1 Ağustos 2025 16:58

Okullar yetersiz, öğrenciler istedikleri eğitimi alamıyor

İzmir’de lise sayıların yetersiz oluşu nedeniyle öğrenciler mağdur. 147 meslek, 57 imam hatip ve 123 Anadolu lisesinin bulunduğu kentte, bir diğer sorun da okulların ticarethaneye dönmesi.

Okullar yetersiz, öğrenciler istedikleri eğitimi alamıyor

Fotoğraf: Evrensel

Bahar Emreoğlu
[email protected]


İzmir — İzmir’deki lise sayıları öğrenciler için hiç iç açıcı değil. Toplamda 327 adet lisenin bulunduğu İzmir’de 147 meslek, 57 imam hatip ve 123 Anadolu lisesi bulunuyor. Okul puanıyla liseye yerleşmek zorunda kalan ve adresine yakın olan liseye gitmek zorunda olan öğrenciler mağdur. Bu mağduriyeti yaşayan aileler ve Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık’la konuştuk. Aileler İzmir’deki Anadolu lisesi sayılarının yetersiz olduğunu vurgularken Hamdi Çalık eğitimdeki en büyük sorunun fırsat eşitsizliği olduğunu belirtti.

Yaşadığı ilçede okul puanıyla yerleşilebilecek lise sayısının toplamda 4 olduğunu söyleyen bir veli, bu 4 liseden birinin imam hatip birinin de meslek lisesi olduğunu belirtti. Yüksek ihtimalle iki Anadolu lisesinin de olmayacağını ifade eden veli, öğrencinin de meslek veya imam hatip lisesine gitmek istemediğini eğer Anadolu lisesi olmazsa mecburen özel okula göndereceklerini söyledi. Çocuğunu özel okula gönderebilecek durumunun olmadığını vurgulayan bir diğer veli ise “Sistem gerçekten çok kötü. Durumu olan kişilerin özel okula gönderme seçeneği var. Ama durumu olmayanlar imam hatip liselerine veya meslek liselerine mecbur kalıyor. Maalesef İzmir’de bazı ilçelerde hiç Anadolu lisesi yok. Bu sistemde ya ikametgahımızı değiştirip çocuğumuzu o ilçedeki bir Anadolu lisesine ya özel okula ya da hem çocuğumuzun hem de bizim istemediğimiz imam hatip veya meslek lisesine göndermek zorunda kalıyoruz” diye konuştu.

“Sistem elemeye yönelik”

Sınav sistemini ve yaşanan bu mağduriyeti değerlendiren Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, eğitimde fırsat eşitsizliğinin temel sorunlardan bir tanesi olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. “Farklı okullarda, bölgelerde aynı imkanlara sahip olmayan öğrenciler yarıştırılıyor. Hem ekonomik hem de fiziki farklılıklar yaşayan öğrencilerin aynı sınavda yarıştırılıyor olması başlı başına bir sorun. Sistem, öğrencilerin yeteneklerini açığa çıkarmak üzere değil elemeye yönelik kurgulanmış” dedi.

“Çocuğun çabası yeterli olmuyor, parası da olmalı”

Bir diğer sorunun da okulların ticarileştirilmesi olduğunu vurgulayan Çalık, “Ticarileşme süreci özellikle son 10 yılda çok hız kazandı. Kamusal eğitime ayrılan kaynaklar gittikçe düşerken özel okulların fiyatları ulaşılamaz oldu. Artık öğrencilerin çabası yeterli olmuyor parası da olması gerekiyor. Yani eğitimdeki eşitsizlikle ekonomik eşitsizlik doğru orantılı” ifadelerini kullandı. Sınava olan güvenin çok ciddi anlamda sarsılmış olduğunu vurgulayan Çalık, bazı kamu görevlilerinin görevinden alınması ve mevcut koşullara bakıldığında güvensizliğin oluşmasının normal olduğunu belirtti. Çalık, “12 yaşındaki çocuklarımız ‘Eyvah yine benim emeğim boşa gitti. Biz ne kadar emek harcarsak harcayalım yine kayırılanlar oldu’ diye düşündü” diye konuştu.

“Eğitim mücadelesini tüm toplumsal kesimlerle sürdürmeliyiz”

Laiklik pratiklerinden hızla uzaklaşan bir süreç yaşadığımızı söyleyen Çalık, “Parası olanlar özel okula ya da kamuda nispeten daha fazla olanakları olan okula, parası olmayanlar çocuk emeğinin sömürülmesi için kurulmuş sömürü ocaklarına yani MESEM’lere veya imam hatiplere gitmek zorunda bırakılıyor. Özellikle yoksul ailelerin çocuklarının imam hatiplere gitmesi için özel bir çaba var. İmam hatip lisesine gidenler ücretsiz ulaşım, yemekhane gibi şeylerden faydalanabiliyor. Yoksul aileler de çocuklarını buralara gönderiyor. Bu da eşitsizlik yarattığı gibi bilimsellikten de uzaklaşılmasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı. Liselerin kontenjanına dair değerlendirmede bulunan Çalık, “Kontenjanlara dair net sayılar söyleyemesem de lise genelinde Anadolu liselerinin kontenjanı düşürülürken imam hatip ve meslek liselerinde kontenjanların arttırıldığını biliyoruz. Öğrenci laik bilimsel eğitim hakkına kavuşmak için çırpınırken Milli Eğitim Bakanlığı öğrencinin oraya ulaşamaması için kontenjanları düşürüyor” dedi.

Eğitim mücadelesinin tüm toplumsal kesimlerle yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Çalık son olarak “Önümüzdeki süreçte kamusal eğitim hakkının toplumun elinden alınmak istenmesine yönelik ortak bir mücadele hattı çizmemiz gerekir. Bu mücadeleye sendikalar, demokratik kitleler, veliler yani toplumun tüm kesimi sahip çıkmalı. Eğitim Sen olarak eğitimin zenginlere yönelik bir hak olmaktan çıkarılması ve laik eğitim için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Evrensel'i Takip Et