13 Ekim 2022 00:21

Orada bir yemek var uzakta

Nasıl ki tabldot bittiğinde birlik olup bir yolunu bulduysak, nasıl ki elimizden çorba alındığında onu geri kazandıysak bu sorunları hiç yaşamamanın yollarını da birlikte olarak bulacağız.

Kaynak: Freepik

Paylaş

Anıl KARAHAN

ODTÜ

 

Geçtiğimiz günlerde Çankaya Belediyesinin ücretsiz akşam yemeği sağladığı Çankaya Evi’nde gerçekleşen bir olayı anlatarak başlamak istiyorum yazıya. Yemek kuyruğunda beklediğimiz günlerden birisiydi. 1 saate yakın sıra bekledikten sonra güvenlik personeli gelerek tabldotların bittiğini söyledi. Ayrıca yemek bitmişken kendi tabağı olanlara çorba ve pilav verebileceklerini söylediler. Bunun üzerine marketten plastik tabak ve tabldot almayan giden arkadaşlarımız, yalnızca kendilerini değil bekleyen diğer arkadaşlarını da düşünmüşlerdi. Tabaklar yine bittiğindeyse bir arkadaş kendi tabağını uzatarak “Biz arkadaşımla aynı tabaktan yeriz” demişti. Masalardan yükselen “Abi ekmek de kalmamış ya” sözü üzerine ise bir masadan “Biz paylaşırız, siz de bunu paylaşın hocam” denilerek ekmek uzatılmıştı. Karınlar az da olsa doymuştu artık ancak hislerimiz acı tatlı karışıktı. Düştüğümüz haller bizi üzerken ortaya konulan dayanışma umutlandırmıştı bizleri. Bir kez daha görmüştük ki öğrencilerin tek dostu yine biz öğrencilerdi.

Bu anı bize neleri gösteriyor? Ekonomik krizi biz gençlerin nasıl derinden yaşadığını gösteriyor ilk bakışta. Nitekim bu dönemde en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz hale geldik. Bunlardan biri de beslenme. ODTÜ’deki restoranlar, yurt ve bölüm kantinleri döneme %70-100 zamlarla başladılar. En ucuza yiyebildiğimiz tostlar bile 25 TL’den başlıyor ki bir tostu, kahvaltı dışında, öğünden sayabilir miyiz? Diğer seçeneğimiz ise yemekhane. Peki yemekhane ne durumda? ODTÜ yemekhanesi, bir gündeki iki öğünde de aynı menüyü öğrencilere servis ediyor. Öğün başı ücret ise döneme başlarken 6 TL oldu. Dışarıya göre makul görünen bu fiyat aylık hesapta öğrencilerin gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturuyor. 6 TL verdiğimiz yemek ise ne bizleri doyurmaya yetiyor ne de nitelikli beslenmemize. Üstelik geçtiğimiz sene elimizden çorbayı bile almışlardı. Çorbası alınan ODTÜ’lüler ise buna karşı çıkmak için birçok toplantı yaparak eylemler örgütlemiş ve beş binden fazla imza toplamışlardı. Bunun üzerine Rektörlük geri adım atmak zorunda kalmıştı. Ancak yemekhanenin bugünkü durumu da hala uzun sıralardan oluşan, doyurucu olmaktan uzak, nitelik açısından da oldukça kötü durumda.

OKUL BÜTÇESİ YEMEKHANEYİ KARŞILAMAYA MI YETMİYOR?

İşte, yemekhanedeki uzun sıralardan ya da yemek ücretinden kaçmak isteyen öğrencilerin bir sonraki durağı Çankaya Belediyesi tarafından ücretsiz yemek veren Çankaya Evi oluyor. Ancak durum sanıldığı gibi burada da ihtiyacı karşılayacak düzeyde değil. Burada da bitmek bilmeyen kuyruklar ve yetmeyen tabldotlarla karşılaşıyoruz. Yazının başında da anlattığım tabldotların bittiği gün sıradaki diğer öğrencilere bu durum hakkında sorular sorduk. Yemekhanedeki yemeğin çok kötü olmasından dolayı Çankaya Evi’ne gelen ODTÜ öğrencisi Tutku, “Okuldaki diğer alternatifler haftada 1-2 gün yememizi karşılıyor. Öğlen yemekhaneyse akşam Çankaya Evi gibi ucuz seçenekleri arıyor herkes. Burs da alsa ailesinden gelir de alsa çoğu insanın bütçesi temel ihtiyaçlarını karşılamıyor. Yemekhaneye yapılan bir-iki liralık zammın yemekhanenin kazancını o kadar etkilemediğini ama aylık olarak hesaplandığında öğrencileri çok etkilediğini düşünüyorum. Okulun o kadar bütçesi varken öğrencilerine barınma artı yemek sağlayamamasını çok komik buluyorum. Yemekhanenin kalitesi ise zaten ortada” diyor. Yalnızca ODTÜ’lü öğrencilerin sorunu olmayan beslenme, Hacettepe öğrencisi olan Miraç’ı da buraya getirmiş. Miraç, “Gelen insan sayısı belliyse ona göre yemek çıkması gerekiyor. Yemek yemek için 45 dakika beklemek çok kötü bir durum gerçekten” diyor. Son olarak ise “Hayat pahalılığı hayat kalitemi çok düşürüyor. Yemeğe para verdiğim zaman başka bir şeye param kalmamış oluyor” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

DOSTOYEVSKİ ROMANI DEĞİL ÖĞRENCİLERİN GERÇEĞİ

Bu durumlar Dostoyevski romanlarında değil ODTÜ ve çevresinde gerçekleşen durumlar. Geldiğimiz sevdiğimiz sanatçının konseri var gidemiyoruz demiyoruz artık, yemek yiyemiyoruz diyoruz. Ama bütün bu sorunları tek başımıza yaşamıyoruz, tüm bunları yaşarken yanımızda sıra arkadaşlarımız var. Çözümümüz yine sıra arkadaşlarımızla bir olmakta yatıyor. Yukarıda bahsettiğim olaylardaki gibi sorunlarımızın ancak birlik olunca üstesinden gelebiliyoruz. Nasıl ki tabldot bittiğinde birlik olup bir yolunu bulduysak, nasıl ki elimizden çorba alındığında onu geri kazandıysak bu sorunları hiç yaşamamanın yollarını da birlikte olarak bulacağız. Bizler çoğaldıkça sorunlarımız azalacak, sorunlarımız azaldıkça güzel yarınlar bizlerin olacak.

ÖNCEKİ HABER

Tutulmayan sözler karşısında sömürülen emeğimiz

SONRAKİ HABER

Barınma sorunu büyüyor: ABB yurtları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...