Kaderimiz sarı sendika, patron ve hükümetin elinde olmamalı!
Şu an ülkenin gündeminde olan birçok konu var ama en önemlisi asgari ücret. Yani en düşük ücret alan işçi sınıfının kaderi...

Fotoğraf: DHA
Pendik’ten gıda işçisi
İstanbul
Değerli işçi emekçi kardeşlerim; asgari ücretli demek en alt sınıf muamelesi görmek demek... Şu an ülkenin gündeminde olan birçok konu var ama en önemlisi asgari ücret. Yani en düşük ücret alan işçi sınıfının kaderi... Devlet, patron ve sarı sendikalar tarafından danışıklı dövüşle belirlenen kaderimiz...
İşçinin, emeklinin, memurun, evdeki çocukların, hatta doğmamış çocukların kaderini belirleyecek ücretle insanların ihtiyaçları giderilecek tabii! Açıklanan enflasyon da muamma. Ülkede enflasyonun gerçek oranı yüzde 300’lere varıyor. Geçen senenin aralık ayında aldığımız 10 liralık ürün bu sene 50 lira.
En kötü evin kirası 5 bin lira, tabii bulabilirseniz. Yılbaşından sonra her şey daha da kötüye gidecek. DİSK 13 bin TL asgari ücret isterken, patron tarafını seçen Türk-İş gibi sarı sendikalar 7 bin 875 TL’ye “Kırmızı çizgimiz” diyor! Bu rakam, bu ücreti işçiye çok büyükmüş gibi lanse eden, buna hakkı olduğunu sanan sendikanın tepesindeki insanın, işverenlerin ve hükümet kanadının çerez parası bile değil bu.
Lafa geldiğinde “Hepimiz aynı gemideyiz” derler. Kimseler kusura bakmasın, aynı gemide değiliz. İşçi sınıfı bu ülkede her zaman en alt kademede görülmüştür. Değerli işçi, emekçi kardeşlerim; sendikalar ve hükümet bu sefer de her zaman olduğu gibi tarafını belirlemiştir. Şunun bilinmesi lazım; işçiler birleşmeli, emek ve özgürlük mücadelesini vermeli. Ne hükümetin ne işverenin ne de sendikaların bizim ücretlerimizi belirlemesine fırsat vermeliyiz. Gücümüzü birleştirerek yeni bir şeyler inşa edip kendi ücretlerimizi belirlemenin zamanı geldi...
Evrensel'i Takip Et