İHD hasta tutsak Kaytan’a özgürlük istedi
Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılan yasal düzenlemenin de bir işe yaramadığını, hasta tutukluların kaderinin adeta Adli Tıp Kurumu ve hastane heyetlerinin insafına bırakıldığını söyleyen Ok, “Tarafsızlığını yitirmiş olan bu kurumların vermiş olduğu kararlar sebebiyle birçok hasta tutuklu ve hükümlü cezaevlerinin zor şartlarında hayatlarını devam ettirmek zorunda kalmaktadırlar” dedi.
ÇELİŞKİLİ İKİ AYRI RAPOR
Hasta tutuklu Hayati Kaytan’ın “opera beyin tümürü” hastası olduğunu, epileptik nöbetler geçirdiğini dile getiren Ok,”Ceza İnfaz Yasası’nda yapılan değişikle, hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliyesini düzenleyen madde uyarınca, hastaneye sevkini isteyen Hayati Kaytan’a, birer ay ara ile aynı kurum tarafından çelişkili iki ayrı rapor düzenlenmiştir” diye konuştu.
Hayatı Kaytan’ın ağır hasta olmasına rağmen Adli Tıp Kurumunun, cezaevinde kalabilir raporu verdiğini hatırlatan Ok, “Denizli Devlet Hastanesi tarafından 12 Haziran’da düzenlenen sağlık kurulu raporu, Kaytan’ı tek başına hücreye konulması olasılığını gündeme getirebilecek bir rapordur. Bu da, ölüme adeta davetiye çıkarmaktır” dedi. Hastanenin verdiği raporun meslek işleyişine uymadığını söyleyen Ok, bu raporun düzeltilmediği takdirde hastanenin mesleki bilgilerinden şüphe duyacaklarını dile getirdi.
KAYTAN TAHLİYE EDİLMELİ
Kaytan’ın sağlığı ile ilgili, gerçeğe uygun olarak düzenlenecek raporların, düzenli bir tedavi görmesi için de gerekli olduğunu söyleyen Ok, “Bu tedavinin devamlı olabilmesi için Kaytan’ın tahliye edilmesi zorunludur. Cezaevlerindeki bürokrasi ve hastanelerdeki doktorların tutum ve davranışları, tedavi sürecini çok zorlaştırmaktadır” dedi. İnsanı bile bile ölüme gönderen bu uygulamaların artık durdurulması gerektiğini belirten Ok, sözlerini şöyle sürdürdü; “Gerek Adli Tıp Kurumu, gerek hastaneler, mesleğin ahlaki sorumluluğu çerçevesinde, siyasi düşüncelerini bir yana bırakarak, bu durumu bir çözüme kavuşturmalı ve ölüm raporları düzenlemeye bir son vermelidir. Ancak, mahpuslara insani yaklaşım konusunda, sonucu belirleyen kararları verenlerin, mahpusları insan olarak görmekte zorlanan iktidarlar olduğunu bilmekteyiz. Aksi halde böylesi sorunlar yaşanmazdı.” (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et