Prof. Dr. Yükselsin’den, Rektör Hotar’a tazminat davası

Ramis SAĞLAM
İzmir

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesinde (GSF) 30 yılı aşkın süredir görev yapan Prof. Dr. İbrahim Yavuz Yükselsin, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’a 50 bin TL’lik kişisel tazminat davası açtı. Hotar, Yükselsin hakkında 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. madde kapsamında sanki FETÖ/PDY üyesiymiş gibi soruşturma açmıştı.

GSF’nin 2019 yılında Tınaztepe’ye taşınma sürecinde Yükselsin’in de aralarında bulunduğu 6 öğretim üyesine 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesi hükmünce soruşturma açıldı. Hakkında açıldığı belirtilen soruşturmayla ilgili Yükselsin, “Ne o tarihte ne de sonrasında hakkımda açıldığı iddia edilen bu soruşturma ile ilgili savunmam alındı. Hayatımda ne FETÖ ne de başka bir terör örgütünü destekledim. Dahası 2017 yılında Prof. olarak atandığım ve atanmamda zaten güvenlik soruşturması yapıldığı halde bu ithamla karşılaşmak üstelik bunun gizlice yürütülmesi akıl alır gibi değil” dedi.

‘HUKUKSUZLUĞUN ÜSTÜ ÖRTBAS EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR’

Savunması bile alınmadan geçen 3 yılın sonunda soruşturmanın komisyon tarafından kapatıldığını öğrendiğini söyleyen Yükselsin, “Soruşturmanın hangi gerekçe ile açıldığı, açılan soruşturmada neden savunmam alınmadığı, neden 3 yıl bekletildiğini sorduğum soruşturma muhteviyatına ilişkin belge taleplerim de yerine getirilmedi. Soruşturmanın tam da 2018 yılı temmuz ayında atanan Rektör Hotar’ın 4 yıllık görevinin sona erdiği 22 Temmuz 2022’de kapatılmış olması ise dikkat çeken nokta. Soruşturma komisyonunun karar tarihinin tam da Hotar’ın yeniden atandığı 28 Temmuz 2022 arasına denk gelmesi yapılan hukuksuzluğun örtbas edilmeye çalışılmasıdır” diye konuştu.

‘MASUMİYET KARİNESİ YOK SAYILDI’  

Yükselsin, “Soruşturmanın gizliliğinin ve masumiyet karinesi ilkesinin yine DEÜ Rektörü olan davalı Nükhet Hotar tarafından ihlal edilmesi bir yana bizzat suçlu gibi gösterilerek peş peşe üç kez ceza almamda araç olarak kullanıldı. Beni teröristmiş gibi göstermeyi amaçlayan iftira niteliğindeki bu soruşturma psikolojik olarak oldukça yıpranmama sebebiyet vermişti” diye ekledi.

3 KEZ SORUŞTURMA

DEÜ Rektörü Hotar imzalı belgeye dayanılarak o tarihten sonra açılan aynı soruşturma dosyasından peş peşe 3 kez “Kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası verildiğinin altını çizen Yükselsin, KHK geçici 35. madde kapsamındaki soruşturmanın varlığından nasıl haberdar olduğunu şöyle anlattı; “Mahkeme aracılığıyla, DEÜ Rektörlüğüne müzekkere yazılarak Üniversite Disiplin Kurulu tarafından verilen 22 Temmuz 2022 tarihli ‘Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası’ kararı ve bu karara ilişkin soruşturma dosyası muhteviyatının dava dosyasına eklenmesini talep ettik. Söz konusu belge benimle birlikte fakültemizin 2019 yılındaki taşınma sürecinde haklarında aynı suç isnatları ile disiplin soruşturması açılan ve tek bir soruşturma dosyası üzerinden ‘Kademe ilerlemesinin durdurulması’ cezası verilen, Prof. Dr. Semih Çelenk, Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Çetin Özkan, Öğr. Gör. Burak Bakır’ın dosyalarında ve mahkeme belgelerinde de yer alıyordu. Açılan davalar yargı önünde hepimizin lehine sonuçlanarak uygulamanın keyfi ve hukuksuz olduğu kanıtlanmıştı. Ancak benim hakkımda o soruşturma ve cezalar ile hiçbir ilgisi olmayan KHK Geçici 35. madde kapsamındaki soruşturmanın akıbetinden ben bilgi edinme ile sorana, tabiri caizse peş peşe bilgi edinme dilekçeleri ile zorlayarak akıbetini öğrenene kadar bekletilmiş ve benden gizlenmiştir.”

‘YASAL HAKKIMI KULLANACAĞIM’

“Bu durum bile üniversite rektörü ve bu dosya sürecinde dahili olan soruşturma komisyonu ve 3 ayrı hukuk müşavirinin el birliği ile yürüttükleri hukuk dışı eylemlerinin ve tarafıma yalnızca bu soruşturma ile bile nasıl mobbing yapıldığının ispatıdır. Hakkımda açılmış bu hukuksuz iftira niteliğindeki bu soruşturmada payı olan herkesin yargı önünde hesap vermeleri için tüm yasal haklarımı kullanacağımın da bilinmesini isterim” diyen Yükselsin, süreci yargıya taşıdığını söyledi.

Yargı DEÜ rektörüne çalışıyor(!)

