Tekstilde yalanlar ve gerçekler: 'Mısır’a kaçarım’ tehdidiyle işçiler baskı altında
“Sektör çöküyor” yalanıyla işçiye baskı artıyor: Patronlar Mısır tehdidiyle hak gaspına hız verirken, ihracat artıyor, teşvikler kâra dönüşüyor.
Elif Ekin Saltık
[email protected]
Türkiye’nin köklü sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim işkolunda çalışan işçiler son yılların en büyük kriziyle karşı karşıya. Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyim, son yıllarda kısmi daralma yaşıyor. Resmi verilere göre, son 3 yılda sektörde 110 bin istihdam kaybı yaşandı. Ancak rakamlar, patronların “sektör çöküyor” iddialarıyla çelişiyor: İşçi sayısı azalırken, ihracat artıyor, devlet teşvikleriyle patronlar kârlarını artırıyor.
Patronlar, sektörün daraldığını, üretimin başta Mısır olmak üzere ucuz işçiliğin hakim olduğu ülkelere kaydığını ve ayakta kalabilmek için devletin daha fazla teşvik vermesi gerektiğini öne sürüyor. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) tarafından hazırlanan kapsamlı araştırma, patronların bu krizi bir fırsata çevirerek işçileri daha ağır koşullarda çalıştırdığını, tazminatlarını gasp ettiğini ve bölgedeki teşvikleri kişisel kazanca dönüştürdüğünü ortaya koydu.
BİRTEK-SEN tarafından yayımlanan ve Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Mardin, Batman, Van, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinde çalışan tekstil ve hazır giyim işçileriyle yapılan görüşmelere ve sektörel verilere dayanan rapor, bölgede tekstil işçilerinin nasıl bir cehennem koşullarında çalıştırıldığını gözler önüne serdi.
Üretim düşmüyor, ihracat artıyor: ‘Kriz’ bahanesiyle daha az işçiyle daha fazla kâr
Patronların kriz feryatlarına rağmen, tekstil ihracatında birçok ilde artış yaşandı. Örneğin Gaziantep’te işçi sayısı düşmesine rağmen ihracat 55 milyon dolar arttı. Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş’ta da benzer bir tablo söz konusu. Patronlar, daha az işçiyle daha fazla üretim yaparak kârlılığı artırıyor.
Bu durum, krizin yükünü sadece işçilerin sırtladığını gösteriyor. Fabrikalarda işçi sayısı azalırken üretim hız kesmiyor. İşçiler, daha uzun saatler çalışmak zorunda kalıyor. Bazı fabrikalarda, üretimi aksatmadan işçilerin yarısı işten çıkarılıyor, kalanlara ise baskı ve performans tehdidi uygulanıyor.
Devlet destekli sömürü: Teşvik, arazi, vergi avantajları patronlara
Rapora göre bölgedeki tekstil patronları, devletin sağladığı teşvik, vergi indirimi, bedava arazi, düşük faizli kredi gibi birçok haktan yararlanıyor. 2019-2023 yılları arasında yalnızca bu sekiz ilde 400'den fazla teşvik belgesi verildi. Ancak bu destekler, ne işçilerin ücretine ne de sosyal haklarına yansıyor.
İşsizlik fonu da patronların hizmetinde. 2024 yılında bu fondan patronlara 125 milyar TL teşvik verildi. Aynı dönemde fondan işsiz kalan 180 bin işçiden yalnızca 72 bini destek alabildi. Yani başvuranların yüzde 60’ı eli boş döndü.
Patronların mücadelesi ‘daha fazla teşvik’ için
Patronlar, dövizin yükselmesini ve ücretlerin düşmesini savunuyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meclis Başkanı Şeref Fayat, dövizin serbest bırakılmasını, ücretlerin dolar bazında düşmesini istiyor. Patronların çözüm önerileri, “maliyet sıfırlansın, işçi daha az kazansın” üzerine kurulu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de patronların bu taleplerine destek veriyor. Şimşek, 2025 yılı için 683 milyar TL vergi harcaması yapılacağını, teşviklerin artırılacağını açıkladı. Böylece patronlara kıyaklar devam ederken, işçilere sefalet düşüyor.
Kitlesel işten çıkarmalar ve tazminat gaspına yaygın başvuru
2024-2025 döneminde yalnızca bu sekiz ilde on binlerce işçinin işten çıkarıldığı belirtiliyor. Özellikle “ahlaksız kodlarla” yapılan işten atmalar yaygınlaşmış durumda. Bu yöntemle işten çıkarılan işçiler, hem kıdem tazminatlarını alamıyor hem de işsizlik fonundan yararlanamıyor.
