02 Mayıs 2024 17:42

Mahsul Vakaları sergisi BAYETAV’da açıldı

Akdeniz kıyılarında yaşayan halkın, çoğunlukla da yörüklerin hâlâ yaşamaya devam eden üretme biçimleri, eski zanaatların şimdiki durumu doğa ve dünya ile kurdukları ilişkiler projeyle sergiye dönüştü.

Sergiden bir görünüm | Fotoğraf: Emine Uyar/Evrensel

Paylaş

Çukurova’da başlayan ve İzmir’de devam eden Anadolu’nun Akdeniz kıyılarındaki kırsal modernleşme sürecinin çevresel kültürel ve toplumsal değişimlerini ve sonuçlarını araştıran “Mahsul Projesi”nin yansımalarından oluşan sergi, Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV)’da açıldı.

Ali Cindoruk, Aslıhan Demirtaş, Aslı Özdoyuran, Dilşad Aladağ, Eylül Şenses, Fatma Belkıs, İz Öztat ve Yasemin Ülgen’in işlerinin yer aldığı sergi 22 Eylül tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Sergi açılışının öncesinde, BAYETAV bünyesinde gerçekleştirilen projeyi geliştirip yürüten Dilşad Aladağ projeye ilişkin bilgi verdi.

Türkiye’nin kendi kendine kalkınma modernleşme sürecini, kendi kendini de sömüren bir yerden aslında yaptığını daha iyi anlama ve anlatma niyetiyle yola çıktıklarını dile getiren Aladağ, bir yandan da romantize etmeden kırsala bakmak ve nasıl problemleri var, nelerle karşılaşıyorlar, bunlara nasıl, çözümler üretiyorlar ve de bütün o üretim yöntemleri nasıl çözümlerle bir araya geliyor gibi sorulara cevap bulmaya çalıştıklarını ifade etti.

Kadim üretim havzalarında hala devam eden, dünya ile tamamen başka türlü ilişkilenme biçimleri olduğunu dile getiren Aladağ, “Bunları anlamak neye yarabilir, gelecekte bize ne sunabilir gibi sorular vardı. Yani aslında bir zamanlar dışlanmış olan, yetersiz bulunmuş olan, kalkınmanın içerisindeki çok fazla verim ve kazanç odaklı bir bakışla gereksiz ve yetersiz bulunan şeyleri yeniden hatırlamak onları sürdürülebilirlik ve ekoloji perspektifinden yeniden değerlendirmek gibi bir fikri vardı projenin” dedi.

DÜNYA İLE BAŞKA TÜRLÜ İLİŞKİ KURMAK

Sergide de bütün işlerin ortaklaştığı noktaya ilişkin olarak Aladağ şunları söyledi: “Birincisi dünya ile başka türlü bir ilişki kurmak üzerinden yaklaşarak nasıl anlatabilirim, ikincisi de alternatif tarih yazımları… Alternatif derken bunların içerisinde spekülasyon, kurmaca anlatılar, sanatsal anlatıları karıştırarak ve onları dahil ederek nasıl farklı bir tarih yazımı mümkün olabilir ve onun ötesinde nasıl bir gelecek tahayyülü mümkün olabilir?​”

Sergide üretilen işlerle, “Bir takım unutulmuş ya da unutulmak üzere olan üretme, yapma biçimlerini türeterek, üreterek nasıl hatırlarız? Birtakım zanaatları sergide ürettiğimiz işlerle yeniden hatırlamak mümkün mü?​” gibi soruları da sormak istediklerini dile getirdi.  

Sergi, 2010’ların başından itibaren Loç vadisinde HES inşaatı sürecinde yapılan protestoların ön safında yer alan ve “sarı yazmalılar” olarak bilinen kadınların kullandığı tahta baskı yazmalardan esinlenilen “Suyu kim taşır, özgür akacak” ile başlıyor.

Ayrıca, “Yerliler ve Yersizler”, “Topluluk Mahsulleri”, “Taşlıca’nın Kadim Sesleri”, “Kumkarası, yel takası”, “Taklamekan”, “Mahsul”, “Renk Anatopia”, “Kumullar Üzerinde Kurmaca Bir Diyalog” bölümleri yer alıyor.  (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Valilikten sokak hayvanları için ölüm fermanı

SONRAKİ HABER

ABD Temsilciler Meclisi, Filistin eylemlerine karşı "antisemitizm" tasarısını onayladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...