Dokuz Eylül Üniversitesine (DEÜ) 2018 yılında rektör olarak atanan Nükhet Hotar’ın 5 yıllık dönemindeki hukuksuz uygulamaları mahkemelerden dönüyor. Hotar’ın rektörlüğü döneminde yargıya yansıyan uygulamalarının ilk sıralarında sendikal faaliyeti engelleme, mobbing ve kadrolaşma yer alıyor.

TÜBİTAK’tan iki kez proje desteği alan Doç. Dr. Aksel Çelik ve DEÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilgin Çelik DEÜ idaresi tarafından mobbinge maruz kaldıkları için Rektörlük aleyhine maddi tazminat davası açtı. Yine rektörlüğün mobbing uygulamalarına karşı SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur Rektörlüğe karşı dava açarken, Prof. Dr. İbrahim Yükselsin de ‘FETÖ’ iddiasıyla hakkında soruşturma açan Rektör Nükhet Hotar hakkında tazminat davası açtı.

AKADEMİSYEN KIYIMI

Ayrıca 2022 yılında Fen Fakültesi Matematik Bölümünden 2, İstatistik Bölümünden 2 doktor öğretim üyesinin işine Rektörlük tarafından son verilmişti. Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Ümit Akıncı, doktor öğretim üyesi kadrosundaki akademisyenlerin, performans baskısı ile işlerinden uzaklaştırıldığını, bölümlerin kapanacağını belirterek tepki göstermişti.

AKADEMİK KADROLAŞMA MECLİSE TAŞINDI

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, DEÜ Hukuk Fakültesinde yaşanan “skandal kadrolaşma” iddialarını Meclis gündemine taşımıştı. Sertel, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in yanıtlamasını istemiyle verdiği soru önergesinde, dekan yardımcılığı, kamu hukuku bölüm başkan yardımcılığı, DEÜ senato üyeliği gibi pek çok görevler üstlenen Prof. Dr. İkbal Sibel Safi’nin hangi şartları taşıdığı ve hangi sınavlara tabi tutularak kadroya alındığını sorarken, Sibel Safi’nin alanı olmayan derslere girdiği iddialarının yanıtlanmasını istemişti.

HASTALAR KÜLFET OLARAK GÖRÜLDÜ

Rektörlük, günübirlik tedavi gören MS hastalarını azaltmadığı gerekçesiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalında görevli Prof. Dr. Serkan Özakbaş’ı açığa alarak önemli bir hak kaybına daha imza atmış oldu. Bu uygulamaya karşı çıkan Özakbaş, “Ben hasta seçemem, bu etik değil” diyerek talebi reddettikten sonra açığa alınmıştı. Rektörlüğün uygulamasına karşı hasta yakınları tepki göstermişlerdi. 

DEÜ REKTÖRÜ NÜKHET HOTAR’IN MAHKEMEDEN DÖNEN UYGULAMALARI

• SES İş Yeri Temsilcisi Günseli Uğur’un sürgün ve 6 ay açığa alınma, mahkeme tarafından DEÜ Rektörlüğünün aleyhine sonuçlandı.
• SES İş Yeri Temsilcisi Günseli Uğur’a 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, idare mahkemesinden geri döndü.
• SES İş Yeri Temsilcileri Günseli Uğur ve Arzu Sert’e sendikal eylem ve etkinliklerinden dolayı verilen disiplin cezaları idare mahkemeleri tarafından iptal edildi.
• İçlerinde Eski İzmir Tabip Odası Başkanı Mustafa Lütfi Çamlı’nın da olduğu 11 sağlık çalışanı hakkında suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı.
• SES İş Yeri Temsilcisi Arzu Sert, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama Araştırma Hastanesi personel yemekhanesinde saat 12.10’da yapılan eyleme katıldığı gerekçesiyle “İş akdinin feshi” İdare mahkemesinden döndü. 
• Genel Sağlık-İş Sendikasının İş Yeri Temsilcileri Murat Boran ve Hasan Kutluay, rektörlük kararıyla bir yıllık “geçici görevlendirme” ile Efes ve Torbalı Meslek Yüksek Okuluna sürgün edildi.
• DEÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilgin Çelik, üniversitedeki çeşitli işlemlerde hukuka aykırılıklar olduğu ve kendisine yönelik disiplin cezalarının mobbinge dönüştüğü gerekçesiyle YÖK’e başvurdu. YÖK’ün araştırmaya gerek yok kararı Ankara 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. 

‘HUKUKSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ’

M. Lütfi Çamlı (Eski İzmir Tabip Odası Başkanı): Pandemi koşullarına uymadığımız gerekçesiyle hakkımızda suç duyurusunda bulunan Rektör Nükhet Hotar, bir keyfi uygulamaya daha imza atmış oldu. Hakkımızdaki suç duyurusu takipsizlikle sonuçlanmıştı. Üniversite içinde birçok hukuksuz uygulamaya imza atan Hotar, sağlık örgütlerinin de defalarca kez tepkisini çekmişti.

 Erkan Batmaz (SES İzmir Şube Eş Başkanı): Soruşturmaların gerekçesi dahi olmadan cezalar vererek hukuksuzluklara imza atıldı. Bugün hâlâ aynı hukuk ve yasa tanımayan, bilim ve akıl dışı uygulamalarla sendikal hak ve mücadele konusunda baskı ve korku iklimine asla boyun eğmeden, mücadelemize taviz vermeden hukuksuzluklara karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.