Özel: Adaylığı reddedilene kadar adayımız İmamoğlu
Özgür Özel, Meclis’te kurulması planlanan komisyondan, adaylık sürecine, Kürt sorunundan dokunulmazlıklara kadar pek çok konuda değerlendirmede bulundu.

Fotoğraf: ANKA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Merkezi'nde T24'ten Gökçer Tahincioğlu ve Ceren Bala Teke'nin sorularını yanıtladı.
Özel, çözüm süreci kapsamında TBMM'de kurulacak komisyona, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un resmî olarak, "Komisyon kararlarında nitelikli çoğunluk esas alınacak" açıklamasını yaptığı anda üye vereceklerini söyledi. Özel, CHP'nin komisyona bu şartlarda üye vermemesinin partinin tarihsel tutarlılığını heba edeceğini ifade etti. Geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek verilmesini yanlış bulduğunu belirtirken, Kürt seçmenle CHP arasındaki travmanın aşıldığını da vurguladı. Anayasaya uymayanlarla anayasa yapılamayacağını net şekilde dile getiren Özel, erken seçim olması ve Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı kabul edilmemesi ihtimali için de “Adaylığı reddedilene kadar adayımız İmamoğlu. Reddedilirse oturur en doğru ismi belirleriz” dedi.
'Nitelikli çoğunluk kesinlikle aranacak' desin üye verelim
Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"(Meclis komisyonu) Eşit temsil olsun ve nitelikli çoğunluk olsun. Onlar eşit temsil meselesine şu sebepten yanaşmıyor; diğer partilere de eşit temsil verince çok kalabalık olması gerekiyor. 100 kişi gibi. Bizim partinin temsili ve katkısı için on kişiye de ihtiyaç yok. Yani dört arkadaş halleder aslında bu işi. Ama böyle istiyorlar sayıyı"
"Bu ülkeyi getirdikleri bu noktadan kendilerine de ülkeye de bir çıkış arıyorlarsa bu komisyon bunun için çok iyi bir fırsat. Ama burada samimiyet lazım yani veya gerçekten iyi niyet lazım.
"Mücadelede zerre gerileme olmayacak. Sert mücadelemizin yumuşaması gerçekten yapılan bütün hukuksuzlukların ortadan kalkmasıyla mümkün yani. Yoksa öyle aynı komisyona girdik diye geri adım atmayız.
"Terörü bahane edip ülkede kurulan dikta rejimini, herkesi terörist diye yaftalamayı, herkesi tutuklamayı bırakacaklarsa ve biz bu iki işlevi birlikte görecekse orada olacağız."
"Grup başkan vekillerine söyledim. Meclis Başkanı bir açıklama yapsın ve 'nitelikli çoğunluk kesinlikle aranacak" desin. Biz de isimleri bildirelim dedik. Bunu söylediği anda üye vereceğiz."
'Yasa yaparız, anayasa yapmayız'
"Bizi o komisyona davet eden de o komisyonda kalmamızı isteyen de o komisyonda anayasa konuşmayacağımızı bilecek. Yani biz bu konuda çok netiz. Mevcut anayasaya uymayanlarla anayasa yapamayız. Bizim anayasa konuşma şartlarımız bu komisyonla ilgili tutumumuzdan çok önce çok netti zaten. Anayasaya uymayanlarla anayasa yapmayız. Komisyona yazdığımız on altı maddelik öneride de yasal çalışmalarla sınırlı olmak üzere diye yazdık. Yasa yapabiliriz, anayasa yapamayız."
"(MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüşme) Gizli görüşme. Bir de böyle çok yansıyacak bir şey de yok. Yani şöyle söyleyeyim; bizle görüşen kişilerin samimiyetinden bir şüphemiz yok ama yeni bir bilgi de yok yani. Bize yapılan sunumlar zaten bildiğimiz şeylerin biraz daha detaylandırılmış hali."
'Adaylığı reddedilene kadar adayımız İmamoğlu'
"Ekrem İmamoğlu, resmen seçim kararı alınıp adaylık başvurusunun zamanı gelene kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı. Çünkü adayı değiştirmek artık adayın bile elinde değil. 15,5 milyon kişi gelmiş, oy vermiş. Bu 15,5 milyon kişinin içinde analiz edildiğinde de öyle şeyler çıkıyor ki ömrü boyunca CHP'nin kapısından geçmemiş insanlar gelmişler ve o haksızlığa karşı dayanışma içinde adaya oy vermişler. O kişilerin adayı Ekrem İmamoğlu, son ana kadar Ekrem İmamoğlu'nun aday olması için hem hukuki hem siyasi bütün şartları ve zeminleri zorlayacağız.
