8 Ağustos 2024 10:58

Yaralanan motosiklet sürücüsünün annesi: Zehra Kınık ilk etapta tutuklanmalıydı

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Zehra Kınık’in neden olduğu kazada motosikleti kullanan Yavuz Selim Öztürk’ün annesi Neriman İnan: “Zehra Kınık ilk etapta tutuklanmalıydı.”

Yaralanan motosiklet sürücüsünün annesi: Zehra Kınık ilk etapta tutuklanmalıydı

Fotoğraf: ANKA

İstanbul Beykoz’da 9 Temmuz tarihinde Kızılay eski Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık Demir, otomobille bir sokaktan ana caddeye çıkarken motosiklete çarpmış, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki'nin ölümüne, 2 kişinin de yaralanmasına neden olmuştu. Kınık’ın karıştığı kazada yaralanan motosiklet sürücüsü Yavuz Selim Öztürk’ün annesi Neriman İnan konuştu.

Fatıma Zehra Kınık Demir'in tutuksuz yargılanmasına tepki gösteren İnan, "Fatma Zehra Kınık, ilk etapta kesinlikle tutuklanmalıydı. Tabii hukuk yargı biliyor bunu ama şöyle bir gerçek var; ben kendi çocuğumu da kaybetmiş olabilirdim. İkisi birden de vefat etmiş olabilirdi. Batın’ın annesi tarafından da olaya baktığımda ilk etapta tutuklanmalıydı. Tutuklanmaması gerçekten ben de kendi açımdan da çocuğum yaralı olabilir ama orada bir vefat var. Çocuğuma da bir şey olabilirdi. Bu konuda üzgünüz. İlk etapta tutuklanmasını isterdik” dedi.

“UMARIM KİMLİĞİNDEN BAĞIMSIZ YARGILANIR”

"Fatma Zehra Kınık olmasaydı yargı süreci böyle işler miydi bunu ben çok düşünüyorum" diyen İnan, "Çünkü taksirle olduğu zaman yani bu biraz yüzde 50, yüzde 50 bir durum. Umarım kimliğinden bağımsız yargılanır. Kimin kızı olduğu değil ya da kim olduğuyla değil kimliğinden bağımsız yargılanmasını istiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

 "KAZA TESPİT TUTANAĞINDA YÜZDE 100 KUSURLU"

İnan, Fatma Zehra Kınık'ın kaza tespit tutanağında asli derecede yüzde 100 kusurlu bulunduğunu ifade ederek şöyle devam etti: 

"Fatma Zehra Kınık, savunmasında durduğunu, yol kontrollerini yaptığını, kendisine hızla gelen bir motosikletin çarptığı şeklinde bir ifade vermişti. Aynı zamanda da suçlayıcı bir ifadeydi. Oğlumun ehliyetinin olmadığını, kaskının olmadığını… Zaten bunu oğlum kendi ifadesinde de belirtti ‘kaskım yoktu’ diye. Fakat kazaya sebebiyet veren şeyin kaskla bir alakası yok. Ehliyeti var. Olmasa da ehliyeti yine kazaya sebebiyet veren şey ehliyetin olmaması değil. Ana yolda, kendi yolunda giderken tali yoldan çıkan aracın dikkatsiz davranması sonucu oluşan bir kaza bu. Bilemiyorum o an o ifadeyi kazayı öyle mi hatırlıyordu ya da o ifadeyi bir suçluluk psikolojisiyle mi verdi. Bu konuda çok tereddütlerim var. Çünkü tamamen suçlayıcı bir şekilde ifade verilmişti."

"BU KAZADA BENİM ÇOCUĞUMUN SUÇU ÖLMEMESİ MİYDİ?"

Kınık'ın ifadesini gördükten sonra çok üzüldüğünü söyleyen anne şöyle devam etti:

"Çünkü ben hep şöyle diyorum; benim çocuğum 17 yaşında. 17 yaşındaki bir çocuk kaza nasıl olduysa o şekilde anlatma yetisine sahipse 27 yaşında genç bir insan da buna sahiptir diye düşünüyorum. Fatma Zehra Kınık ifadesinde direkt karşı tarafı suçlayıcı bir ifade vermiş. Bu kazada benim çocuğumun suçu ölmemesi miydi? O da ölseydi, onu da kaybetmiş olsaydık o zaman nasıl bir ifade verecekti? Gerçekten bunu çok merak ediyorum. 17 yaşındaki bir çocuk zaten böyle bir olay yaşamış; yanında arkadaşını kaybetmiş bunun travmasını yaşarken bir de üstüne bu şekilde yalan şeyle karşılaştığında ondu bu ne gibi yaralanmalara sebep olacak. Açıkçası ben bunu kendisinin düşünebilmesini isterdim." (İstanbul/ANKA)

Evrensel'i Takip Et