Ayrıca patronlar, işçilerin tazminatlarının sadece yüzde 30 ila yüzde 50’sini teklif ederek "anlaşmalı çıkış" dayatıyor. Kabul etmeyen işçilere, “git mahkemede sürün” tehdidiyle gözdağı veriliyor. Sigortasız çalıştırma, çocuk emeği ve işçilerin banka kartlarına el koyma gibi uygulamalar bölge genelinde yaygın.
Sendikalar işçileri değil, patronları savunuyor
Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Döviz yükselmeli, teşvik artmalı” diyerek patronlarla aynı dili kullanıyor. Raporda, bu sendikanın bölgedeki birçok fabrikada patronlar tarafından getirildiği ve işçilerin tepkisini çektiği örneklerle anlatılıyor. Örneğin, Antep’teki Ünal Çuval Fabrikası’nda işçiler Öz İplik İş'i kovdu. Urfa’daki Özak Tekstil'de ise 500 işçi bu sendikaya karşı 80 gün direndi.
TEKSİF Sendikası da patronlarla imzaladığı toplu sözleşmeleri işçilere açıklamıyor, gizli yürütülen görüşmelerde işçileri sefalet ücretine mahkum ediyor. Patronlar ile sendikaların ittifakı, işçilerin birleşmesini ve hakkını aramasını engelliyor.
İşsizlik yokmuş gibi gösteriliyor
Patronlar, çalıştıracak işçi bulamadıklarını iddia ediyor. Ancak 2025 yılında Urfa’da 33 temizlik görevlisi kadrosu için 71 bin 838 kişi başvurdu. Van’da 23 kişilik kadro için 41 bin 300 kişi, Adıyaman’da 20 kişilik kadro için 28 bin kişi başvuru yaptı. Bu veriler, bölgede yoğun bir işsizlik yaşandığını açıkça ortaya koyuyor.
Ayrıca, patronlar İŞKUR’un sağladığı desteklerle işçi maliyetlerini sıfıra indiriyor. İşsizlik fonu sayesinde, eğitim programları adı altında vasıflı işçileri bile devlet eliyle bedava çalıştırabiliyorlar.
Çözüm İşçilerin birlikte mücadelesinde
BİRTEK-SEN’in yayımladığı raporun sonunda şu talepler sıralanıyor:
- Kıdem tazminatının yasal güvenceye alınması
- İşsizlik fonunun yalnızca işsizlere yönelik kullanılması
- İşçilerin sendikal haklarının tam olarak tanınması
- Ahlaksız kodlarla işten atılmaların yasaklanması
- Gerçek bir iş güvencesi düzenlemesinin yapılması
‘Modernizasyon’ maskesiyle işçi kıyımı
Antep’te halı iplik üretimi yapan fabrikalar, "çevreci dönüşüm" adı altında yüzlerce işçiyi tazminatsız işten çıkardı. Akrilik iplik üretiminden pamuk ipliğine geçiş sürecinde:
- Eski makinelerde çalışan işçiler "küçülme" gerekçesiyle atıldı.
- Makineler değiştirildikten sonra aynı fabrikalara yeni ve daha düşük ücretli işçiler alındı.
- Bu süreçte üretim hiç kesilmedi, aksine verimlilik arttı.
Urfa'da ise devlet teşvik süresi dolan fabrikalar "kapandı" ilan edildi, ancak aynı binalarda yeni firmalar üretime başladı. OSB verilerine göre, Urfa'da 35 tekstil fabrikası proje aşamasında, 26 tekstil fabrikası ise inşaat halinde.
Mısır'a kaçış ve işçi baskısı
Tekstil patronları, Mısır'daki düşük işçi maliyetlerini (aylık ortalama 200 dolar) bahane ederek Türkiye'deki işçileri tehdit ediyor. Ancak gerçekler farklı. Çalık Holding Malatya'daki üretimini sürdürürken Mısır'da yeni fabrikalar açtı. İşçilerin tazminatlarını ödemeyen şirket, geçen yıl tazminatını isteyen bir işçiyi döverek öldürdü.
Taha Holding işçilere, “Ya tazminatın %30'unu alırsın ya da mahkemede sürünürsün" diyerek baskı uyguluyor. Baykan Denim Batman ve Mardin'de merdiven altı atölyelerde kayıt dışı işçi çalıştırırken, aynı zamanda Mısır'a yatırım yapıyor.
‘Fabrikayı taşırım’ tehdidi
Adıyaman'daki Çam Konfeksiyon fabrikasında yaşananlar, patronların yöntemlerini gözler önüne serdi. Asgari ücret görüşmeleri öncesi işçi sayısı yarıya düşürüldü. Kalan işçilere üretim baskısı 2 katına çıkarıldı. Üretim hacmi yüzde 5 arttı.
Evrensel'i Takip Et