla tartışılmadan, kadınların görüşü alınmadan yasalaştırılmaya çalışılmasını ise kadınlardan gelecek tepkilerin önüne geçmek olarak değerlendiren Fatma “Bu tasarıya kimi ikna edecekler? İstiyorlar ki çok tartışılmasın, aceleye getirilsin ve yasalaşsın. Bu yasayı hangi kadın onaylar?​” diyerek tepkisini ifade ediyor.

BÜTÇE YOK DİYEN AYAKKABI KUTUSUNA BAKSIN

Ford Otosan işçisi kadınlarla bu sohbeti gerçekleştirirken biz, memleketin gündemine de ‘bomba’ gibi düşmüştü yolsuzluk ve rüşvet operasyonları. O nedenle de kreş taleplerini tartışırken Müzeyyen’in “o kadar da değil, nasıl olacak, o dediklerinize bütçe nasıl bulunur?​” itirazlarına diğer kadın işçilerden “ayakkabı kutusuna baksınlar” yanıtı geliyordu. “Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına ne diyorsunuz?​” sorusuna da yine aynı esprili yanıtla “bizim ayakkabı kutumuz boş” diyorlardı. Kadın işçiler fabrikalarında tartışmanın ağırlıklı olarak “AKP-Cemaat arasındaki kapışmanın nedenleri, neden şimdi olduğu” şeklinde yürüdüğünü anlatıyor. Çoğunun hemfikir olduğu ise suçluların bir an evvel ortaya çıkarılarak, cezalandırılması. “O paralar bizim ve birileri bunu hesabını vermeli” cümlesi hepsinin dilinde. Ama şunu biliyorlar; yan yana gelir ve el ele tutuşursak çözülmeyecek sorun kalmaz.

HÜKÜMET HER ALANDA SINIFTA KALDI

Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’nın içeriğini tartıştıkça; farklı tartışmalar da beraberinde geliyor. Kimi kürtaj yasağını gündeme getiriyor, kimisi sezaryen tartışmalarını… “Hamile kadın sokakta gezmesin” sözlerine de tepkililer, kızlı-erkekli aynı evde kalmanın muhafazakâr yapıya ters düştüğü yönündeki sözlere de. Genç bir kadın “kadınlı-erkekli bu fabrikada gece gündüz çalışıyoruz sorun yok da, bir kadınla bir erkek aynı evde kalınca mı bu yanlış oluyor? Ben bu anlayışı asla kabul etmiyorum” sözleriyle tepki gösteriyor Başbakan’a.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini de unutmuyor kadın işçiler. Kadın cinayetlerinin önlenmemesine, katillerin hak ettikleri cezaları almamasına öfkeliler. Sema “kadınlar artık daha yüksek sesle söylüyor özgürlük istediklerini. Eğitim durumu da, çalışma yaşamına katılımları da artıyor kadınların. Onlar sesini yükselttikçe erkek şiddeti de artıyor. Devlet ise kadınları koruyacak adımlar atmıyor” diyor. Sema’ya göre kadınların yaşadıkları sorunların çözümünü dile getirebilmeleri, çözmek için harekete geçebilmeleri için sendikalarda ve siyasi partilerde temsil edilmeleri gerek. Soruyor Sema “kaç tane kadın sendika başkanı var? Kaç tane milletvekili, kaç tane belediye başkanı var?​”. Partilerin kadın belediye başkan adayı ve meclis üyesi adayı göstermemesini eleştiriyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Hepimiz siyah beyazız işte

SONRAKİ HABER

Düğümü çözecek işçi kadınlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa