İnsan hakları savunucuları: Mülteci krizi paylaşım kavgasının sonucu

Bahar EMREOĞLU
İzmir

Kayseri’de başlayan ve kısa sürede diğer illere yayılan Suriyeli mültecilere dönük linç girişimleri şimdilik yatışmış görünse de mültecilerin yaşadığı tedirginlik devam ediyor. Her an çakılacak bir kibrit yeni saldırıların fitilini ateşlemeye gebe.

İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı Avukat Beydağ Tıraş Öneri, İHD İzmir Şube Yöneticisi İslam Arkat, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih ve İzmir Barosu Göç Komisyonundan Avukat Ayşegül Karpuz Tör, saldırı dalgasını gazetemize değerlendirdi.

Ekonomik sorunlar nedeniyle toplumda ciddi zorlanma yaşandığına dikkat çeken İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı Beydağ Tıraş Öneri, tepkinin işin mağdurlarına yöneldiğini söyledi. Öneri, “Sonuçta buraya sığınmacı, göçmen ya da mülteci olarak gelen insanlar kendi arzu ve tercihleriyle gelmiyorlar” hatırlatmasında bulundu.

“KAMPLAŞMANIN SONUÇLARINI YAŞIYORUZ”

Mülteci krizinin emperyalist ülkelerin kamplaşması ve dünyayı yeniden paylaşma rekabetinin sonucu yaşanan çatışmalardan kaynaklandığını söyleyen İHD İzmir Şube Yöneticisi İslam Arkat, “Kapitalizmin savaşları bitmediği sürece sorunlar devam edecek” dedi.

2019 yerel seçimleri öncesi ana muhalefet partisinin mülteci karşıtı söylemlerinin saldırılara zemin hazırladığını söyleyen Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih ise bireysel suçlar üzerine bütün mültecilerin hedef alınmasının doğru olmadığını ifade etti. Sosyal medyada yayılan yalan haberlerin de saldırıları beslediğine dikkat çeken Salih, “10 binlerce işçi çalıştırdılar, binlerce işçinin ucuz iş gücü kullanıldı. Kimse bunlardan bahsetmedi” ifadelerini kullandı.

“MAĞDUR GGM’YE GÖNDERİLDİ”

İzmir Barosu Göç Komisyonundan Avukat Ayşegül Karpuz Tör ise saldırıların geldiği noktayı şöyle anlatıyor: “Suriyeli bir müvekkilim sigara isteme bahanesiyle gasbedilmek isteniyor. Sigara kullanmıyorum deyince dövmeye başlıyorlar. Kaçarak bir camiye sığınıyor. Camidekiler neden dövüyorsunuz adamı diye sorunca ‘Çocuk taciz etti’ diyorlar. Cemaatin de katılımıyla müvekkilim linç ediliyor. Müvekkilim sonra sosyal medyada çocuk tacizcisi diye lanse ediliyor. Savcılık tacize ilişkin tek bir delil olmamasına rağmen linç edilen mağduru kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle geri gönderme merkezine gönderiyor.”