13 Ağustos 2013 16:42

Neden Oradaydık?

Bir anne, iki genç kızı ve bir iş arkadaşla birlikte bu mektubu yazıyoruz.Merhabalar, ben anne olanım. Çok iyi hatırladığım bir şey var 1980 öncesi ve sonrası ben 5-6 yaşlarındayken, evimiz her Perşembe akşamı basılırdı. Neden Perşembe onu da bilmiyorum. Abimi (siyasi nedenlerle derlerdi) götürülürdü. Bir süre sonra bırak

Neden Oradaydık?
Paylaş
Sultangazi’den dört kadın

Bir anne, iki genç kızı ve bir iş arkadaşla birlikte bu mektubu yazıyoruz.
Merhabalar, ben anne olanım. Çok iyi hatırladığım bir şey var 1980 öncesi ve sonrası ben 5-6 yaşlarındayken, evimiz her Perşembe akşamı basılırdı. Neden Perşembe onu da bilmiyorum. Abimi (siyasi nedenlerle derlerdi) götürülürdü. Bir süre sonra bırakılırdı. O yoksa; vekâleten kim varsa diğer ağabeylerim, onlar yoksa, babam öyle sıra sıra gidip gelirlerdi. Benim şu an sakin sakin anlattığıma bakmayın, o günler bende ciddi korkular bırakmıştır. Asker ve polisten çok çekinirim. Bir gün gene jandarmalar gece evi basıyorlar. Gaz lambalı ve gecekondu tipi bir evde oturuyorduk. Evimizi projektörle aydınlatarak sayamadığım kadar askerle evimiz basıp evin içini karmakarışık etmişlerdi. Canım annem evde bulduğu çocuklarının okul kitaplarını Perşembe sabahları caminin avlusunda saklardı. Askerler yasaklı kitap bahanesi uydurmasınlar diye. Ben bu korkularla büyüdüm. 40 küsür yaşındayım işyerinde olsun, evde olsun, sokakta olsun, hep bir yanım korkar.
31 Mayıs günü kızlarım Gezi parkına gitmek istediler, ben de onlarla gittim. Yanlarında olmak istedim. İstiklal caddesinden yukarı çıkarken ben abimlerin öfkesini, bütün korkularımın hesabını soruyordum sanki. Gelmiş geçmiş bütün hükümetlere, işyerimin idarecisine,  4+4+4 kızlarım için olmasa da torunlarımın geleceğindeki belirsizlik bile beni zıvanadan çıkardı. Kürtajdaki düzenlemeler dahi beni ilgilendirir olmuştu.O gün bütün korkularımın teker teker üstümden çıkarıp atıyordum elim havada Kerbela’daki suya gider gibiydim. Derken Marmara Oteli’nin önünde tarif edemeyeceğim kadar gazlandık, kızlarımın birini kaybettim. Bin bir zorlukla kızımı buldum. Otelin kapısını önce açmamışlar sonra kızım ve diğerleri kapıyı vurmaya başlayınca kapıyı açmışlar içeri almışlar. Bir kadın görevli yardımcı oldu, kızımı içerde buldu bana verdi. Sonra Gezi parkı bize açıldı. Sanki biraz önce onlar yaşanmamış gibiydi. Basına da birkaç sözüm var; kör ve sağır oldular. Bizi görmüyorlardı. Tepkimi göstermek için tv kanallarını izlemiyorum, Garanti kartımı iptal ettirdim. Oh rahatladım.
Bundan sonra artık içerde kimsenin oturacağını zannetmiyorum. Artık herkes temsiliyet kazanmak istiyor. Kendini ifade edebilecek demokratik seçimlerin olması gerekir. Anayasa günün ihtiyaçlarına cevap vermesi için yeniden düzenlenmelidir. Artık o soğuk sokakların nasıl ısındığını gördük. Olmasını isteğin şeylerin sokaktan geçtiğini gördüm.
 

