CHP'li Gürer hayvancılık için iktidarı uyardı: Kırsalda hayvancılık geri dönüşü olmayan boyutta
Ülkede hayvancılığın yem fiyatlarından dolayı can çekiştiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Çözüm ithalat değil yerli besiciyi, süt inekçiliği yapanı korumaktan geçiyor" dedi.

Fotoğraf, Ömer Fethi Gürer'in kişisel arşivi
Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkedeki hayvancılığına ve yem fiyatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü hayvan ithalatı hakkında aldığı kararı eleştiren Gürer, “HAYGEM(Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü) hayvan ithalatının 2019 yılında bir önceki yıla göre yarı yarıya azaltılarak, 660 bin başa düşürüldüğünü, 1 Ocak 2022'den itibaren mücbir sebepler dışında besilik canlı hayvan ithalatına hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini açıklandığını belirtip planlama ve öngörüden uzak, ithalatçı kafalar tarımın dibine kibrit suyu döktüler” dedi.
Son bir yılda yem fiyatlarına gelen zam ile hayvancılığın sürdürülemez boyuta geldiğine işaret eden Gürer, “İthal lobisi elini ovuşturup bekliyor. Yine ithalat yol verilmesi ile sorun daha da ağırlaşacak. Önemli olan eldekinden fayda sağlamak. Gebe inek kesilmese en az beş buzağı daha vereceği için açık oluşmayacak, Buzağı ölümü engellense, hayvan hastalıklarından kaynaklanan kayıplar yaşanmasa ve artan giderlerle hayvanlar vaktinden önce kesime gitmese sorunlar yaşanmaz. Eğer iktidarın hayvancılığı ithalata teslim etmek gibi bir düşüncesi yoksa neden tehlikenin farkına varıp, yem fiyatlarında yaşanan artışına müdahale edilmemektedir?" dedi.
Yerli besiciliği ve süt inekçiliğini korumanın önemine dikkat çeken Gürer, “Besi maliyetlerindeki artışın temeli kesif yem fiyatlarındaki artıştır. İthal 12,5 milyon ton yem getirilmektedir. -Hayvan besleme girdilerinde artış besici, süt inekçiliği yapanı zorlamaktadır. Küçük aile tipi dediğimiz kırsal işletmeler ki hayvancılığı taşıyan kesimler hayvanları kesime vermektedir. Gebe ve süt ineği kesimi demek hayvan ithalatına kapı açar. Küçükbaş hayvanda beslenme sorununda ciddi sıkıntı vardır. Tüm hayvan besini doğru bir planlama ile ülkemizde üretilebilir. Halen yem sanayicileri tarafından ayda bir yapılan fiyat güncellemeleri artık günlük hale gelmiştir. Yem fiyatları, et ve süt fiyatının önünde koşmaktadır. Bu süreç devam ederse süt tozu ithalatı ile et ve canlı hayvan ithalatı yapılır ki bu yine birilerine vurgun yolunu açar. Yem sorunu mutlaka çözüme ermelidir. Ayrıca hayvancılıkta devlet destekleri, gerçekçi ve günün şartlarına uygun çözümler sağlamalıdır. Hayvancılık için özel projeler geliştirilmelidir. Gittiğim bölgelerde çoğu ahır boşalmış, 10-20 hayvan varlığı olan küçük aile tipi işletmeler, ülkemizde hayvancılığı taşıyan kesimlerdir. Ahırı boşalan besici, “Peynir, yoğurt, tereyağını üreten değil bakkaldan alır duruma düştük” diye dert yanıyor. Birlikler, kooperatifler yapısal olarak güçlendirilmesi derhal sağlanıp, besici destekleyici önlemler alınmalıdır. Hayvan yetiştiricilerimizin, besicilerimizin, sorunları çözüm bulunmazsa bu doğrudan tüketiciye yansıyacaktır. Dar gelirli yurttaşlarımızın et, süt ve mamul ürünlerde oluşacak fiyatlarla alım olanağı kalmayacaktır. Halen rafta et ve süt mamullerine yansıyan fiyat artışları da katlanacaktır. Çözüm ithalat değil yerli besiciyi, süt inekçiliği yapanı korumaktan geçiyor ” diye konuştu.
HAYVANCILIĞIN YÜZDE 70’İNİ YEM OLUŞTURUYOR
Yemin hayvancılığın yüzde 70’ini oluşturduğunu söyleyen Gürer, diğer girdilerin ise veterinerlik hizmetleri, işçilik ve bakım giderleri gibi kalemlerden oluştuğuna vurgu yaparak, “Şu anda 50 kg’lık süt yemi 340 lira ila 380 lira arasında değişiyor. Samanda ise bu yıl fiyat durmuyor; 2 bin lirayı geçiyor. Geçen yıl pancar üreticisi pancarın tonunun şeker fabrikalarına 420 liradan sattı, bu yıl çiftçi pancarın küspesini fabrikalardan 1100 liraya satın alıyor. Yoncanın tonu 4 bin lira. Yem fiyatlarındaki önlemeyen bu artış hayvancılık yapanları ciddi anlamda zorluyor.” dedi.
YEMDE DENGE KAÇTI
“Hayvancılık zor bir iş. Tatili yok, bayramı yok, 24 saat emek gerektirir” diyen Gürer, “1 kg karkas etin karşılığı 35 kg yem, 1 litre süt karşılığı 1.5 kg yem ve 1 kg tavuk satış karşılığı 3.5 kg yem alınmadan süreç devam edemez. Göz göre göre zarar ile hayvancılık sürdürülemez. Hayvancılık meralarda değil kapalı alanlarda yapılıyor. Mera alanları daraldığı gibi farklı nedenlerle mera otlarında düşme var. Kapalı alanda sürekli yemle beslenen hayvan gideri sürekli aratması besiciyi giderlere yetişemez hale getirdi. Büyükbaş hayvan sürekli ahırda ve kaliteli yem istiyor. Küçükbaş meralara çıkma iklim değişikliği ile gecikince orada da kapalı bakım maliyetleri attırdı” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et