13 Ağustos 2013 14:59

Gezi'nin Tılsımı

35 yaşlarında evli ve kendi işinde çalışan bir kadınım. Öğrencilik yıllarında bile çalışmışlığım vardır. Eyüp’te çocukluğumu ve gençliğimi geçirdim. Doğma büyüme İstanbulluyum. Bizimkiler çok eskilerde Balkanlardan İstanbul’a göç etmişler.Çok lafı uzatmayayım. Kendimi dinlem

Gezi'nin Tılsımı
Paylaş
Gamze ÇALIŞKAN / Şişli-İSTANBUL

35 yaşlarında evli ve kendi işinde çalışan bir kadınım. Öğrencilik yıllarında bile çalışmışlığım vardır. Eyüp’te çocukluğumu ve gençliğimi geçirdim. Doğma büyüme İstanbulluyum. Bizimkiler çok eskilerde Balkanlardan İstanbul’a göç etmişler.
Çok lafı uzatmayayım. Kendimi dinlemeye çok vaktim olmaz. İş-ev, ev-iş arası gidip gelirim. Bir gün Taksim ve Gezi Parkı gündem oldu. Parkta ağaçlar kesilecekmiş. Buna pek şaşırmadım, o an biraz etrafıma baktım. Üzüldüm. Bunu da yaptılar dedim kendi kendime. Gene işime devam ettim. Gün ortasına doğru haberler gelmeye başladı. Telefonuma mailler gelmeye başladı. İnsanlar toplanıyor ve gazlanıyor diye. Olayları televizyon kanalları vermiyor ancak arkadaşlarımdan, eşimden ve facebooktan öğreniyordum. Avukat ihtiyacı için veya doktor ihtiyacı için şu şu numaralar aransın diye bunları takip ettim uzun bir süre. Taksim Parkı halkın eline geçince iş çıkışı ara ara gittim. Onlarla oturdum, çay içtim. Böyle bir şey okuduysam da hiç görmemiştim. Gençler bu kadar mı çabuk değişir? Çok değil bu olaylardan 1 ay önce yolda düşsen ölsen dönüp bakmazdılar. Televizyonun, bilgisayarın önünden kalkmazlardı. ‘Ne oldu bunlara?​’ diyesim geldi. Polisin saldırısından korunmak için barikatlar kurmuşlardı, her yer tertemizdi, kavga yoktu. Herkes elindekini paylaşıyordu. Hiç tanımadığım kişilerin yanında oturuyor, sohbet ediyordum.
Burada bunu söylemeden geçmeyeyim, bence bu paylaşımı birdenbire öğrenmediler daha tecrübeliler bu güzel değerleri öğretmiş olmalı ve iyi ki öğretmişler. Yoksa bu kadar dayanamazlardı iki güne kalmaz polis Gezi’yi darmaduman ederlerdi.
Ben iş yerimde sürekli internetten gazetelere, TV kanallarına bakındıkça kahroluyordum. Uzun süre olayı görmediler, gördüklerinde ise aleyhte haber ve yorum yaptılar. Ayrıca bu kadar yalan söylemeleri çok şaşırtıcıydı.
Güneydoğu’da olanlar için ve arkasından uydurulan yalanlar için, çok utandım. Bizlere 30 yıldır söylenen yalanlara nasıl kandım. Nasıl kandık!
Tekrar konuya döneyim, bir gün Gezi’ye gittiğimde yardım etmek istedim, revire verdiler beni, maskeleri sınıflandırdım bir çuvala koydum. Birden polis Gezi’yi gazladı; revir sorumlusu “çadırı kapatalım, içindekiler dağılmasın” deyip çadırı kapatırken insanlar geldi. Maske istediler veriyorum bu arada ben solunum yetmezliği çeken biri olarak, gazdan çok ürkerdim. Fakat o gün o korku eşiğini atladım. Ben ortalık gaz içindeyken birilerine yardım bile ediyordum. Küçücük yüreği olan ben sanki devleşmiştim. Sanırım bütün kadınlar öyle hissetti. Bu durum Gezi’nin tılsımıydı.

ÖNCEKİ HABER

Ağrılarımın hepsini sokakta bıraktım

SONRAKİ HABER

Dolanlar, Taşanlar...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...