TEPKİ VERMEYİ ÖĞRENDİK
İstiklal caddesinin başında polis marifetiyle biber gazından dolunca çok zor anlar yaşadım. En sonunda da ağlayarak korunmak için Marmara Oteline giren ve annemin o an kaybolan kızıyım. Ben de yaşadıklarımı ve bundan sonra nasıl yaşamayı arzuladığımı kısacak aktarmak istiyorum.
Gezi Parkı benim için önemlidir. Yıllardır basketbol oynarım bir şekilde oraya uğrar, oturur dinlenirim. O bölgede tek para vermediğim yer orasıdır. Artık kime söz vermişlerse geri dönemiyorlar illa da yıkacağız, Topçu Kışlası olacak, o da olmadı AVM yapacağız diye. “Biz karar verdik, yaparız” dedi. Herhalde bu son damla idi. THY’de kırmızı ruj yasağı, 4+4+4 zorlaması, kürtaj yasağı ile birlikte kadına kaç çocuk doğuracağını söylemesi, doğurulan çocukları beğenmemesi, LGBT bireylerin evlerinden zorla çıkarılıp yok pahaya satmaya zorlanması hatta sattırılması. Şimdi bunlar insanların çok özel alanlarına bile girmeye başladılar, bundan sonra acaba daha neler gelir diye düşünmeye başladım. Gezi Parkı’ndaki o dedikleri 3-5 ağacı korumaya aldım. Ve aldık. Bence başardık. Tepki vermeyi öğrendik. Tepki nasıl bir şeymiş onu da öğrettik.

ARTIK SUSMAYACAĞIZ
Gezi Parkı direnişine ben de katıldım. Bende üniversite öğrencisiyim, yani Gezi’de annemin kaybetmediği kızıyım. Aslında geçen sene üniversite sınavlarındaki şifre skandalı için katıldım. Sağlık sistemindeki katkı paylarının çok yüksek oluşu için katıldım. İşçilerden alınan gelir vergisi oranın çok yüksek bulduğum için katıldım. 1 Mayıs alanının Taksim olması için katıldım. Milli bayramların kutlanılması için katıldım. Elbette ki 5 ağaç için de katıldım. Seçim barajının düşmesi için katıldım. Biz apolitik bir nesildik. Bizi bu hale getirdiler iyi mi yaptılar kötümü bilmem ama susmayacağımızı gördüm bu da iyi oldu.

NEREDE SORUN VAR ORA AYAKTA
Bu dörtlemenin sonuncusu, yani annenin iş arkadaşıyım. Geziye katıldım. Katıldım çünkü yaşam alanımı çok daraldı. Sosyal alanlarda eğitim sistemi ve sınav sistemi bu kadar sık ve kökten değiştirilmemeliydi. Mısır’ın Müslüman Kardeşleri gibi davranmaya başladılar. “Ben yaptım oldu” dedi, giderek “ben yapıyorum olacak” dedi. Hatay’daki patlama hükümetin dış politikasının çöküşüdür. Ve bundan pay çıkararak “benim Sünni vatandaşlarım öldü” dedi. Alevileri hedef haline getirdi. Tecavüze uğrayan çocuklar ve kadınlar için verilen yargı kararları adaletin de çoktan çürüdüğünü göstermişti. Sata sata bitiremediği kamu mallarının yerini bu sefer parklarımız almıştı. Ne kaldı ki? Derelerimiz çaylarımız bile satıldı. Onun için Gezi’ye katılanlar ve ölümüne direnenler kendileri için bir şeyin değişmesini istediler. Bu kadar direnmelerinin sebebi de asla kendilerinin olandan vazgeçmeyeceklerinin ilanıdır. Hatay son zamanlarda daha çok direnir oldu. Çünkü Özgür Suriye Ordusu dedikleri çeteler Hatay’da barınıyor, istedikleri gibi yağmalıyorlar. Yani nerede sorun var, ora ayakta. İşte biz bunu öğrendik. Sorunlarımıza ancak biz müdahale edersek çözebileceğimizi öğrendik. Bu böyle kalmasın. Evrilmesi lazım, daha çok bilinçlenmemiz lazım çünkü karşı taraf her gün yeniden yalan ve saldırı peşinde. Bu süreçte büyük TV kanallarını izlemedim, Halk TV ve Hayat TV  izledim.

ÖNCEKİ HABER

TOKİ yaşamı ve çevreyi tehdit ediyor

SONRAKİ HABER

Sağlık emekçileri şiddeti kınadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...