'Aday olamazsa en doğru adaya bakılır'
"Aday olamadığı bir nokta olduğunda o gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor? Başka bir karar vermek gerekirse ve ümit ediyorum gerekmez. O kararı hep beraber, birlik beraberlik halinde veririz."
'Dokunulmazlıkların kaldırılması yanlıştı, engelleyemedim'
"(Dokunulmazlıkların kaldırılması) O gün de zaten yirmi küsur arkadaş dışındaki bütün CHP'liler orada 'hayır' oyu kullanmıştı rakamlara bakarsak. MYK'da ben dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkanların en başında geliyordum ve karşı çıkan dört-beş arkadaştan bir tanesiydik. Daha Mecliste oylama başlamadan önce bile hiç değilse grubun oylamaya girmemesinin doğru olacağını savunuyordum. Ama sonuçta parti oyladı, girildi ve çıkan sonuç yanlıştı. 31 Mart seçimlerinden hemen sonra daha o gün Van'da mazbatayı ikinci olana vermeye çalıştılar. Oraya on milletvekili arkadaşımızı gönderdik. Kürt meselesinde benim genel başkanlığım ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu yeni yönetiminde yani eski yönetimi böyle bir devr-i sabık olarak nitelendirecek halim yok. Artısıyla, eksisiyle, doğrusuyla, yanlışıyla hepimiz o yönetimin içindeydik. Ama ayrıştığımız, farklı düşündüğümüz çok noktalar vardı. 12 tane askerimiz şehit olmuştu o günlerde. Kışın bulunmamaları gereken, droneların onları koruyamadığı bir yerde.
'Camide linç organize ettiler'
Gel bunun altına imza at dediler. "Ben sizinle bir A4'ün altında buluşup da sorumluluğunuzu ortadan kaldırmam" deyip imza atmadım. Memleketimde camide linç organize ettiler. Şehit cenazesinde saldırdılar. Sonra o caminin olduğu ilçeyi de yüzde altmışla kazanıp kimin linç olduğunu onlara gösterdik ama o imzayı atmadığım gibi on gün sonra aynı bölgeden yeniden şehitler geldi. Yine kağıt uzattılar. Cenazede canımı zor kurtarmışım. Yine imzalamadım. Bu sefer diğer muhalefet partileri de imzalamadı. Öyle bir bildiri çıkmadı. Çünkü o kolaycılık. İşte biz koyarız muhalefetin önüne kağıdı ve imzalarlar. Bu konforlu siyaset alanını Erdoğan'a bırakmadık. O günden bugüne de bırakmıyoruz.
'Kayyım atanamaz, kurultayda seçilmeyen CHP'yi yönetemez'
"Kayyım atanamaz. Denemesi bedava. Çok net söylüyorum. Denemesi bedava. Atanamaz Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım. CHP'yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. İstanbul'un emanetine Saraçhane'de sahip çıkıp elimize verilen o bayrağı yere bırakmamışız da Atatürk'ün partisinin bayrağını mı yere bırakacağız? Mümkünü yok"
'Savcı, kafasındaki kurguyu anlattırıyor'
"Şu an etkin pişmanlıktan yararlananların ilerleyen süreçte bu baskı kalkınca bunu baskı altında yaptıklarını söyleyeceklerini ve yeni bir sürecin başlayacağını düşünüyorum. Çünkü bu soruşturma savcılığından canını kurtarmaya çalışıyor insanlar yani. Mesela ilk başlarda şey diyordum 'ya olmayan bir şeyi nasıl söylerler.' Sonra anladım ki bu etkin pişmanlık mesela adam üç sayfa ifade vermiş, beş sayfa ifade vermiş, üç gün sürmüş. Savcı anlattıkça anlatıyor. Savcı kendi kafasındaki kurguyu anlatıyor ve anlattırmaya çalışıyor. Bir yandan düşünüyor insan kendi çocuğunu, kendi yakınlarını mesela. İnsan kendi katlanıyor da senin yüzünden çocuğunu atıyorlar falan. O yüzden bu etkin pişmanlık müessesesi çok toksik bir müessese haline geldi. Bence zaten rakamlar da koyacaktır ortaya."
(t24.com)
Evrensel'i Takip Et