4 Haziran 2025 17:02

5 Haziran Dünya Çevre Günü: Yaşam alanı savunucularından doğanın koruması için mücadele çağrısı

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri ve Mersin Çevre Platformu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde tüm yerel yönetim, çevre dernekleri ve kitle örgütlerine doğanın koruması için mücadele çağrısı yaptı.

5 Haziran Dünya Çevre Günü: Yaşam alanı savunucularından doğanın koruması için mücadele çağrısı

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri ve Mersin Çevre Platformu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada ülkeyi yönetenlerden Halkın İklim kanununu yapmalarını talep ederek tüm yerel yönetim ve ktile örgütlerdine doğanın koruması için mücadele çağrısı yaptı

Dünyada uygulanan vahşi kapitalizmin, bütün varlıkları tüketme noktasına getirdiği vurgulanan açıklamada; “Bu politikalar hava,su ve toprak kirlilikleri oluşturmanın yanında eşitsizliği, adaletsizliği, yoksulluğu,işsizliği, savaşları da beraberinde getirdiği için BM 1972 yılında 5 Haziran günlerini “Dünya Çevre Günü” ilan ederek gezegeni kurtarmayı hedeflemiştir.Ama ne yazık ki 1972 ten günümüze kadar Doğal Yaşam daha çok tahrip edilmiştir. Bugün dünya, büyük felaketlerin yaşandığı küresel iklim krizi felaketiyle karşı karşıyadır.Bu krizin sonucunda aşırı yağışların ve buzulların erimesinden dolayı oluşan seller, kuraklık, türlerin yokoluşu, gıda kriziyle ortaya çıkan açlık, iklim göçleri artık yaşamsal krizlere neden olmuştur” denildi.

Dünyada uygulanan bu çevre politikalarından ülkenin çok etkilendiği vurgulanan açıklamada ülkede artan çevre sorunları şöyle sıralandı;

  • “Rant politikaları sonucu sanayi, tarım, kent, ulaşım, enerji, madenler, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, dereler birer rant alanı haline dönüşmüş, yeraltı ve yerüstü su kaynakları,hava ve toprak kirletilmiş, çevre sorunları artmıştır.
  • Ülkemizdeki bütün yeraltı ve yerüstü zenginlikleri küresel bir saldırı altındadır. Bu saldırının sonucunda şirketler çok kar ederken doğamız katledilmekte, çevremiz kirletilmekte ve yaşam hakkımız gasbedilmektedir.
  • Ülkemiz plastik ithalatı ve kullanımıyla Dünyanın 10 büyük plastik çöplüğünden biri olmuştur ve sanayileşme adı altında gelişmiş ülkelerin sanayi ve nükleer çöplüğü haline dönüşmektedir.
  • Ülkemizde artık temiz hava solumak,Kaynağından temiz su içmek hayal olmuştur. Orman katliamları ülkemizin her tarafında yapılmaktadır. Doğal kültürel ve tarihi varlıklara yönelik saldırılar artık sistematik hale gelmiştir.
  • Bölgemize hayat veren Seyhan, Ceyhan, Asi, Göksu vb nehirler kirletilmiştir. Kirletilen nehirlerin sularıyla ve tarım zehirleriyle Tarım topraklarımız kirletilmiştir. Halk pestisit içeren ve  ithalata dayalı güvensiz gıda tüketimine mahkum edilmiştir.
  • Bölgemizde yıllarca Nükleer karşıtı itirazlarımız görmezden gelinerek felaketin habercisi olan Akkuyu Nükleer santralinin deprem bölgesinde inşaa edilmesi ve zemininde oluşan çatlaklıklar önlenemeden inşaata devam edilmesi hepimizde endişe yaratmaktadır.
  • Bölgemizde kurulan ve planlanan Balık Çiftlikleri,Yapılan Vahşi Madencilik,Çimento Fabrikaları,Petrokimya tesisleri,Orman Katliamları,Plastik Geri Dönüşüm Tesisleri,Bilimsel Planlara aykırı yapılan kentleşmeler, Havamızı Toprağımızı Suyumuzu kirletmiş Sağlığımızı bozmuştur.
  • Bölgemizde kurulan taşocakları  vahşi madencilik tekniğiyle işletilmekte olup, suyumuzun havamızın ve toprağımızın kirletilmesine neden olmakla birlikte su kaynaklarımıza, tarım alanlarımıza ve sağlığımıza zarar vermektedir. Hatayda işletme halinde bulunan 90 taşocağı ve beton santralleri halkın sağlığını tehdit etmeğe başlamıştır. Hatayda depremden sonra kontrolsüz bina yıkımlarından sonra meydana gelen asbesti herkes solumak zorunda kalmıştır.
  • Akdeniz liman genişleme projeleriyle asbest ile kirletilmiş ve halen kirletilmeyede  devam edilmektedir. Bölgemizde belediyelerin arıtma tesisleri yeterince ve verimli çalıştırılmadığı için Akdeniz müsilaj tehlikesiyle karşı karşıyadır.”

Ülkede kurulu olan ve planlanan kirli teknolojilerden, Nükleer Santral  projelerinden, Balık Çiftlikleri kurulumundan, Plastik Atık İthalatından ve Plastik Geri Dönüşüm Tesisleri işletiminden, Vahşi madencilikten derhal vazgeçilmesi çağırısı yapılan açıklamada; “Ülkemizi yönetenlerden halkın İklim kanununu yapmalarını talep ediyoruz. Gezegenimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünya artık alarm veriyor. Toprağımızı, suyumuzu, havamızı ve yaşam hakkımızı savunmak ve doğamızı ranta kurban eden bu politikaların karşında mücadeleleri etkinleştirmek için, 5 Haziran Dünya Çevre Gününün 2025 yılının "Plastik kirliliğe son" olarak belirlenen teması doğrultusunda, doğanın koruması için yerel yönetimleri, meslek odalarını, STK’leri ve herkesi mücadele etmeye davet ediyoruz” çağrısı yapıldı.

(Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et