30 Kasım 2022 03:15

Yasin Çakır direnişi ve sermayenin tutumu

Yaşanan süreç Eskişehir işçileri, emekçileri için de kazanımdır. En önemli kazanımlardan biri, işçilerin bundan sonraki süreçte sendikamız çatısı altında mücadele edeceklerine dair düşünceleridir.

Yasin Çakır direnişi ve sermayenin tutumu

Fotoğraf: Evrensel

Seyit ASLAN
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı

Küçüğü, büyüğü, tekeli... Sermaye birikimleri açısından eşit olmayan patronlar, başta sendikalaşma olmak üzere söz konusu işçilerin hak ve özgürlükleri olunca eşitleniyor, sınıf tutumlarını açık biçimde ortaya koyuyorlar. İzmir Torbalı’da Marlboro’yu üreten dünya tekeli Philip Morris ile Eskişehir OSB’de un üreten Yasin Çakır un fabrikası, işçilere karşı tutumlarında birleşiyorlar. Biri daha ustaca olsa bile uygulamalarla aynılaşıyorlar.

Yasin Çakır un fabrikası, un sanayi açısından Eskişehir’in en büyük işletmesi. Yüzyıllık tarihi var, kendilerinin tabiriyle Eskişehir’in köklü ailelerinden geliyorlar. Fabrikanın en büyük alıcısı ETİ Bisküvi ve Çikolata fabrikası. Yine Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek fabrikası küçümsenmeyecek ölçüde un alıyor. Yasin Çakır, başta Eskişehir olmak üzere piyasaya un satışı yapıyor. Fabrika 7/24 esasına göre çalışıyor. 100 işçinin yapacağı işi 30-35 işçiye yaptırıyorlar. Ücretler bildiğimiz gibi açlık sınırında. Yoksulluk sınırına ulaşmaları için üç buçuk kat daha fazla ücret almaları gerekiyor. Çalışma süreleri 12 saat, fazla mesai ödenmiyor ya da yasal sınırda ödeniyor, sosyal haklar ise sıfır. Yakacak parası olarak verdikleri 350 TL ile Eskişehir’in yakıcı soğuğuna karşı, kış boyunca ısının, deniyor.

SENDİKALAŞAN İŞÇİLERE HAİN DEDİLER

Yasin Çakır un fabrikası yönetimi kendisini hayırsever olarak ifade ediyor, çok hayır işlediklerini söylüyorlar. Her bayramda kesilen kurbandan zekat adı altında verilen ikişer kilo et, sonrasında işçilerin başına kakılıyor. Hayırsever patron, kışın işçileri işlerinden ediyor, aileleriyle birlikte açlığa ve yoksulluğa itiyor. Hayırseverlik buysa, gerisini siz düşünün! Yasin Çakır un fabrikasında işçilere yönelik aşağılama ve hakaretin haddi hesabı yok. İşte yaşanan bu koşullar işçilerin sendikamızla buluşmasına neden oldu.

Yapılan toplantılardaki tartışmalarda işçilerin en fazla dile getirdiği şey, “Size nasıl güvenelim, sendika arkamızda, yanımızda durur mu?​” oldu. Çünkü daha önceki deneyimleri olumsuz sonuçlanmış, üyesi oldukları sendika adeta işçileri “satışa” getirerek ortadan kaybolmuş. Bütün bu tartışmalar sonucunda üyelikler gizlilikle gerçekleşti. İşçilerle süren tartışmaların sonucunda TİS taslağı hazırlandı, temsilcilik seçimi yapıldı. Yaşanan bu süreçte patron sert tepki göstererek işçiler üzerinde baskı kurdu. İstifa etmeleri için aklınıza gelebilecek tüm baskı yöntemlerini denedi. Fabrika yönetimi, işçileri nankör olmakla suçladı. İşçilere ekmek verdiklerini, karınlarını doyurduklarını söylemekle kalmadılar, sendikalaşmayı “İşverene ihanet” olarak ifade ettiler. Anayasa ve yasalarda açıkça yazılan sendikalaşma hakkı ihanet oluyor, patronun gözünde! Sendikalaşma sürecinde işçilerin sendikadan istifa etmeyeceklerini anladıklarında 1 işçiyi işten attılar. Ancak işçilerin kararlı duruşu sonucunda işçiyi geri almak zorunda kaldılar.

Patronun sendikadan kurtulma ve işçileri örgütsüz bırakma tutumu Ali Cengiz oyunlarıyla sürdü. İşçiler geri adım atmayınca, bölme tutumuna girişti, işçiler içinde küçük bölünmeler yaşandı. Sendikal hakların elde edilmesi için fabrika önünde yapılan basın açıklamasına katılan işçilerin işten atılmaları üzerine başlayan direniş, 36 günün ardından, yine işçilerin kararıyla son buldu.

EMEP'in Yasin Çakır ziyareti

Fotoğraf: Evrensel

AİLELERİN TUTUMU DİRENİŞİ DİRİ TUTTU

Yasin Çakır un fabrikası yönetimi tüm işçilerin iş akitlerini İş Yasası 25/2’den (Kod 46) sonlandırdı ve işçilerin kıdem, ihbar tazminatları ve alacakları ödenmedi. İşçilerin aynı zamanda işsizlik ödeneği almaları da engellendi. Tıpkı Marlboro’da olduğu gibi. Farklı illerde, farklı sektörde olsa da iki sermaye grubunun tutumu burada ortaklaşıyor. Patron işçileri işten attıktan sonra, direnişe geçen işçileri bölmek için de yoğun bir propaganda sürdürdü. “Direnişi bitirin alacaklarınızı öderiz”den, kimi işçilere “Sizi geri alırız” demeye varan sözler, vaatler havada uçuştu. İşçilerin ailelerini aramak da dahil olmak üzere direnişi bitirmek için çok fazla yol ve yöntem denediler.

