14 Haziran 2013 12:59

Hayat TV: Kapatma kararı tesadüf değil

Bugün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekleşen toplantıya, Hayat TV çalışanlarının yanı sıra, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Gazetemiz Evrensel’in  Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Başyazarı İhsan Çaralan, Gazetemiz yazarı ve Kürt aydını Fehim Işık, Özgür Gündem Gazetesi editörü Sedat Yılmaz, Evrensel Kültür Genel Yayın Yönetmeni Nuray Sancar, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Sanatçı Feryal Öney, oyuncular Aslı Öngören, Orhan Alkaya, Şair Yazar Sennur Sezer, Gülsüm Cengiz ve Adnan Özyalçıner’in de olduğu çok sayıda kişi katıldı.

Açıklamada  konuşan Hayat TV Genel Yayın Koordinatörü Mustafa Kara, 6 yıldır işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, aydınların, sanatçıların, tüm halkın sesi olan Hayat TV’nin ağır bir tehdit altında olduğunu vurguladı. Hayat Televizyonu’nun hukuksuz bir biçimde susturulmak istendiğini vurgulayan Kara, “Bize ‘Lisanssız yayın yapıyorsunuz’  deniyor. Biz 6 yıldır Avrupa Birliği onaylı uluslararası lisansla yayın yapıyoruz. Zaten 6 yıl kaçak yayın yapmak mümkün müdür” diye tepki gösterdi.

RTÜK BU YANLIŞTAN DÖNMELİ

RTÜK’e lisans başvurusu yapıldığı halde böyle bir kararın verilmesinin keyfi olduğuna dikkat çeken Kara, “Biz bütün belgelerimizi RTÜK’e iletmiştik. Dosya RTÜK’ün önündedir. Kapatma kararının  Gezi Parkı direnişlerine denk gelmesi tesadüfi değildir. Bu iktidar baskısının en açık göstergesidir. Kimse de bu karara şaşırmadı zaten. Hatta kapatılma kararı için, ‘gecikmişlerdi’ diyenlerle karşılaştık” diye konuştu.

ÇARŞAMBA GÜNKÜ TOPLANTIYA KADAR YAYININ DURDURULMAMASI TÜRKSAT'IN İNİSİYATİFİNDE

Kanal yetkililerinin RTÜK yetkilileriyle görüşmeler yaptığını ifade eden Kara, başvuru dosyasının en erken Çarşamba günü RTÜK gündemine girebileceğini ifade etti. Kara, bu süre zarfında yayının durdurulmamasının TÜRKSAT’ın insiyatifine kaldığını dile getirdi. Kararın bürokratik bir yanlışlıktan kaynaklanmış olduğunu dilediklerini de ekleyen Kara, “6 yıldır halkların sesi olmayı başarmış bir televizyonun böylesine bir dönemde kapatılması toplumsal barışa ve halkın haber alma özgürlüğüne açık bir darbe olacağından RTÜK’ün bu yanlıştan dönmesini istiyoruz" dedi.

MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAMADI

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi de, hükümetin RTÜK’ü adeta bir sansür aracı olarak kullandığını söyleyerek, “Medya üzerindeki baskı yeni değil. Türk medyasının halktan bilgi saklaması yeni değil. Türk medyası cezaevinde olan meslektaşlarının özgürlüğünü bile savunamadı” diye konuştu. Merkez medyanın halkın gerçek gündemini görmezden geldiğini ifade eden İpekçi, “Bir korku imparatorluğu yaratıldı. Ancak tek istenen tarafsız yayıncılık ve meslek ilkelerine uyulması. Bunu yapan da bedel ödüyor” diye devam etti. Türkiye koşullarında gerçek habercilik yapmanın ‘kahramanlık’ haline dönüştüğünü söyleyen İpekçi, yine normal karşılanması gereken bu yayıncılığın iktidarı devirme aracı olarak göründüğüne vurgu yaptı.

‘HAYAT İÇİN...

Hayat TV Haber Müdürü Gökhan Çetin, Hayat TV’nin ilk defa aynı tehditle karşı karşıya kalmadığını belirterek, “2008’de de kanalımızın yayını  yine aynı şekilde hiçbir gerekçe gösterilmeden 22 gün süreyle durduruldu. Yine Televizyonun sahipleri olan işçiler, emekçiler, demokrasi mücadelesi verenlerin gayretiyle yayınımız geri geldi” diye konuştu. Toplumun bütün kesimlerine çağrı yapan Çetin, “Yine Hayat’a sahip çıkmak zorundayız. Çünkü  Hayat TV’ye sahip çıkmak hayata sahip çıkmak demektir” dedi.

‘HAYAT TV’NİN YANINDAYIZ’

Açıklamaya katılanlar da kısa dayanışma konuşmaları yaptı. İlk olarak Hayat TV’nin kapatılmaması için imza kampanyası başlatan akademisyenler adına konuşan Ferhat Sarı, Hayat TV’ye müdahaleyi öğretim elemanlarına müdahale olarak algıladıklarını belirterek bu yüzden Hayat TV’nin yanında olduklarını söyledi.

Oyuncu Orhan Alkaya ise, Hayat TV’nin iktidarın ‘şirin’ medyası olmak yerine gerçek habercilik yapmayı seçtiği için hedef haline geldiğine vurgu yaptı.

Kültür Sanat-Sen İstanbul Şube Başkanı Haluk Tolga İlhan da, sanatçılar ve aydınlar olarak sonuna kadar Hayat TV’yle dayanışma içerisinde olacaklarını dile getirdi.

Tiyatrocu Nazif Uslu ise, “Bu sistemde Hayat TV’ye dokunulmaması acaip olurdu” dedi.

Sanatçı Feryal Öney de, “Hayat TV marjinal kaldı. Yıllardır Kardeş Türküler sesi gür çıktığı için kendine yer bulamazken Hayat TV hep bize yer verdi” dedi.

Şair Sennur Sezer, Gülsüm Cengiz, yazar Adnan Özyalçıner, oyuncu Aslı Öngören de Hayat TV’nin kapatılmasına tepki göstererek dayanışma içerisinde olacaklarını ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)


RTÜK tarafından, Hayat Televizyonunun karartılması talebiyle Türksat’a bir yazı gönderildiğinin öğrenilmesinin ardından günlerdir direnişin sürdüğü Gezi Parkı’nda da hareketli saatler yaşandı.

Gezi Parkı’nda Hayat Televizyonu çalışanları ve gazeteciler tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, 5.5 yıl önce de hukuksuz bir şekilde bürokrasinin çarkları arasında susturulduklarını hatırlatan Hayat Televizyonu Genel Koordinatörü İskender Bayhan şunları söyledi: “Şimdi yine aynı senaryo ile karşı karşıyayız. Direnişçilerin taleplerini dikkat almak yerine sürekli top sektirmeyi tercih eden hükümetin bürokrasisi de bizim karşımızda aynı duruşu sergiliyor. Sorunu çözmek yerine kurumlar arasında bize mekik dokutuyor. Taksim ve Taksim direnişçilerinin talepleri için mücadele edenlerin bu mücadelenin seslerinden biri olan Hayat Televizyonu’na da sahip çıkacağından eminiz.”

Açıklamanın ardından gazeteciler ve Hayat’ı sahiplenenler Gezi Parkı içerisinde “Kapatmaya inat yaşasın Hayat”, “Özgür basın susturulamaz”, “Hayat TV kapatılamaz” sloganları eşliğinde kapatmaya karşı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. (İstanbul/EVRENSEL)