1 Nisan 2023 02:31

Vahşi Yaşam Fotoğrafçısı Süha Derbent: "Gerçek vahşi yaşam insanlar arasında"

Vahşi Yaşam Fotoğrafçısı Süha Derbent, sıklıkla karşılaştığı ‘Vahşi doğada fotoğraf çekerken tehlike atlattınız mı?’ “İstanbul’da okula giderken daha fazla tehlike atlatırsınız” şeklinde yanıtlıyor.

Vahşi Yaşam Fotoğrafçısı Süha Derbent:

Fotoğraf: Süha Derbent'in kişisel arşivi

Ramis SAĞLAM
İzmir

Yaşlı dünyamızda doğal yaşam alanları ve vahşi hayvanlar her geçen gün tükenmekle karşı karşıyalar. Afrika’yı görmek, doğayı ve hayvanları izlemek aslında, insanın özüne ve kendine yaptığı bir yolculuk. Dünyanın sayılı Vahşi Yaşam Fotoğrafçısı Süha Derbent, 30 yıllık fotoğraf serüvenini böyle tanımlıyor. 

Derbent bu yolculuğu tanımlarken milyonlarca yıldır varlığını sürdüren ve kusursuz bir döngüye ve uyuma sahip olan doğayı yenmeye çalışmak yerine, uyum içerisinde olmayı öğrenmemiz ve bunu sürdürülebilir kılmamız gerektiğine dikkat çekiyor. Vahşi yaşam, özellikle de büyük kediler diye adlandırılan hayvanların peşinde gezerken, doğada yaşayan tüm canlılarla “eşit büyüklükte” bir parça olduğumuzu, “eşit haklara” sahip olduğumuzu ve onlardan daha önemli olmadığımızı adeta bir yaşam felsefesi haline getirmiş. ‘Vahşi doğada fotoğraf çekerken tehlike atlattınız mı?​’ sorusuyla sıklıkla karşılaştığını belirten Derbent, bu sorumu, “İstanbul’da okula giderken daha fazla tehlike atlatırsınız” diye yanıtlıyor.  

Yakın çekim aslan.

Fotoğraf: Süha Derbent

BENGAL KAPLANI İZİNDEN RUANDA’YA UZANAN YOL

2000’li yıllarda soyunun tükenmesinden korkulan Bengal kaplanının Hindistan’da izini sürerken ya da 2003 yılında soyu tükenmekte olan hayvanlara dikkat çekmek için vahşi doğadan bir kareyi fotoğraflayabilmek için günlerce süren bir emeğin olduğunu görebilmek için onun anlatımlarına tanıklık etmek gerekir. 

Ruanda devleti tarafından ülkenin görsel arşivini oluşturmak için 2015 yılında 10 gün boyunca dağ gorili aileleriyle birlikte yaşarken, türlerini tükettiğimiz vahşi doğadaki birçok hayvanın fotoğrafını da olsa, çocuklara bırakmanın peşindeydi. Derbent, “Hepsi birden tükendiğinde, sadece fotoğraflarını gösterebileceğimiz bir gün olmayacak, çünkü o gün biz de tükenmiş olacağız” diyor. 

ARADIĞIMIZ HER ŞEY DOĞADA VAR

Modernleştikçe daha fazla karmaşıklaşan dünyada, doğa ile uyumsuzluğumuz da artarak derinleşiyor. Aslında derin bir yalnızlaşmanın içinde uyumsuzluğumuz sadece doğa ile değil doğanın bir parçası olan kendimizle de. Derbent, bu uyumsuzluğu şöyle dillendiriyor, “İnsanların yersiz ve anlamsız kibrine karşılık, doğal yaşam alanlarında kendi halinde, sessiz ve zarif üstünlükle yaşamlarını sürdüren vahşi hayvanları gördükçe bu ağırbaşlılığa duyduğum hayranlığın yerini, hayatımı onlara vakfetme fikri alıyor” diyor.

