Ehğtro Hğaviso*
Evet, çok eski bir söylence bu, insanlık tarihinin yorgun ağızlarından kuşaktan kuşağa aktarıla aktarıla geldi ve zamanla soyutlandı içeriğinden koptu ve gelenek haline dönüştü. Kim bilir kaç bin yıllık yolculuktan çıkıp günümüze geldi. Evet, bu söylencenin kaynağında Anadolulu bir tanrı var. Yerel adıyla Mitria, mitolojik adıyla Apollon, ışığın ve güneşin tanrısı. Apollon Zeus ile Leto’nun oğlu, Artemisse’nin kardeşi, Asklepios ve Orpheus’un babası. Bütün Yunan tanrılarının içinde on parmağında on marifeti olan bir tanrı olarak bilinir ve saygı görür. Tanrı Apollon Nympha Daphne’ye kendini şöyle tanıtır. Gelecek, geçmiş ve şimdi benim sayemde kavranmakta. Lirin tellerine eşlik eden şarkılar benim sayemde harmoni kazanmakta. Okum asla hedefini şaşırmaz. Şifa sanatı benim buluşumdur, dünyanın her yerine yardım eden kişi olarak bilinirim ve şifalı otlar benim emrim altındadır. Apollon kehanet tanrısı olarak da bilinir. En büyük ve en ünlü kehanet ocağı olarak bilinen de onun adına yaptırılmıştır, Delphoi’de. Apollon okunu hiç yanından eksik etmeyen bir tanrıdır. Troya savaşında güçlü Achilleus’a bile acımaz ve onu topuğundan vurarak öldürür. Apollon Yunan tanrıları arasında en Yunanlı görünendi ama o Yunanlı değil de göçmen bir tanrıdır. Yunan mitolojisinde onun yurdu, komşu kardeş kıyı olan Anadolu’dur. Anadolu da beklide en çok bilinen adı Mitria olarak bilinir ve Trabzon Boztepe’den ışığını yansıtır Anadolu’ya ve tüm dünyaya. İşte bundan dolayıdır ki tanrı Apollon’dan ışık dileme geleneği. Dağ başlarında yakılan ateşlerde, pişirilen hğavislerle tanrı Apollon’dan güneşi açması istenir. Yayla evlerinde her akşam, kızlı erkekli oynanan horonlarda çalınan kemençenin, beklide tanrı Apollon’un çaldığı lirden esinlenerek günümüze kadar geldi, yoksa bu horon denilen şey bu kadar oynak ve bir o kadarda insancıl olabilir miydi, kim bilebilir ki ama biline bazı şeylerden biride dünyamızda halen bazı güzelliklerin yaşamakta olduğu.
* Mısır unu ve tereyağı ile yapılan ekmek
Evrensel'i Takip Et