En Nahda'nın ayak diremesine karşı başarının şartı

Buna karşılık, iktidardaki “üçlü koalisyona” karşı muhalefet, giderek genişliyor ve Muhammed İbrahimi’nin katledilmesinden hemen önce kurulan Ulusal Selamet Cephesi etrafında birleşiyor ve mücadeleler hafiflemiş değildir. Tam tersine mücadele yerleşiyor, hükümetin istifası talebiyle Bardo Meydanı’nda başlatılan oturma eylemi devam ediyor ve 6 Ağustos’ta Şükrü Belayid’in öldürülmesinin 6. ayı nedeniyle yapılan gösterilerde ve 13 Ağustos’ta Medeni Kanun’un yayınlanması nedeniyle düzenlenen gösterilerde olduğu gibi gerektiğinde en geniş yığınları harekete geçirme yeteneğini korumaya devam ediyor.
Bugün asıl mesele Ulusal Selamet Cephesinin ve halk hareketinin birliğinin korunmasıdır. Bu da, cepheye dahil olan bütün politik örgütlerin ve derneklerin karar süreçlerine ve etrafında sokak mücadelelerinin oluştuğu acil bir hareket planının oluşturulması gibi kararların uygulanmasına katılmalarını gerekli kılan bir yapı niteliğindeki Cephe içerisinde demokratik ilişkiler kurmaya zorlar. Zira bugün insanların kafasını meşgul eden soru; eğer en Nahda, kurucu meclisin, meclisin ortaya çıkardığı kurumların dağıtılmasını ve ulusal selamet hükümetinin kurulmasını reddetmekte ayak direrse ne yapılacağını bilmektir.
Sırf en Nahda üyesi olduğu için en Nahda tarafından kurumlara ve idare kademelerine yapılan bütün atamaların iptal edilmesi için bir kampanya yürütülmesine karar verilmesi, bu soruya verilecek ilk cevap niteliğindedir. Bununla birlikte bu yeterli olmayabilir, çünkü hedeflenen amaçlar daha geniş çaplıdır. Söz konusu olan tüm ülkenin düzlüğe çıkarılmasına ilişkin bir stratejidir. Bu strateji, Cephenin bir idari kademesinin oluşturulması ile mümkün olabilir. Ülkenin geleceğinin kurtarılması için adımlarımızı ciddiyetle atmalıyız.
Çeviren: Hüseyin Saygılı