23 Temmuz 2025 16:05

Turizm işçileri 7 değil 11 günde bir tatil yapabilecek: Hangi akla hizmet?

“Müşteri memnuniyeti bahanesiyle fazla mesai yaptırılıyor, izin günleri hiçe sayılıyor. İşçinin memnuniyeti kimsenin umurunda değil.”

Turizm işçileri 7 değil 11 günde bir tatil yapabilecek: Hangi akla hizmet?

Fotoğraf:Pexels

Emir YILDIRIM

Anadolu Üniversitesi

Turizm sektöründe çalışan işçilerin haftalık izin günlerinin 7 günden 11 güne çıkarılması, sektör çalışanları ve öğrencileri arasında büyük tepkiyle karşılandı. Bu düzenleme hakkında, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi öğrencilerinin fikirlerini aldık. Öğrenciler genel olarak bu düzenlemenin işçilerin aleyhine olduğunu dile getirdi. Fiziksel ve zihinsel olarak zaten ağır koşullarda çalışan emekçilerin daha fazla çalıştırılacağına dikkat çeken öğrenciler, dinlenme haklarının kısıtlandığını ve bu durumun emek sömürüsünü derinleştireceğini savundu.

Turizm İşletmeciliği 3. sınıf öğrencisi Nur, “Zaten yorucu ve stresli olan turizm sektöründe 6 günde 1 olan izin hakkının 11 güne çıkarılması hem fiziksel hem de ruhsal yorgunluğumuzu artırır.” diyerek düzenlemenin doğrudan çalışan sağlığını tehdit ettiğini vurguladı. Fazla çalışmanın mesai olarak sayılmamasına da değinen Nur, bu durumun emeklerinin karşılığını alamamaları anlamına geldiğini ifade etti.

Turizm işletmeciliği 4.sınıf öğrencisi Enver ise, “Zaten hali hazırda özellikle yaz sezonunda, özellikle de kıyı otellerinde çalışanlar inanılmaz yoğun, stresli ve uzun saatler boyunca çalışıyor. Bu insanlar çoğu zaman sezonluk ve düşük ücretlerle çalıştıkları için zaten zor koşullara katlanmak zorunda kalıyorlar; yeni düzenleme ise yüklerini artırmaktan başka bir işe yaramıyor.” dedi.

“Uygulama hangi akla hizmet düzenlendi?​”

Öğrenciler, bu uygulamanın yalnızca işçilerin fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik sağlığını da tehdit ettiğine değindi. Uzun ve yoğun çalışma dönemlerinin sosyal hayatı neredeyse ortadan kaldırdığını ifade eden öğrenciler, bu durumun hem bireysel yaşam kalitesini düşürdüğünü hem de iş verimini olumsuz etkilediğini dile getiriyor. Bu sene okuldan mezun olan ve turizm sektöründe çalışmaya hazırlanan Yağmur, konu hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “Bu tarz uygulamalar işçinin kendine vakit ayırmasını engelleyeceği için psikolojisini olumsuz yönde etkileyecektir. Bunun sonucunda işteki verimini düşürecektir. Her açıdan bakıldığında kayıp olan bir uygulama hangi akla hizmet düzenlendi?​”

Turizm rehberliği öğrencisi Emirhan ise “Düzgün dinlenemeyen, uzun saatler çalışıp hakkını yeterince alamayan bir çalışanın işini yapması beklenemez. Sosyal yaşam açısından fazlasıyla kısıtlayıcı, hemen hemen sürekli fiziksel aktivite gerektiren bir meslek olduğu için de 11 gün dinlenmeden çalışmak insanın sağlığını negatif etkileme ihtimali göz ardı edilemez.” dedi.

Öğrencilerin en çok dikkat çektiği konulardan birisi de turizmde “müşteri memnuniyeti” kavramının çoğu zaman işçilerin haklarından feragat ettirilerek sağlanmaya çalışılması. Bu anlayışın, memnun müşteriyi her şeyin önüne koyarak işçinin emeğini değersizleştirdiğini ve sömürüye kapı araladığını belirtiyorlar. Nur, bu duruma dikkat çekerek “Sürekli güler yüz göstermesi beklenen bir işçi, kendi mutsuzluğunu bastırmak zorunda kalıyor. Müşteri memnuniyeti adına işçiye nefes alacak alan bile bırakılmıyor” derken, Emirhan ise bu kavramın adeta bir kalkan gibi kullanıldığını belirtiyor: “İşçiden her zaman maksimum performans isteniyor çünkü müşteri her şeyin üstünde tutuluyor. Ama bu yaklaşımın altında ciddi bir sömürü yatıyor.”

“Müşteri memnuniyeti kavramı işçiyi sömürerek sağlanmaya çalışılıyor”

Turizm İşletmeciliği 4. sınıf öğrencisi Serkan da benzer şekilde, “Müşteri memnuniyeti bahanesiyle fazla mesai yaptırılıyor, izin günleri hiçe sayılıyor. İşçinin memnuniyeti kimsenin umurunda değil.” sözleriyle uygulamayı eleştirdi. Bu konuyla ilgili Enver ise “Yazık ki çoğu zaman müşteri memnuniyeti kavramı işçiyi sömürerek sağlanmaya çalışılıyor. Turizmde hep misafir her zaman haklıdır, müşteri memnuniyeti birinci önceliktir gibi laflar ön planda. Ama kimse şunu sormuyor: Bu memnuniyeti sağlayan kim? O müşteriye güler yüzle hizmet eden, odasını temizleyen, yemeğini getiren, gece üçte bile resepsiyonda bekleyen insanlar hangi koşullarda çalışıyor?​” dedi.

Son olarak ellerinden alınan izin hakkına karşı nasıl bir mücadele yürütmeleri gerektiğini sorduğumuzda ise öğrenciler arasında ortak bir yanıt vardı: Birlik ve örgütlü mücadele. Öğrenciler, bireysel tepkilerin yetersiz kalacağını, bu nedenle kolektif hareket etmenin, sendikalara katılmanın ve çeşitli platformlarda ses yükseltmenin önemini vurguladı. Sendikalaşma, grev hakkı ve kamuoyu oluşturma gibi araçları ön plana çıkardılar.

(Evrensel)

Evrensel'i Takip Et