Soma Termik Santrali bugün kapatılabilir: İşçiler özelleştirme öncesine dönülsün istedi
Soma Termik Santrali'nin kömür borcu ve özelleştirme sonrası yatırımsızlık nedeniyle kapanma ihtimaliyle karşı karşıya.,6 bin kişi işsiz kalabilir.

Soma Termik
Dudu Selçuk
Emine Uyar
Manisa — Soma ve Ege Bölgesi’nin önemli bir işletmesi durumunda iken 2015 yılında özelleştirilerek Torku’ya (Konya Şeker) satılan Soma Termik Santralinin TKİ’den aldığı kömürlerin bedelini ödemediği için üretimin durması söz konusu.
Torku’ya enerji yatırımı yaptığı için 90 milyon dolar teşvik verilmişti. TKİ’den alınan ve parası ödenmeyen kömürün değerinin 400 milyon doları aştığı belirtiliyor. Santralin kapanması durumunda nakliyeciler ile birlikte doğrudan 6 bin kişi işsiz kalacak. Yine santralden elde edilen sıcak su ile Soma’da 40 bin işletme ve konutun ısınması sağlanıyor. Santralde çalışan işçiler, santral kapanacak mı endişesi yaşadıklarını ifade ederek, özelleştirme öncesine dönülmesini istediklerini belirtiyor. Toplu sözleşme sürecinde olduklarını ifade eden işçiler ücret zammı ve koşulların düzeltilmesi taleplerinin geriye girildiğini belirtiyor. Dikkat çekilen bir başka önemli konu da teşvikleri alan, kullandığı kömüre para ödemeyen şirketin işçi sağlığı iş güvenliği koşullarını da gerektiği gibi sağlamadığı ve her an bir kaza riskinin bulunması. Ayrıca bacaların filtresiz olması nedeni ile yarattığı çevre kirliliği de gündemde.
12 yıldır Soma Termik Santralinde çalışan bir işçi, “En büyük kaygılarımızdan biri ekmek parası, işimizin devamlılığı. Santralin çalışmaya devam etmesi. Başka bir firma ile mi anlaşılacak, TKİ kömür vermeye devam mı edecek bu siyasilerin bürokratların işi ama biz devlete gitmesinin daha iyi olacağını düşünüyoruz. Santralin kapanması Soma için büyük bir sıkıntı olur” dedi.
Santralde çalışmanın ağır iş kolu olduğunu, çalışma koşullarının ağır olduğunu belirten işçi, “40 yıllık santral olduğu için tesisat eski. Yenilenmeye ihtiyacı var. Torku gerekli yatırımları yapmadığı için burası verimsiz halde. 2014-2015’e kadar iyiydi. Ondan sonra da mesela biz 6 ünite çalıştık. Ama artık bu mümkün değil. Şu an tek ünite çalışıyor” dedi.
Taşeron işçilikten kadroya geçtiğini belirten işçi, “Maaş politikası tamamen alacak şirketin bakış açısı ile ilgili. Buradan aldığı verimi tamamen cebine koymayı düşünürse işçiye hiçbir şey koklatmazsa ki bunu yapabiliyorlar, bunun bariz örneklerini maden kazasından önce Soma’da herkes yaşıyordu. Ta ki 301 işçi ölene kadar. O zamanki hükümet bazı kurallar getirdi. İki asgari ücret dedi, hafta sonu tatil dedi vb. İstenirse bunlar düzeltilebilir. Daha iyi olsun isteriz” dedi. İçerideki malzemelerin taşındığına ilişkin söylentiler olduğunu ama kendilerinin böyle bir şey görmediğini sözlerine ekledi.
Öncelikli kaygılarının santralin çalışmaya devam etmesi olduğunu belirten işçi, “Biz şu an işe gidip geliyoruz. Maaşımızı, avansımızı alıyoruz. Sadece sıkıntıya sokan tek şey fazla mesai. Ekstra mesaimiz yok gruplar çalışmadığı için. En alt grup fazla mesaisiz alabileceği rakam 30-32 bin lirayı geçmez. Buranın çalışma şartları fazla mesaisiz çalışmaya elverişli değil. Fazla mesai yaparak insanlar evlerini geçindirmeye çalışıyorlar. Temmuz ayındayız yeni sözleşme sürecimiz başladı. Hangi şirketle görüşeceğiz, nasıl görüşeceğiz belirsiz. Torku satmak, buradan kurtulmak istiyor” dedi.
