24 Şubat 2023 15:11

İzmir Barosu: Depremzedelere yapılacak yardımlarda eşitlik ilkesi gözetilmelidir

Maraş merkezli depremlerin ardından depremzde mültecilerin ve göçmenlerin yaşadıkları zorluklara dikkat çeken İzmir Barosu yazılı açıklama yaparak “Milliyeti, etnik kökeni ve yasal statüsü ne olursa olsun her insanın temel hakları vardır. Depremden etkilenenlere yapılacak yardımlarda eşitlik ilkesi gözetilmelidir” dedi.  

İzmir Barosu yaptığı açıklamaya, “Göz göre göre gelen deprem felaketinin, önümüzdeki dönemde öngörülebilir ve öngörülemeyen pek çok etkisinin olacağı aşikardır. Özellikle kış şartları ve deprem sonrası altyapı ve barınma imkanları ile kamu hizmetlerinin kısa sürede onarılamaz şekilde zarar görmesi; depremden etkilenenlerin yoğun bir şekilde yaşamlarını devam ettirebileceği başka illere göç ettiği, ilerleyen günlerde göç edenlerin sayının giderek artacağı ve göçün büyükşehirlere yoğunlaşacağını göstermektedir” diyerek başladı.   

"GÖÇMEN VE MÜLTECİLER BELİRSİZLİK İÇİNDE YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILIYOR”

İzmir’e göç etmek zorunda kalan mülteci ve göçmenlere de dikkat çeken İzmir Barosu, “Bu kişilerin toplumun en dezavantajlı kesimleri arasında yer aldıkları gerçeği açıktır. Deprem felaketini ve felaketin sonuçlarını birlikte göğüsledikleri insanların, yaşadıkları zorlukları daha zor koşullarda paylaşmalarının yanında ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve ayrımcılığın da hedefi haline gelebilmektedirler; dahası hedef gösteriliyor durumuna düşmeleridir. Göçmen ve mülteciler, depremin kendilerini ittiği yeni bir zorla yerinden edilme deneyimini; çok daha zorlu koşullarda ve belirsizlik içerisinde yaşamak zorunda bırakılmaktadırlar” dedi.

Göç İdaresi Genel Başkanlığının deprem bölgelerinde kayıtlı göçmenlere tanıdığı başka şehirlere gitme olanağını, önce 90 sonra 60 günle sınırlandırdığı ve bitiş süresi sonunda kayıtlı oldukları illere dönüş sağlamaları beklendiği açıklamasını hatırlatan İzmir Barosu, “Bir grup il için izin almaksızın bu sınırlı süreli çıkış mümkünken; diğer iller için deprem bölgesini terk etmeden önce izin sistemi getirilmiş olup bu uygulamanın hangi kriterlere göre belirlendiği ve yürütüleceği halen açıklanmamıştır. Gittikleri illerde de kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin depremzedelere sağladığı barınma hizmetlerinden faydalanamayacağı açıklanmıştır” diye ifade etti.

“İNSANİ YARDIMIN TEMEL İLKELERİNİN ALTINI ÇİZİYORUZ”

Bunun kabul edilemez olduğunu açıklayan İzmir Barosu, “Zaten kamusal yardımlardan yararlanmaları daha depremin ilk gününden itibaren engellenmiş olup bu tutum hala devam etmektedir. Tüm bunlardan dolayı, iyi niyetli ve sınırlı desteklere rağmen, oldukça zor durumdaki yoksullar, göçmen ve mülteciler, her türlü zorluğa ve imkansızlığa katlanmak durumunda bırakılıyorlar.  Bu durum bize ulusal ve uluslararası hukukun açıkça yasakladığı ayrımcılığın ve insani yardımın temel ilkelerinin önemini yeniden göstermekte ve altını çizmeyi gerekli kılmaktadır. Milliyeti, etnik kökeni ve yasal statüsü ne olursa olsun her insanın temel hakları vardır ve bunlara riayet etmek en başta kamu kurum ve kuruluşlarının görevidir. Ayırımcılık ve şiddet sarmalını tırmandırmanın kimseye faydası olmadığı gibi depremlerin açtığı yaraları sarmaya engel olduğu görülmelidir” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et