Bilkent Üniversitesi öğrencileri: Baskılara karşı demokratik bir kampüsü savunuyoruz
Bilkent Üniversitesi öğrencileri, kampüste artan baskı ve keyfi uygulamalara karşı ifade özgürlüğünü ve demokratik kampüs yaşamını savunduklarını dile getirdi.

Fotoğraf: Evrensel
Bilkent Üniversitesi öğrencileri, kampüste artan baskı ve keyfi uygulamalarına karşı tepki gösterdi. Özel güvenlik görevlilerinin kampüste gerçekleştirilen eylemler sonrasında öğrencilere baskı uyguladığını anlatan öğrenciler, ifade özgürlüğünü ve demokratik kampüs yaşamını savunduklarını ifade etti.
Bilkent Üniversitesi’nde yirmiyi aşkın öğrenci kulüp ve topluluğu, yönetimin kampüste artan baskısı ve keyfi uygulamalarına karşı ifade özgürlüğünü ve demokratik kampüs yaşamını savundukları ortak bir açıklama yayınladı.
Açıklamada özel güvenlik görevlilerinin öğrencileri telefonla arayarak ve ısrarlı kimlik sorgulamalarıyla rahatsız ettiği, ders programlarını bildiği, özel güvenliğin öğrencileri soruşturma açmakla tehdit ettiği, ifade almaya çalıştığı ve diğer öğrenciler hakkında bilgiler sorduğu vurgulanırken, bu uygulamaların hukuksuz olduğuna dikkat çekildi. Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleşen eylem ve mücadelelerin ardından baskıların yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, bu uygulamaları ifade ve eylem özgürlüğünü hedef alan saldırılar olarak nitelendirdikleri aktarıldı. Açıklamada, ifade özgürlüğünün anayasa tarafından güvence altına alındığı; üniversite yönetiminin görevinin ise bu özgürlüğe ket vurmak değil zemin yaratmak olduğunun altı çizildi.
“TEHDİTLERE KARŞI ÇÖZÜM ÖRGÜTLENME”
Matematik bölümünden bir öğrenci, Bilkent’te öğrencilerin taleplerinin ve politik söylemlerin bastırılmaya çalışıldığını ifade ederek, “Gerek eylemlere katılan öğrencilere burslarının kesilme tehdidiyle gözdağı verilmesi, gerekse öğrenci konseyinin işlevsiz olmasının öğrencilerin sesinin bastırılmasına örnek. Bursla tehdit edilmenin yalnızca maddi bir tehdit değil, korku ve baskı ortamına yol açıyor” dedi. Öğrenci konseyinin de senatoda söz ve oy hakkı olmamasının ifade özgürlüğü için gerekli ortamı sağlamadığını, toplu hareket etmenin baskılara karşı mücadelede gereksinim olduğunu ekledi.
Psikoloji bölümünden bir öğrenciyse, öğrencilerin eleştirilerinin ancak basında yer bulunca itibar kaygısıyla üniversitenin dikkatini çektiğini, bu sebeple de öğrencilerin ortak hareket ederek seslerini yükseltmesinin önemini vurguladı.
Mütercim Tercümanlık bölümünden bir öğrenci de “Bilkent dışarıya demokratik bir okulmuş izlenimi verirken içeride öğrencilerin ortak politik platformlarda birleşmelerini baskı ve tehditle engellemeye çalışan bir üniversite. Öğrenciye göre bu tehditler ve baskıların üstesinden gelmek ancak toplu dayanışma ve örgütlenmeyle mümkün” dedi.
"ÖĞRENCİLERİN ORTAK HAREKET ETMESİNDEN KORKUYORLAR"
Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden bir öğrenciyse üniversite yönetiminin öğrencilerin yemek ücretleri, ringler ve güvenlik kaygıları gibi sorunlarına ayırması gereken kaynağı ve zamanı, bunları dile getiren öğrencilerin sesini bastırmaya ayırdığını söyledi. Yönetimin ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarının sebebinin öğrencilerin bir araya gelip ortak hareket etmesinden korkmaları olduğunu ifade eden öğrenci, bu durumda öğrenci dayanışmasının önemli ve vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
“SALDIRILAR EYLEMLERDEN SONRA ARTTI”
İktisat bölümünden bir öğrenci de, “Suç yok itham var, öğrencilerin haklı mücadelesine öğrenciler ses çıkardı diye ket vurmak var” derken İletişim ve Tasarım bölümünden bir öğrenci ise ifade özgürlüğüne yönelik saldırıların Bilkent’te kazanımla sonuçlanan eylemlerden sonra iyice belirginleştiğini aktardı. Öğrenci, dayanışma ve mücadelenin öğrencilerin elindeki tek ve en büyük güç olduğunu ekledi.
“İKTİDARIN BASKI POLİTİKALARIYLA PARALEL”
Bilkent’in sadece kendi çizdiği sınırlar içerisinde ifade özgürlüğüne izin verdiğini söyleyen Fizik bölümü öğrencisi de “Bu durum yalnızca Bilkent’e özgü değil, diğer üniversitelerde ve ülkede de demokratik haklarımız bir bir elimizden alınıyor” dedi. Bir başka iktisat öğrencisi ise bu baskıların iktidarın baskı politikalarıyla paralel seyrettiğine dikkat çekerek, üniversite yönetimi tarafından engellenen Sebahat Tuncel ile planlanan söyleşinin de aynı baskıcı tutumla yorumladığını ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et