06 Ocak 2014 17:23

Türkülerimiz, kestanemiz, sobamız... yaşasın kadın dayanışmamız

İki hafta boyunca aralarında ev hanımı, işçi, öğrenci, esnaf, akademisyen kadınlarla yan yana geldik. Kadınlardan “Yarına nasıl çıkarım?”, “Akşama ne pişiririm?”, “Ay sonunu nasıl getiririm?”, “Faturalarımı nasıl öderim?” sorusunu bir gün olsun evde bırak ve bir Pazar sabahını kendine ayırmasını istedik. Sıcacık sobamız, kestanemiz, çayımız, türkülerimiz ve sohbetimizle kahvaltımıza davet ettik.

Türkülerimiz, kestanemiz, sobamız... yaşasın kadın dayanışmamız
Paylaş

Hülya ZENGİ
İstanbul


İki hafta boyunca aralarında ev hanımı, işçi, öğrenci, esnaf, akademisyen kadınlarla yan yana geldik. Kadınlardan “Yarına nasıl çıkarım?​”, “Akşama ne pişiririm?​”, “Ay sonunu nasıl getiririm?​”, “Faturalarımı nasıl öderim?​” sorusunu bir gün olsun evde bırak ve bir Pazar sabahını kendine ayırmasını istedik. Sıcacık sobamız, kestanemiz, çayımız, türkülerimiz ve sohbetimizle kahvaltımıza davet ettik. Yarısından fazlasının söylediği ortak şey şuydu: “Ama temizlik yapacağım, kocam evde, çocuklar evde, kim onlara kahvaltı hazırlayacak?​” Bu kadar sıkıntının içinde kendimizi nasıl unuttuğumuzu fark ettik işte... O gün yaklaşık 80 kadın bizimle beraberdi. Türkülerimizi söyledik, sohbetler edildi. İmece usulü yapılan keklerin, böreklerin tadına doyum olmadı. Ve bir kez daha anladık ki istedikten sonra yapılamayacak bir şey yok.

PEK ÇOK ŞEY BİZİM SAYEMİZDE


Emekli Sümerbank işçisi Özen Özkan anlatıyor; “Dayanışma kahvaltısına ilk defa katıldım, çok mutlu oldum. Bir arada olmak beni çok mutlu etti. Bu tür etkinliklere katılmak bizler için çok zor, çünkü hala aşamadığımız mahalle baskısı var. Oysa ki dünya biz kadınların üzerine kurulu. Kadın olmasa hayat olmaz. Ben şuna inanıyorum dünyada ırkı, dini, dili ne olursa olsun kadınlar birlik beraberlik içinde olurlarsa üstesinden gelemedikleri şey olmaz… Keşke Türkiye genelinde bütün kadınlar bu şekilde dayanışma içinde olsa. Unutmayalım ki dertlerimiz paylaştıkça azalır, sevinçlerimiz, gücümüz, paylaştıkça, birliktelikle çoğalır.”

BİZ DEĞİŞİRSEK TOPLUM DEĞİŞİR

Esnaf olan Fatma Akpınar ise; “Dayanışma kahvaltınıza ilk defa katıldım. Her kadın gibi ben de önce, ‘Evdekilerin kahvaltısını hazırlamalıyım, gitsem mi gitmesem mi?​’ diye düşündüm. Sonra şuna dikkat ettim, bu rol bize maalesef geçmişten gelen geleneklerle biçilmiş ve biz bunu aynen devam ettiriyoruz. Kadın olarak biz başkalarının mutluluğu için yaşıyoruz ve bunları çocuklarımıza da öğretiyoruz. Ama bunu değiştirmek de biz kadınlara düşüyor. Biz değişirsek toplum değişir.” diyor.

ÇALIŞMAK İSTİYORUM AMA...

Ev kadını olan Tuğçe Kavak da “Kadın arkadaşlarla kahvaltı eşliğinde hoş sohbet etmek, türküler söylemek iyi geldi bize. Birbirimize hep sırtımızı dayayabilmeliyiz, hayatın her aşamasında birlikte mücadele etmeliyiz. Örneğin benim 1 yaşında oğlum var. Çocuğuma bakan birisi olmadığı için çalışamıyorum bir bakıcıya verecek kadar ekonomik gücüm yok. Oysa ki her mahallede ücretsiz kreş olsa, biz de çocuklarımızı rahatça bırakıp işe gidebiliriz” diyerek aslında sorunu da çözümü de ortaya koyuyor.

DAYANIŞMA HAYATIN HER ALANINA LAZIM

Tekstil işçisi olan Demet Açıkgöz; “Ben bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışıyorum. Kadınların bu dayanışması çok hoşuma gitti. Keşke aynı dayanışmayı biz çalıştığımız iş yerlerinde de yaygınlaştırsak. Çünkü birlik olmadığımız için işveren bizi çok eziyor. Sigortasız çalışıyorum, çalışma saatleri bizim aleyhimize. Az para çok iş mantığı ile çalıştırılıyoruz oysa birlikte mücadele edebilsek daha büyük bir güç oluruz, bu kadar da ezilmeyiz. Bu dayanışmanın hayatın her alanına yayılması dileği ile.”

ÖNCEKİ HABER

Başbuğ\'u ziyaret eden Feyzioğlu açıklama yaptı

SONRAKİ HABER

Bundan sonra daha olgun adımlarla...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa