2 Haziran 2025 04:21

Toros Tarım’da direnişin öyküsü ve mirası

350 işçiyle kahvehanelerde başlayan örgütlenme, 70 gün süren grevle patrona diz çöktürdü. Direnişin belleği, bugünkü grev çadırlarında yeniden canlanıyor.

Toros Tarım’da direnişin öyküsü ve mirası

Fotoğraf: Evrensel

Adem Yılmaz


Ceyhan’ın kuzey kısmı daha düz bir ovaya sahipken, güneye doğru yol aldıkça inişli çıkışlı yollardan geçilerek denize ulaşılır. Boş arazi yok denecek kadar azdır. Çoğunlukla bu aylarda yeni püskül vermiş mısırlar varken, yer yer pamuk ve yeni biçilmiş buğday tarlaları göze çarpar. Mısırın yeşili canlı ve keskin bir renge bürünürken, biçilmiş buğday tarlası da ulaşabileceği en sarı haline kavuşmuştur. Artık her iki tarlada da renkler, aldıkları tonun zirvesine ulaşmış diyebiliriz.

Tarlalar bittikten, tepeler aşıldıktan sonra karşımızda uçsuz bucaksız bir deniz ve denizin kıyısında yer alan Toros Tarım Fabrikası belirir. Fabrika kapısında ise “Bu işyerinde grev var” yazılı koca bir pankart gelenleri karşılıyor. Anlaşılan sadece buğdayın sarısı ile mısırın yeşili keskinleşmemiş; Toros Tarım’da patron ile işçi de tarafını belirlemiş. Biri, hükümetin yarattığı krizin faturasını işçiye kesmeye çalışırken, diğeri üretimden gelen gücünü kullanarak şalteri indirmiş.

‘Kahvehanelerde, evlerde bir araya gelerek sendikalaştık’

Toros Tarım Fabrikasının o dönemki adı olan Toros Gübre’nin ilk grevini, Dönemin İş Yeri Temsilcisi Necdet Cildan ile konuştuk. 1961 yılında Ceyhan’da doğan Necdet Cildan, işçilik hayatına şu an adı ŞA-RA olan Metal Fabrikası Temel Civata’da başlıyor. Ardından 1984 yılında Toros Gübre Fabrikasına giriyor. Mekanik bakım bölümünde çalışan Cildan, işe girdikten bir yıl sonra Petrol-İş Sendikasında örgütlendiklerini anlatıyor: “İşe ilk başladığımda sendikamız yoktu. 1985’te sendikalaşmaya başladık. Şimdiki gibi e-Devlet üzerinden üyelik yoktu; mesai bitiminde kahvehanelerde, lokallerde ve evlerde işçilerle buluşarak sendikaya üyelik formu dolduruyorduk. 350’den fazla üye yaptık, hemen yetki aldık. Sendika işletmeye ilk girdiğinde atama oldu, ben de atanan temsilciler arasındaydım. Sonraki süreçte her iki yılda bir seçimle göreve geldim. Toplam 12 yıl temsilcilik yaptım, 10 yıl boyunca baştemsilci olarak görev yaptım.”

Necdet Cildan, o dönem diğer gübre fabrikalarında işçilerin koşullarının Toros Gübre’ye kıyasla çok daha iyi olduğunu belirtiyor. Ücretlerin yanı sıra bayram ikramiyeleri, vardiya zamları gibi yan hakların bulunduğunu ifade eden Cildan, bu tablo karşısında grev kararı aldıklarını şöyle anlatıyor:  “Diğer gübre fabrikalarında işçilerin koşulları bizden çok daha iyiydi. Ücretlerin yanı sıra bayram ikramiyeleri, vardiya zamları gibi yan haklar vardı. Biz de buradaki şartları görünce grev kararı aldık. Patron, greve çıktığımızda bizi karalamaya çalıştı. ‘Şartlarınız iyiymiş, neden greve çıktınız?​’ diyenlere, çalışma koşullarımızı ve taleplerimizi anlatan bir bildiri hazırlayıp Ceyhan halkına dağıttık.”

Cildan, grev sürecinin tıpkı bugün olduğu gibi Kurban Bayramı’na denk geldiğini hatırlatıyor: “Kurban derilerini toplayıp satarak elde edilen parayı grevdeki arkadaşlarımızla paylaştık. Ayrıca greve çıkarken stoktaki malı ve alınacak siparişleri hesapladık. Çünkü ülke piyasasında büyük bir payı olan fabrika, siparişleri yetiştiremezse pazarını kaybedebilirdi. Bunları düşünerek greve çıktık.”

Sonuç olarak, patronun sendikanın genel merkeziyle görüşmek zorunda kaldığını aktaran Cildan, kazanımlarını şöyle özetliyor: “Taleplerimiz yüzde 100 zam iken, yüzde 80 oranında anlaşma sağlandı. Bunun yanı sıra vardiya zammı, yıllık izne ek 5 gün mazeret izni, yazlık-kışlık giyim çeki gibi haklar da kazandık. Görüşme sendika genel merkeziyle yapılsa da sözleşme bizim onayımızla imzalandı.”

2006 yılında emekli olduğunu belirten Cildan, o dönem maaşının asgari ücretin 2.5 katı olduğunu söylüyor. Aldığı kıdem tazminatıyla, Ceyhan’ın dış kesimlerindeki afet evlerinden 5 daire alabildiğini vurgulayan Cildan, bugünün şartlarını da şöyle kıyaslıyor: “Şimdi 22 yıllık bir işçinin alacağı tazminat yaklaşık 1 milyon lira. Ama Ceyhan’ın aynı bölgesinde bir ev bu tutarın en az iki katı.”

‘Ekonomik kazanımlar tek başına yeterli değil’

Necdet Cildan’a göre, grevlerle sağlanan ekonomik kazanımlar geçici bir nefes aldırsa da, kalıcı sonuçlar için siyasal mücadele şart: “Grevler ve eylemlerle ücret artışları sağlanır, ancak bu tek başına yeterli değil. Bugün zam alırsın, 6 ay sonra enflasyonla erir gider ya da hükümet vergilerle içini boşaltır. İşçilerin siyasal alanda da mücadeleye atılması gerekir. Yoksa grevlerle elde edilen kazanımlar sadece geçici bir nefes aldırır, kalıcı sonuçlar doğurmaz.”

Evrensel'i Takip Et