Neden Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku adayını destekliyorum?

Cevat Issı (23)

Küçük bir tekstil atölyesinde çalışıyorum. Ağrı Doğubeyazıt’lıyım. Beş sene oldu İstanbul’a geleli. Ağrı’da çok şiddet gördüğümüz için İstanbul’a geldiğimizden beri seçim çalışmalarında yer almıyorduk. İlk defa burada çalışmalara katılıyorum. Ev taramalarına bir Türk, bir Kürt ve bir kadın bir erkek olarak eşit bir şekilde çıkmaya özen gösteriyoruz. İlk günlerde ya tepki olursa diye çekiniyordum. Ama sabır ve hoşgörü ile yaklaşıldığı zaman açılmayacak kapı olmadığını gördüm. Emek, Demokrasi Özgürlük Blokunun ilçemizdeki adayı Abdullah Levent Tüzel’i destekliyorum. Kendisi Giresun doğumlu. Blok adayları Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Arap bu coğrafyada yaşayan bütün halklara Barış ve Kardeşlik getirecek. Barış için herkesin Emek-Demokrasi ve Özgürlük Bloğu adaylarını desteklemesini istiyorum.

Nurcan Baykal (18)

Ben liseyi dışarıdan okuyorum. Bir tekstil firmasında ortacılık yapıyorum. İşe gireli beş ay oldu ama hala sigortam yapılmadı. Benimle aynı işi yapan erkeklerden daha düşük maaş alıyorum. İşveren sürekli kaba davranıp, hakaret ediyor. Ben Muşluyum, patronum Diyarbakırlı. Buna rağmen ben dilime kültürüme sahip çıktığım için ayırımcılık yapılıyor. Kadınlar olarak zaten her alanda ezilip hor görülüyoruz. Bekarken baba baskısı, evlendin koca baskısı, iş yerinde patron baskısı… Bütün bunların üstüne birde Kürt yada alevi kimliği de eklendiği zaman şiddet ve ayırımcılık iyice artıyor. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğundan Abdullah Levent Tüzel bizim bölgemizden aday. Eşit işse eşit ücret, sosyal güvence, kadına yönelik şiddetin ve her türlü ayrımcılığın son bulması gibi taleplerimizle blok adayını destekliyorum. Blok adayları bu ülkeye barış ve Demokrasi getirecek. Bütün herkesi Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adaylarını desteklemeye çağırıyorum.

Funda Yeliz Alataş (25)

Çok sebebim var. Blok adayını desteklemek için. Baba tarafım balkan göçmeni, anne tarafım Karadenizli. Babam ve ailesi savaştan kaçıp sığındıkları bu ülkede “gavur” damgası yedikleri için Türkleşmek zorunda kalmışlar. 2002 yılında meslek lisesinde okurken mevcut hükümetin yap-boz haline getirdiği eğitim sisteminden en büyük yarayı bizler aldık. Yüksekokulu bitirip, şansımın da yaver gitmesiyle iş bulabildiğim vakit, genç ve kadın olmanın zorluklarıyla karşı karşıya kaldım. Aynı zamanda ekolojik mücadeleler içinde yer alıyorum. Denetimsiz dev sanayi siteleri, siyanür saçan madenler, termik santraller ve HES’ler yaşam alanlarımızı katlettiği gibi yaşamlarımızı da yok ediyor. Nükleer santral ise zaten Rus ruleti oynamak gibi ve bu hükümet halka rağmen tetiği çekmekte bir an olsun tereddüt etmiyor. Hasankeyf ve Allianoi gibi tarihi ve kültürel dünya miraslarını sözde “koruyarak” baraj suları altında bilinmezliğe gömüyorlar. Munzur’da kutsal mekanlarda halkın inançlarını yok sayıyorlar. Bütün canlı türlerinin yaşamı ve geleceği için en gerekli olan “su” ticari bir meta haline getiriliyor. Karadeniz sahil yolunun yarattığı tahribatın üstü örtülürken, yayla yolu projeleri, Çılgın projeler peydah oluyor. Bu yapılan ve yapılmak istenenlerin yanlış ve hatalı olduğunu söyleyen Bilim insanları “halkı yanlış bilgilendirmek ve galeyana getirmek” suçundan hapis istemiyle yargılanıyor. Topraklarına sahip çıkan köylülerin karşısına dikilen polis ve jandarma, hukuksuzca çalışan şirketlerin korumalığını yapıyor. Bilimin göz ardı edilmediği, insanın ve doğanın sömürülmediği, her milletin ve her inancın özgürce yaşanabildiği, cinsiyet ayrımcılığının olmadığı Demokratik bir Cumhuriyet için Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili adayı Abdullah Levent Tüzel’i destekliyorum. Yaşanılabilir bir dünya özleminde olan herkesin Blok adaylarını desteklemesi için çalışıyorum.