Fotoğraf sanat siyaset
Kendisini; “Çelişkiler gösteren bir adam.” olarak tanımlayan biri karşılıyor kampın ikinci gününde atölye katılımcılarını. Tek başına dikkat çeken bir cümle olmasına karşın devam ediyor atölye yürütücüsü Özcan Yaman. Fotoğrafta görmenin önemine değinerek; “Ben, fotoğrafla ilg
HER YER ATÖLYE HER YER FOTOĞRAF
Bu yıl 11.si düzenlenen Gençlik Yaz Kampı’nda kurulan 14 atölyeden biri de fotoğraf sanat ve siyaset atölyesi. Bu yılki şiarı Gezi direnişini anımsatan: ‘Her yer atölye, her yer fotoğraf.’
Sohbetler devam ederken, fotoğrafta tarihsel birikimin önemi hemen her fırsatta vurgulanıp, görme olgusunun ancak bu şekilde yerleşeceği tekrar tekrar ön plana çıkarılıyor. Gezi’den, TEKEL direnişine fotoğrafın bilimle ilişkisinden, sanatın tarihsel geçmişine kadar birçok konu üzerine tartışmalar sürdürülüyor.
UYGULAMALI BİR ATÖLYE
Bu tartışmalar devam ederken, takip eden günlerde Mardin Artuklu Üniversitesi öğretim üyesi, karnavallar ve Gezi direnişi arasında bulunan ortak özelliklere vurgu yaparak halk sanatından bahsediyor. Sık vurgulanan konular; Gezi’de fotoğrafın ve görselin önemi, gençlerin yazdıkları yazılar ve yaptıkları grafitilerle sanatla kurdukları bağ oluyor.
Hemen hergün imgelerin önemi, görünenin yansıtılması ve bu şekilde hayatın içerisinde var olan çelişkilerin ortaya konulması ön plana çıkarılıyor. Panelleri, tartışmaları ve söyleşilerinin yanında; konserlerin, güneşin ve denizin tadını çıkartmakta bir günün yetmediği bir kamp ortamı. Süresi iki saat olmasına karşın, bu yıl tüm atölyeler kadar verimli geçen fotoğraf sanat ve siyaset atölyesi, paylaşmış olduğum tüm bu teorik bilgi birikiminin yanında; ‘fotoğraf nasıl çekilir?’ sorusuna da yanıt aldığımız uygulamalı bir atölye olarak hafızalara kazınıyor.
BAŞKA BİR GÖZLE BAKMAK
Özcan Yaman’ın hazırladığı, kampın kantin bölümünde yer alan sergisini gezerken başka bir gözle yorumluyor katılımcılar fotoğrafları. Sevginin, siyasetin ve müziğin çeşitli yönleri önümüze seriliyor bir anda. Fotoğraf üzerinden tüm bu alanlarda tartışmalar sürdürülüyor . Bir köşede insanların tiyatroların özelleştirilmesi ve Emek Sineması’nın yıkılması üzerine tartıştıklarına kulak misafiri oluyoruz. Başka bir köşede insanların, TOMA’nın karşısına gitarla dikilen gencin nasıl bir protesto yöntimi izlediğine dair tartışmalarına şahit olabiliyorsunuz.