08 Kasım 2013 12:35

Kelebekler zamanında

Eserlerinde insan varlığının etnik ve cinsel engeller ötesindeki gerçeklerini gözler önüne sermesiyle tanınıyor Julia Alvorez ve bu gerçekleri tüm çıplaklığıyla kaleme aldığı ikinci romanı, Kelebekler Zamanında...

Kelebekler zamanında
Paylaş

Ekmek ve Gül okuru

Eserlerinde insan varlığının etnik ve cinsel engeller ötesindeki gerçeklerini gözler önüne sermesiyle tanınıyor Julia Alvorez ve bu gerçekleri tüm çıplaklığıyla kaleme aldığı ikinci romanı, Kelebekler Zamanında.
Bu kitap bir haykırış, büyük bir direnişi anlatıyor. Dominik Cumhuriyeti'nde 1940'lı yılların sonunda duyulmaya başlanan bu çığlık, 1960'lı yılına kadar direnişini sürdürür. Bu çığlık, hepimizin çığlığı ve bu direniş bütün kadınların direnişidir.
Romanın ana kahramanları dört kız kardeş ve bu dört kardeş de gençlik yıllarından yetişkinliklerine kadar hayatın en acımasız yüzleriyle karşı karşıya geldiklerinden, büyük de bir deneyim sahibi olmuşlardır ve bu dört kardeşin yaşamları kadar, yaşama vedaları da bir o kadar sıradışıdır. “Kelebekler'” adıyla bir efsaneye dönüşen bu kız kardeşler Mirabel Kardeşler'den başkası değildir.
Kelebekler Zamanında'yı okurken ülkenin zorba diktatörü Trijillo'ya karşı direnen ve karşılığında ölümle cezalandırılan üç kız kardeşin ve onların hayatta kalan diğer kız kardeşlerinin hikâyesine tanık oluyoruz.
Kendisi de Dominik Cumhuriyeti'nde doğan Julia Alvorez, romanında büyük bir ustalıkla hikayesini yansıtmaktadır. Zorbalığı, diktatörlüğü, yapılan haksızlıkları sorgularken diğer yandan da genç kızlığın en deli çağlarının fırtınalı denizlerinde açılır buluyoruz kendimizi.
Gerçek bir hikayenin, büyük bir yaratıcılıkla yeniden şekil aldığı bu roman acımasız olayların yanı sıra, yürekleri en derinden okşarcasına bir hissiyata kapılmamızı sağlayan bir roman olmak ile birlikte ABD'de yayınlandığında büyük yankı uyandıran eserden uyarlanan ve aynı adı taşıyan 2001 yapımı film de dünyada büyük ses getirdi.
25 Kasım; tek hayali okula gitmek olan kız çocuklarının kurşunlandığı, kadınların taşlanarak öldürüldüğü, dul kadınların yakıldığı gerçeklerini birkez daha hatırlamakla birlikte; kadınlara karşı yapılan cinsel taciz ve tecavüzün, ev içi şiddetin, kadınların ucuz iş gücüne hatta ücretsiz bir işe hapsolmasının, yoksullaştırılmasının günüdür.
25 Kasım; 1960'da Dominik Cumhuriyeti'nde faşist Trijillo Hükümet'ine karşı ezilenlerin verdiği bu büyük mücadelede sembol haline gelen Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek öldürüldüğü gündür.
Bugün, insanlık ayıbının ve utancının günüdür.
İşte bu yüzden; her yıl 25 Kasım’da, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü'nde” ellerimizi ve yüreklerimizi genç, yaşlı demeden birleştiriyor ve bu yangın küllerini savurana dek el ele, omuz omuza ve dimdik mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz ve de bu mücadeleye son nefesimizi verene dek devam edeceğiz.

 

ÖNCEKİ HABER

Doğalgazı bu sene hiç açamayız

SONRAKİ HABER

\'Öğrenci evleri\' açıklaması nedeniyle Erdoğan\'a suç duyurusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa