14 Ekim 2022 16:20

'Naci İnci yönetimi gayrimeşru uygulamalara bir an önce son vermelidir'

Boğaziçi direnişinin 649’uncu gününde açıklama yapan akademisyenler; “Naci İnci yönetimi hukuksuz ve baskıcı tavrından vazgeçmeli, gayrimeşru uygulamalara bir an önce son vermelidir” dedi.

'Naci İnci yönetimi gayrimeşru uygulamalara bir an önce son vermelidir'

Fotoğraf: Nazım Çapkın

Boğaziçi direnişinin 649’uncu gününde açıklama yapan akademisyenler; “Naci İnci yönetimi bu hukuksuz ve baskıcı tavrından vazgeçmeli, üniversitemizdeki akademik zenginlik ve çok sesliliğin teminatı olan ders havuzundan ellerini çekmelidir” dedi.

Boğaziçi nöbetinirn 439., direnişin 649. Gününde bir araya gelen akademisyenler tarfından yapılan açıklamada geçen hafta, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile üniversitenin haberi ve onayı olmadan iki yeni fakülte kurulması hakkında Eğitim-Sen’in açtığı davada Danıştay Savcısının fakülte kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesinin Anayasa’nın 130. Maddesi’ne uymadığı, üniversite özerkliği doğrultusunda fakültelerin kanunla kurulması gerektiğini işaret etmesini hatırlatılarak; “Bu hafta da Boğaziçi Üniversitesi’nden beş akademisyenin 29 Aralık 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü’nün iptali için açtığı davada Danıştay Savcısı görüş bildirdi. Savcı yazdığı değerlendirmede fakülte, yüksekokul ve enstitü kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesinin Anayasa’nın 130. Maddesi’ne uymadığını, enstitülerin de yasama faaliyetiyle yani kanunla kurulması gerektiğini tekrar vurguladı. Üniversite’nin Anayasa ile güvence altına alınan bilimsel ve idari özerkliği ilkesini ihlal ettiği aşikâr olan tüm bu dayatmalara karşı yasal haklarımızı savunacağız, açtığımız davaların takipçisi olacağız. Yaklaşık iki yıldır, üniversitemizde hukuksuz bir şekilde kurulan tüm fakülte ve enstitülerin, hukuksuz bir şekilde gerçekleştirilen akademik ve idari kadro istihdamlarının, bölüm ve fakülte kurullarının iradesini hiçe sayan tüm hukuksuz uygulamaların iptali için yürüttüğümüz hak mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz” denildi.

 “NACİ İNCİ YÖNETİMİ HUKUKSUZ VE BASKICI TAVRINDAN VAZGEÇMELİ”

Son dönemde kayyım yönetiminin Boğaziçi’nin eğitim ortamına ve idari işleyişine verdiği en büyük zararlardan birinin de Fakülte Yönetim Kurullarınca, bölümlerin talepleri doğrultusunda kabul ve ihdas edilmiş yirmiden fazla dersin ilgili birimler haberdar edilmeden, idarenin keyfî tasarrufuyla ve Yüksek Öğretim Kanununa açıkça aykırı şekilde iptal edilmesi olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Naci İnci yönetiminin ders programlarına kural tanımaz bir tavırla yaptığı son müdahale ise öğrenci kayıtları sonlandıktan ve ders ekleme / bırakma dönemi kapandıktan sonra İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin dışarıdan atanmış dekanı Murat Önder’e Üniversite Yönetim Kurulu kararı ile doktora seviyesinde bir ders açtırması oldu. Dönemin üçüncü haftasına girilirken, bölüm talebi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu onayı olmaksızın, sıfır öğrenci kadrosuyla açılmış bulunan bu ders, cebren ve kurum dışından atanmış dekanların kendilerini üniversitemiz akademik sistemine eklemleyerek konumlarını meşrulaştırma çabalarının acıklı bir göstergesidir. Bu tür uygulamaların hukuki düzlemde takipçisi olacağımızın altını çizmek isteriz. Her biri bir diğerinden kıymetli emekli ve yarı zamanlı birçok hocamızın ders vermesi engellenirken, Boğaziçi Üniversitesi liyakat kriterlerine uygunlukları şüpheli olan atanmış yöneticilere ders açtırılması, kayyım yönetiminin esas gündem ve önceliklerinin nitelikli eğitim ve öğretim hedefinden çok uzakta olduğunu gösteriyor. Üniversitemizin yüksek akademik standartlarını tüm şartlarda sürdürmeye kararlı akademisyenler olarak tekrar ediyoruz: Naci İnci yönetimi bu hukuksuz ve baskıcı tavrından vazgeçmeli, üniversitemizdeki akademik zenginlik ve çok sesliliğin teminatı olan ders havuzundan ellerini çekmelidir.”

“KAYYIM YÖNETİMİ BOĞAZİÇİ’NİN KÖKLÜ DEĞERLERİNE ZARAR VERMEYİ SÜRDÜRÜYOR”

Kayyım yönetiminin, Boğaziçi Üniversitesi’ne saygınlığını ve itibarını sağlayan köklü değerlere ve yapılara düşman hukukuyla zarar vermeyi sürdürdüğünün altı çizilen açıklamada; “22 yıldır Türkiye’de sinema çalışmalarına katkı sunan en değerli kurumlarından biri olan Mithat Alam Film Merkezi işlevsizleştirmeye çalışılıyor. Sinema kültürünün gelişimine önemli katkılarda bulunan, özgür, yaratıcı, katılımcı yapısıyla genç sinemacılara destek olan, sinema arşiv külliyatının oluşturulması ve geliştirilmesi için çalışmalar yapan, Türkiye’den ve dünyadan, sinema sanatının farklı bileşenlerini bir araya getirerek projeler, eğitim programları, seminerler, paneller düzenleyen, sinema alanına ulusal ve uluslar arası düzeyde değer katan pek çok sanatçı yetiştirmiş olan Mithat Alam Film Merkezi’ne yapılan bu operasyon sadece Boğaziçi Üniversitesi’ne değil Türkiye sinemasına, kültür ortamına vurulmak istenen bir darbedir. Merkezin iki yöneticisi Zeynep Ünal ve Elif Ergezen’in ağustos ayında işten çıkartılması, kampüse dahi girişlerinin yasaklanmasıyla başlayan yıpratma sürecinde bu değerli kurum günden güne atıllaştırılıyor; bir yandan öğrencilerin merkeze erişimleri keyfî bir şekilde kısıtlanırken diğer yandan merkez, siyasi sadakatleri dolayısıyla üniversiteye sokulmuş kadrolara makam dairesi hâline getirilmeye çalışılıyor. Mithat Alam’ın adının ve mirasının saygınlığından itibar devşirmeye girişenlerin çabasının beyhudeliği, bu operasyona karşı sadece Boğaziçi Üniversitesi mensuplarının değil sinema camiasının yükselttiği ortak seste ve gösterdiği güçlü tepkide açık olarak görülüyor” denildi.

"HUKUKSUZCA KADROLAŞMIŞ TÜM İSİMLER İSTİFA ETMELİ"

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamaların bir an önce sona ermesi gerektiği vurgulanan açıklamada şu talepler dile getirildi;

  • Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. 
  • Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir.
  • Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır.
  • İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir.
  • Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır.
  • Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
  • Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz.”

“KABUL ETMİYORUZ VAZGEÇMİYORUZ”

Açıklamada son olarak şöyle denildi; “Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz. Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.” (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et