Yasin Çakır’da üç dört aylık örgütlenme ve direniş sürecinde tüm kararların birlikte tartışılarak ortaklaştırılması, sendikaya olan güveni sağladı, direnişi diri tuttu. Bu süreçte sendikaya karşı asla bir güvensizlik olmadığı gibi, süreçten dersler çıkararak ilerlediler.

Direnişin önemli yanlarından birisi işçi ailelerinin çocuklarıyla birlikte direnişe destek vermesiydi. Bu, direnişin kararlılıkla sürmesini sağladı. İşçilerle yapılan dayanışma gecesinde işçi ailelerinin ve çocukların dayanışma şenliğine katılmaları görülmeye değerdi. Sonuçta işçiler direnişi birlikte başlattılar, 36 günde fire vermeden birlikte bitirdiler. İşçileri kıdem, ihbar tazminatları ve diğer alacaklarını ödemeden işten atan yönetimin ara buluculuk sürecinde kıdem, ihbar, içerideki alacaklar, işsizlik sigortası ödeneği ve boşta geçen süreleri için beş aylık fazla ödeme teklifini kabul eden işçiler, süreci sonlandırdı. Sendika olarak direnişi sürdürmek için fikrimizi açık söyledik, sonuçta işçilerin kararı süreci bitirme yönünde oldu...

DİRENİŞİN KAZANDIRDIKLARI

Evet, direniş TİS yapamadan sonuçlandı. Bu belki yenilgi gibi görülebilir. İşçi arkadaşlarımız böyle düşünmüyor. Tüm hakları eksiksiz, fazlasıyla almak kazanım. Fabrikada çalışma düzeni şimdiden değişmiş; yeni gelen işçilerin ücretleri daha yüksek ödeniyor, çalışma koşulları değişiyor. 36 günlük direnişte işçilerin dostu ve düşmanı tanıması, emekle sermaye arasındaki mücadeleyi bu kadar keskin yaşaması, sonuçlar çıkarması kazanımdır. 36 gün boyunca kendi kurdukları komite etrafında tüm işçilerin görüşlerini kapsayan kararlar almaları, bu kararları hayata geçirmeleri kazanımdır. Daha önce örgütlendikleri sendikanın yarattığı güvensizliği yıkmaları, sendikaya güvenme süreci kazanımdır. Ailelerin direnişle birleşmeleri, direnişteki işçilere “Sonuna kadar yanınızdayız” demeleri kazanımdır. İşçilerin direnişi kendilerinin başlatmaları, yine kendi kararlarıyla bitirmeleri kazanımdır. ETİ işçilerinin direnişe duydukları sempati ve içeride yaşanan tartışmalar kazanımdır.

Yaşanan süreç Eskişehir işçileri, emekçileri için de kazanımdır. En önemli kazanımlardan biri, işçilerin bundan sonraki süreçte sendikamız çatısı altında mücadele edeceklerine dair düşünceleridir. Çevrelerindeki işçileri sendika ile tanıştırma ve sınıf mücadelesine kazanma süreçleri olacaktır.

Yaşanan direnişler, eylemler birikim yaratıyor. Bu birikimler işçi sınıfının kendi kurtuluş mücadelesinde, her direniş, eylem duvarına konan bir tuğla olarak yapıyı yükseltecektir. Sonuçta kazanan mutlaka işçi sınıfı ve direnenler olacaktır.

DİRENİŞ DAYANIŞMAYLA GÜÇLENDİ

Direnişin sürmesinde, Eskişehir kamuoyu da (DİSK, Genel-İş, Birleşik Metal-İş, SES, Eğitim Sen, KESK Şubeler Platformu, Kristal-İş, Atışkan Alçı grevcileri, CHP milletvekilleri, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı, Odunpazarı Belediyesi ve belediye başkanları, CHP, Emek Partisi, SOL Parti, üniversiteli gençler, kadınlar) önemli rol oynadı ve sürece güç kattılar.

Şurası açık ki hiçbir direnişin destek almadan sürmesi mümkün değil. Yasin Çakır direnişçileri Eskişehir kamuoyunun desteğini aldığı gibi yerel basından ulusal basına kadar da destek aldı. Yasin Çakır direnişçileri, DİSK Eskişehir Bölge Temsilciliğinde düzenledikleri açıklamayla direnişi 36 günde bitirmiş oldular. İşçiler direnişlerinin sonucunda kendilerine gelen başta erzak, gıda gibi yardımları da kendi inisiyatifleriyle bölüştüler, dağıttılar. Direnişin bitmesi ile kalan yardımları Kristal-İş Eskişehir Şube üyesi grevdeki Atışkan Alçı işçilerine teslim ettiler.

Direnişçi işçilerin direniş süresince grevci işçilerle gösterdikleri dayanışmanın, sınıf kardeşliği açısından küçük ama önemli bir adım olduğunun altını çizmek isterim.

Bu süreçte yanımızda olan, sınıf mücadelesinde dayanışma gösteren tüm kurum ve emek örgütlerine, gösterdikleri dayanışma için sendikamız adına teşekkür ediyoruz.

Evrensel'i Takip Et