Afrikalı bir kız çocuğu

Fotoğraf: Süha Derbent

‘BİZ DÜNYANIN MERKEZİ DEĞİLİZ’

Sanatçı, Kenya’daki vahşi hayatı fotoğraflarken, hayata ilişkin aslında pek çok şeyi fark eder: Yaban hayatına ilişkin sözcüklerin muallak anlamları yerine fotoğrafın doğrudan ve yorumsuz ifadesinin, çok daha kolay olduğunu...

Bir çoğumuzun her gün ve günün her anında kendimizi, işimizi veya meşguliyetlerimizi, dünyanın vazgeçilmezi haline getirdiğimiz yanılgısı içinde olduğumuzu söyleyen Derbent, “Halbuki Afrika’ya, hatta Kenya’ya gittiğinizde ilk fark edeceğiniz dünyada ne kadar küçük ve önemsiz bir yer kapladığınız olacaktır. Mesela, Masai Mara’ya gitmediyseniz “uçsuz bucaksız” tanımının kesin olarak ne anlama geldiğini henüz bildiğiniz söylenemez. Örneğin Masai Mara’da bir aslan ailesinin birey sayısını gözeterek av seçmesi, kaynak kullanımı optimizasyonu olabilir mi? Üstelik bunu yaparken kusursuz bir stratejiyle iş birliği sergileyen aslanlar, strateji geliştirme, hedef odaklılık, görev dağılımı gibi konularda, bizimle birçok seminer ve eğitime katılmış olabilir mi? Çitaların avlanırken hız ve performansını doğru zamanlama ile kullanımı hakkında bize verdiği ders, hangimizi etkilemez? Amboseli Milli Parkı’ndaki yüzlerce filin hayatları pahasına yaptığı fedakarlığa şahit olmadıysanız birliğin, beraberliğin açıklamasını eksik yapıyor olabilirsiniz” diyor. 

Yakın çekim zebra

Fotoğraf: Süha Derbent

DOĞANIN KENDİ ‘HARMONİ’Sİ 

Vahşi kapitalizm, doğayı tüketerek varlığını sürdürürken, insana özgü ne varsa adım adım yok ederek, kendi sonunu da getiriyor. Derbent, işte tam da bu nedenle 12 Nisan-19 Mayıs 2023 tarihleri arasında, 34 fotoğrafla Afrika dünyasına yolculuğa çıkacağınız “Harmoni” adını verdiği bu özel sergi Maximum Uniq Hal’da olacak. Derbent, Afrika doğasından ve bölgenin farklı yerlerinde yaşayan insanların portrelerinden oluşan sergide, izleyenlerin doğa ile insanın uyumuna dikkat çekmeyi amaçlıyor. 

Afrikalı çocuklar pencereden bakıyor.

Fotoğraf: Süha Derbent

80’DEN FAZLA ÜLKEDE FOTOĞRAF ÇEKTİ

İskandinavya'dan Madagaskar’a, Sri Lanka’dan Kanada’ya kadar 80’den fazla ülkede, Afrika doğasına ve insan portrelerine imza atan Derbent, profesyonel yaşamına Cumhuriyet gazetesinde muhabir olarak başladı. Daha sonra Atlas ve Marie Claire dergilerinde fotoğrafçı-yazar olarak çalışmalarına devam etti. Derbent’in ilk kitabı “Yüz Yüze”, 2002 yılının temmuz ayında İş Bankası Kültür Yayınlarından, 2016 yılında da “The Willd Side of Kanya (Kenya’nın Yaban Yüzü)” adlı kitabı sanatseverlerle buluştu. Sanatçı, 2011 yılında, uzun süredir düşlediği yeryüzünde yaşayan yedi büyük kedinin fotoğraflarından oluşan “7 Kedi” adlı bir sergiyi Ekavart Galeride sanatseverlerin ilgisine sundu. 

Süha Derbent fotoğraf çekiyor.

Fotoğraflar: Süha Derbent

Evrensel'i Takip Et