20 Ekim 2013 15:19

Utancın sınırları

Kapitalizmin, insanlığın dikkatini, sömürerek, ezerek; açlığa, yoksulluğa ve gerektiğinde ölüme mahkum ederek her gün yaşattığı utançtan uzaklaştırmak için sık sık “utanç duvarı” demeyi çok sevdiği Berlin duvarı yıkılmış, artık pek bir özgür dünya rahat bir nefes almıştı.1989’da yıkılan Berlin Duvarı, meşhur ‘utancı’yla birlikte 46 kilometreydi.

Utancın sınırları
Paylaş

Elif Görgü

Kapitalizmin, insanlığın dikkatini, sömürerek, ezerek; açlığa, yoksulluğa ve gerektiğinde ölüme mahkum ederek her gün yaşattığı utançtan uzaklaştırmak için sık sık “utanç duvarı” demeyi çok sevdiği Berlin duvarı yıkılmış, artık pek bir özgür dünya rahat bir nefes almıştı.
1989’da yıkılan Berlin Duvarı, meşhur ‘utancı’yla birlikte 46 kilometreydi.
‘Utanç Duvarı’nın isim babası John F. Kennedy’in ülkesi ABD’nin Berlin Duvarının yıkılmasından sadece 5 yıl sonra projesine başladığı, zamanında Meksika’dan çaldığı topraklarını aynı Meksika’dan ayırmak için inşa ettiği duvarın uzunluğu ise 1123 kilometre, ama hakkında yapılan eleştiri haberlerini alt alta dizseniz bir kilometre etmeyebilir. O sınırı geçmek için ölenlerin haber değeri ise burjuva medya plazalarının duvarını çok sık aşamıyor. 30 yılda 5 bin Meksikalının öldüğü, öldürüldüğü bu sınırda sadece duvarın inşaatından sonra yaşamını yitirenler 1000’i bulmuş. Çünkü göçmenler duvar engeline takılmamak için sınırı, Arizona çölü gibi daha tehlikeli bölgelerden geçmeye çalışıyorlar artık.

SINIRIN LEGAL PATRONLARI

Yoksulluğun ve umudun birleşimi, çimento ve suyun birleşiminden daha inatçıdır. Duvara rağmen her yıl 850 bin Meksikalı sınırı “illegal” olarak aşıyor. Göçmene yasadışı diyen hükümet ise sınırının bir kısmının kapısını pek yasal patronların ucuz işgücü sömürüsü için kolayca açıveriyor. Sınırın bir kısmını, şirketlere satıyor. Sayısı 160 bini bulan firmalarda Meksikalı göçmen işçiler çalıştırılıyor. Hem de ABD’li işçilerin 5’de biri fiyatına. Kısacası ABD-Meksika sınırı patron isteyince yasal, istemezse yasadışı oluyor.  

DUVAR DUVAR ÜSTÜNE...

Kapitalizmin duvarları göçmenlerden daha illegaldir. Örneğin İsrail’in 2004’te Batı Şeria’ya diktiği 700 kilometre uzunluğundaki duvar. Adı “güvenlik seti”dir. İsrail “terörizm”den duvarla korunduğunu ileri sürmekte ama şu koca dünya Filistinlileri İsrail’den korumanın bir yolunu bir türlü bulunamıyor. Bu arada BM’nin Uluslararası Adalet Divan duvarı “yasadışı” ilan etti. Buna rağmen Filistin’de ‘yasadışı’ olanlar hâlâ ve sadece Filistinliler.  
Peki bitti mi? Bitmedi.
Misal, Fas’ın önce Batı Sahra’yı işgal edip sonra da işgalden kalan bölgeye diktiği 2720 kilometrekarelik bol dikenli telli, elektrikli duvarı 1987’de tamamlandığında Berlin hâlâ ayaktaydı, onun kadar ‘kötü ünlü’ olamadı.
Botswana’nın Zimbabwe sınırına diktiği elektrikli telden duvarın gerekçesi efendim sığır çiftçileri geçmesin de sığır hastalığını ülkeye taşımasınmış. ABD ve İsrail’den geri kalması tabi ki beklenmeyen Suudi Arabistan hem Yemen hem Irak sınırına kondurmuş duvarını.  

O DUVAR, DUVARIMIZ!

Böyle uzayıp giden liste sonunda bizim sınırımıza da dayandı bu yıl. İşgallerin, savaşların, siyasi operasyonların, baskının utancından payına düşeni almakta hiç geri kalmayan AKP Hükümeti duvar utancını es geçecek değildi elbet.
‘Nedense’ Kürtlerin yaşadığı sınıra düştü ‘bizim’ duvarın temeli. Utancı sadece hükümette sanılmasın. Duvara karşı kendini en çok siper eden sadece Kürtler olduğu sürece o utanç, ne sınır ne duvar tanıyan güneş tarafından her sabah doğudaki duvarın gölgesinden alınacak ve her akşam batının vicdanına bırakacaktır...
Ne denizde yakamozlarla, ne iki dağın arasında romantikçe.. Güneş en çok vicdanda batmayı sever...
 

ÖNCEKİ HABER

Büyük insanlığın demokrasisi

SONRAKİ HABER

21.yüzyılın utanç duvarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...