28 Haziran 2022 08:31

Anneler

900’üncü toplanmalarında da gözaltına alındı Anneler. Akşam serbest bırakılsalar da O anneler acılıydı. Gerçi alışkındı Cumartesi Anneleri, polis şiddetine, gözaltılara...

Fotoğraf: Kerim Eren

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Geçmiş yıllarda, dünyanın her yerindeki, özellikle savaşlarda, açlık ve sefalet içindeki çocuklar için söylenen bir söz vardı. “Gözyaşının rengi olmaz”. Cumartesi günü gelen haberler de bana bunu hatırlattı. Annelerin gözyaşlarının rengi de olmaz!

Tam 27 yıldır, her Cumartesi Galatasaray’da toplanan anneler; gözaltında kaybolmuş faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş evlatlarının hesabını soruyor. Her Cumartesi anneler, “kayıplar bulunsun, faillerden hesap sorulsun” diyor. 27 yıldır, umutla ve inatla. Bu Cumartesi günü anneler yine Galatasaray’da toplanarak, bir haber, bir bilgi almak ya da toplumda bir farkındalık yaratmak için sloganlarını haykırmak istedi. Ama polis şiddeti, polis copu vardı karşılarında. Hatta daha ileri gitti devlet. 900’üncü toplanmalarında da gözaltına alındı Anneler. Akşam serbest bırakılsalar da O anneler acılıydı. Gerçi alışkındı Cumartesi Anneleri, polis şiddetine, gözaltılara... Bu şiddet ve gözaltılar onlara, evlatlarına dokunanları, acı verenleri hatırlatıyordu.

Şiddet, gözaltı ve kaybolma. İşin kötü yanı da bu evlatların bir kısmının resmî makamlarca gözaltında olduğu kayıtlara geçmişken. Devlet babanın evladına yaptığına, O evladın anası karşı çıkıyordu. Evladının bir gün geri döneceğinden umudunu kesse bile, O’na işkence edenlerin yargılanması bile acılarını hafifletecekti.

Bu coğrafyanın ilginç bir kaderi vardır. Devleti yöneten iktidarlar, siyasi ayrılıklar nedeniyle, kendi vatandaşına farklı davranır. Aynı devlet, aynı yetkililer ilginç bir şekilde; Diyarbakır Anneleri için farklı ve şefkat dolu tavrını gösteriyor. Aileler ziyaret ediliyor, annelerin eli öpülüyor, dertlerine yardımcı olunmaya çalışılıyor. Aynı devlet! Bir anneye çiçek, bir anneye cop.

Üst kısımda yazdığım gibi, Annelerin gözyaşı aynı. Talepleri aynı. Evlatlarının düşünce ve eylemlerinden bağımsız. Tek bir istekleri var. Bir gün çıkagelmeleri. Yürekleriyle, elleriyle büyüttükleri evlatlarına sarılmak, koklamak. Ya da O canlara kıyanlarından sorulacak hesaba tanıklık etmek.

AKP ve tek adam rejimimin yıllar önce getirdiği sözüm ona ileri demokrasinin geldiği nokta artık örtülü değil, açık faşizm olmuştur. Ülkenin her yerinde hak hukuk adalet arayışları sürüyor. Hükümet tarafından medyaya getirilen yasaklar, festivallere ve Onur Yürüyüşleri’ne getirilen keyfi engeller artık sıradan haberler haline geldi.

Ama ya Analar!
Nazım Hikmet’in dediği gibi;
“Analara kıymayın efendiler,
Sizi de bir ana doğurmadı mı?”
O Analar, aynı Analar. Hepsi saygıyı ve çiçeği hak ediyor. O Analara vuran eller de o ellere emir verenler de bir gün hesap verecektir elbet bu ülkede. Hiçbir zulüm ve karanlık sonsuza kadar sürmedi, sürmeyecek. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI