Demiryolu emekçisinin sendikal sorunları ve 16 Nisan grevi
Örneğin; yeni işe girmiş bir işçi arkadaşımız mecburen sendikaya üye olmak zorundadır. Çünkü üye olmadığı takdirde asgari ücretten maaş almaktadır. Hem sendikaya üye olmadığı durumda işçi toplu iş sözleşmesinden yararlanamamaktadır. Daha işe yeni girdiğinden itibaren kendini TÜRK-İŞ’E bağlı DEMİRYOL-İŞ sendikasına emanet etmek zorunda ve artık kendini savunamaz hale gelmektedir. İşçiler kendilerini sendikayı sendika ağalığı gibi kullananların arkasından gitmek zorunda hissediyor. Çünkü işçinin bütün sosyal, sendikal ve iş güvencesi sendika tarafından sağlanıyor olduğu için. İşçinin hakkını, hukukunu arayacak bir sendika olmadığı da her durumda belli oluyor. Son on yılda Türk-İş’in işçiler açısından yaptığı iyi bir şey yoktur. Tamamen hükümetle danışıklı dövüş yaparak işçilerin yararına olmayan yasaları, sözleşmeleri hayata geçirmiştir.
Bugün bizim üye olduğumuz Demiryol-İş ve hükümet açısından da her şey süt limandır. Çünkü önümüzde özelleştirme süreci hızlı bir şekilde işliyor. Özelleştirmeye karşı sendikamız Demiryol-İş hiçbir açıklama yapmamıştır. Ve açıklama yapmadığı gibi bir de özelleştirmeyi savunmaktadır. Sendikamız hiçbir zaman grev kararı almamıştır. Mesela biz kamu işçilerinin toplusözleşme süreci başlamıştır. Daha toplu iş sözleşmeleriyle ilgili sendikamız ne istediğini ve ne alacağını da biz işçilere açıklamamıştır. Sendikamız daha şimdiden hükümetin isteklerini kabul etme durumundadır. Demiryolu emekçilerini ekmekle, işle korkutmaktadırlar. Bu yüzdendir ki biz işçiler sendikal açıdan ses çıkaramıyor ve verilen her şeye kabul etmek zorunda kalabiliyoruz.
Biz işçilerin aidatlarıyla sendikacılık yapanlar, yandaş sendikacılıkla bizim haklarımızı savunacaklarını ya da alacaklarını sanmasınlar. Şimdiden 16 nisandaki özelleştirme karşıtı grev için sendikayı zorlayalım ve biz işçiler sıranın bize gelmesini beklemeyelim.
*KAYSERİ
Evrensel'i Takip Et