Tek grubun minimum kapasitede çalıştığını belirten işçi, “Ücretsiz izinlere çıkmaya başlarsa insanlar iyice daralacak. Kömür bitip de yeni kömür gelmeyince burası duracak. Bu süreç gelmeden bunun çözülmesi gerekiyor” dedi.
“Biz sendikalı işçiyiz, toplu sözleşmeliyiz, yürüyüşle, eylemle işimiz için mücadele ederiz” diyen işçi, “Sendikanın enerji bakanı ile yaptığı toplantıda ‘Hiçbir işçimiz mağdur olmayacak zara görmeyecek’ denildiğini hatırlatarak, “Onun için zaten ücretsiz izinlere ve senelik izinlere çıkmalar durdu. Zorunlu izinler de toplantıdan sonra durdu. Çözeceklerini tahmin ediyorum. Çözemezlerse artık kömür de biter stop olursa tamamen işverenin elindeyiz. İzinlere çıkartır, ücretsiz izinler gündeme gelir. Asıl kargaşa ondan sonra başlar” dedi.
Bir başka işçi de ücretlerindeki erimeye dikkat çekerek, işe girdiğinde üç asgari ücrete yakın maaş alırken şimdi, çocuk yardımı, yemek parası, aile desteği vb. hepsi dahil edildiğinde 33-34 bin lira dolayında aldıklarını söyledi. Santral özelleştiğinde içerideki hurdaların satılıp şirketin devasa paralar kazandığının söylendiğini belirten işçi, “Kamuya geçsin istiyoruz. Başka şirket aldığında da bir şey değişmeyecek, aynı şeyleri yaşayacağız. Kamuya güvence gözü ile bakılıyor. Herkes diken üzerinde” dedi.
Santralde iş güvenliği sorunları da gündemde. İş güvenliği raporlarına imza etmek istemeyen, istifa eden uzmanlar olduğu belirtiliyor. Ayrıca Çalışma Bakanlığından müfettişlerin geldiği, çevre ve iş güvenliğiyle ilgili inceleme yapıldığı ve halen devam ettiği bilgisini de verdi işçiler. Oksijen tüplerinin, bazı yanıcı tüplerin, yerlerinin değiştiği, bazı ilaveler yapıldığı ve yüklü bir ceza kesildiği de belirtiliyor. İş yerindeki en büyük problemlerin, asansörlerden, teçhizatın eskiliğinden, kazanların yıpranmış, sağının solunun patlak olmasından kaynaklandığını söylüyor işçiler. “Burada her türlü iş güvenliği kazası yaşanabilir, her an bir kaza olabilir. Şu an altı grup sahada çalışmıyor, insan olmadığından olmuyor olabilir ama yine de ufak tefek kazalar oluyor” diyorlar. Bir işçi, “İş güvenliğiyle ilgili biri santrale girdiğinde, eline fotoğraf makinesini alsa, hangisini önce çekeceğini şaşırır” diyor. Merdivenlerin, basamakların durumundan ortamın kirliliğine, bazı malzemelerin durumuna kadar, her şeyin vukuatlı olduğunu söyleyen bir işçi, “Biz 12-15 yıldan beri çalıştığımızdan gözümüze aşina geliyor.. Bazı şeyleri gözümüz görmüyor ya da algılayamıyoruz ama dışarıdan gelen biri görür” ifadelerini kullandı.
İşçi ayrıca, şu an santralin kapanması, satılması gibi bir gündem olmasaydı, filtresiz çalışması, çevreye verdiği zarar konuşuluyor olacaktı”. Bizim toplu sözleşme sürecimiz zam talep edeceğiz, bu durumda, bu şartlarda çalışılmaz derken kapatmayalım aman çalışalım, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir durum söz konusu” şeklinde konuştu.
İşverenle temmuz ayında ilk TİS görüşmesinin yapıldığını belirten işçi, kendilerine sorularak talep toplandığını, istenen zam oranının belli olduğunu, taslağın işveren yetkililerine ulaştığını, ilk görüşmenin yapılarak resmi sürecin başladığını belirtti.
Evrensel'i Takip Et