16 Temmuz 2022 02:30

Hidrobiyolog Levent Artüz: Bir damla tatlı suyu bile geri kazanmak zorundayız

“Asma köprüler, duble yollar, devasa havaalanları yapan ve bunlarla övünen bir idarenin ‘atık suyu arıtma ve geri kazanım’ olgusundan da geri kalmaması gerekir.”

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul

Sanayi atıkları sebebiyle dünyanın en kirli akarsularından biri haline gelen Ergene Nehri’ndeki atıklar, Marmara Denizi’ne taşınmaya devam ediyor. Borularla Ergene’ye verilen sanayi atıkları buradan Marmara’ya taşınıyor, böylece kirlilikten Marmara da nasibini alıyor. Uzmanlar, geçtiğimiz yıllarda Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun nedeninin Ergene’den gelen atıklar olduğunu vurgulamıştı.

Ergene Nehri’ndeki sanayi atıklarının Marmara Denizi’ne taşınmasının sebebini kendisinin de bilmediğini söyleyen Hidrobiyolog Levent Artüz, “Bana sorarsanız akıllı insanın işi değil! Ancak sanırım büyük ihtimalle karikatürlerdeki ‘Pasaklı hizmetçinin pislikleri halının altına süpürmesi’ misali, atıkların bertarafını sağlamak” diye konuştu. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde denize kıyısı olmayan tesislerin deşarjının yasaklanmış olduğunu hatırlatan Artüz, “Niyetleri Çorlu’daki denizden kilometrelerce uzak yüzlerce tesisin atıklarını kanunun arkasından dolanarak, gözden uzak bir şekilde bertaraf etmek de olabilir” dedi.

"ÇÖZÜM, GERİ KAZANIM"

Taşınma işleminin zaten başlı başına bir sorun olduğuna dikkat çeken Artüz, “Taşınma yerine, arıtma öngörülse, arıtılan su tekrar Ergene Nehri’ne basılsa, hem nehir temiz akıp çevresini zehirlemese, hem de bu sular tarımda kullanılsa sorun çözülecek” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi ise Ergene’nin kirletici unsurları toplanıp, yer altından 50 kilometre yol katettirilip, deniz içinde de ek olarak 4.5 kilometre açığa taşınıp, Marmara Denizi’ne basılıyor.” Bütün bunların sonucunda Ergene’nin hâlâ hat safhada kirli kaldığını ve Marmara’nın da ‘berbat’ olduğunu söyleyen Artüz, yapılması gerekenin, atık oluşturan tesislerin kendi atıklarını, kendi kirlettikleri kullanım suyunu arıtarak tekrar kullanmaları veya bu suyu tesise girişteki gibi arıtıp aldıkları noktaya geri vermeleri olduğunu söyleyen Artüz: “Yani çözüm geri kazanım” dedi.

"DOĞAL ORTAMLARI ALICI OLARAK KULLANMAMALIYIZ"

Geri kazanım yapılmadığı takdirde hem sanayi yer altı suyunun hoyratça kullanılarak tüketileceğini, hem Ergene Nehri’nin zehir olarak akmaya devam edeceğini, hem de Marmara Denizi’nin geri dönülmesi mümkün olmayan bir sürece gireceğini belirten Artüz, “Çözüm tektir, arıtma ve geri kazanım, Marmara Denizi başta olmak üzere doğal ortamları alıcı ortam olarak kullanmamak” dedi.

"ARITMA VE GERİ KAZANIMDA DA GERİ KALINMAMALI"

“Asma köprüler, duble yollar, devasa havaalanları yapan ve bunlarla övünen bir idarenin ‘Atık suyu arıtma ve geri kazanım’ olgusundan da geri kalmaması gerekir” diyen Artüz, su fakiri bir ülke olduğumuzu hatırlatarak, “Çevre Bakanlığının ismine eklenen iklim değişikliği ibaresinin gereğini şimdiden yapıp, bir damla tatlı suyu bile geri kazanmak zorundayız. Hatta belki de yakın bir gelecekte Marmara Bölgesi içme suyunu bile Marmara Denizi’nden sağlamak zorunda kalacaktır. Tabii o güne kadar denizimizi yok etmediysek” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreteri Hasan Fehmi Topal'a "İstifa et" çağrısı

SONRAKİ HABER

Nazmi Arıkan’ın cinayet şüphelisi hakkında İmamoğlu iki kez şikayetçi olmuş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...