20 Mayıs 2022 23:53

‘Mültecileri toplu geri gönderme işlemi hukuka aykırı’

İzmir Barosu’ndan Av. Ayşe Kaymak Geri Gönderme Merkezinde mültecilere ‘Gönüllü geri dönüş’ evraklarının zor ve işkenceyle imzalatılmasının ve toplu geri göndermenin hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Eda AKTAŞ
İzmir 

Başta iktidar ve muhalefet parti liderleri ve yöneticileri olmak üzere mültecilere yönelik nefret içerikli dil ve tutum artarak devam ediyor. Özellikle son dönemde “Geri göndereceğiz” tartışmaları toplum içerisinde kutuplaşmaya neden oldu.  

İzmir Geri Gönderme Merkezinde (GGM) ise 19 Nisan’da Afgan mültecilerin zorla gönderilmesi için baskı yapıldığı iddiaları gündeme gelmişti. İzmir GGM’de son süreçte neler yaşandığını ve mültecileri hedefe alan politikaları İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonundan Avukat Ayşe Kaymak ile konuştuk.

"GÖREVLİLER ZORLA BELGELERE PARMAK BASTIRMIŞ"

17 Nisan tarihinde İzmir GGM’de Afganistanlı göçmen ve mültecilere baskı yapıldığı ihbarı aldıklarını aktaran Kaymak, “İhbar sonrası GGM’ye giderek görüşmeler yaptık. Görüşmelerde Afganistan Konsolosluk görevlileri tarafından geri gönderme merkezine bir ziyaret yapıldığı, pasaportu olmayan yabancıların Afganistan’a sınır dışı edilebilmesi için düzenlenmesi gereken seyahat belgeleri ile ilgili bir kısım işlemlerin yapıldığını, göçmen ve mültecilerin bir kısmından bu belgeleri imzalamak istemedikleri halde zorla parmak izlerinin alındığını, aynı anda 3-4 görevlinin kollarından tutarak fiziksel zor kullanarak belgelere parmak bastırıldığını, jandarma memurlarının da bu sırada içeride bulunduklarını, insan hakları ihlali olan bu durumun dışarıdan duyulmaması için bu tarihten sonra telefon haklarının verilmediğini ve tecrit edildiklerini anlatmışlardır” diyerek yaşanan olaya dair bilgi verdi.

"MÜLTECİ HUKUKUNA AYKIRI"

Sınır dışı işlemlerinin durdurulması için baroya başvuruların olduğunu ve çok sayıda dava açıldığını söyleyen Kaymak, “‘Gönüllü geri dönüş’ evraklarının bu şekilde zorla, işkenceyle imzalatılması insan haklarına ve mülteci hukukuna aykırı olduğu gibi toplu bir geri gönderme işlemi de hukuka aykırıdır. Uluslararası ve iç hukuk mevzuatımızda da düzenlenmiş ve göç hukukunun temel ilkelerinden olan ‘geri gönderme yasağı’ ilkesi uyarınca ‘mülteci’ konumunda olan kişileri geri göndermeniz mümkün değildir. Toptancı bir yaklaşımla ‘mültecileri göndereceğiz’ söylemini yerine getirmek insan haklarına aykırıdır” dedi.

"YARGILAMASI DEVAM EDEN MÜLTECİLER SINIR DIŞI EDİLDİ"

Türkiye’nin de imzacısı olduğu BM Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşmesi’ndeki maddeleri hatırlatan Kaymak, “Sınır dışı etme kararlarına karşı gerekli davalar açılmasına ve yargılama devam etmesine rağmen sınır dışı edilen mülteciler olduğu bilgisi tarafımıza gerek aileler, gerekse de görevlendirilen avukatlar tarafından bildirilmiştir. Oysa ki; sınır dışı edilme işlemlerine karşı dava açılması durumunda bu işlemlerin durması yasa gereğidir. Yine kanunda ‘İtiraz veya yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar ilgili kişinin ülkede kalışına izin verilir’ hükmü düzenlenmesine rağmen burada açıkça kanuna aykırı davranılmış ve sınır dışı edilme işlemlerine karşı dava açan ve yargılaması devam eden mülteciler sınır dışı edilmiştir” diye konuştu.

"GGM’DE MÜLTECİLER ADALETE ERİŞİMDE SORUN YAŞIYOR"

GGM’lerde mültecilerin adalete erişimde sorunlar yaşadığını aktaran Kaymak, “Görevlilerin, kanun uyarınca GGM’de bulunan yabancıların haklarına ilişkin gerekli aydınlatmaları yapmaları, ihtiyacı olanlara tercüman sağlamaları zorunlu olduğu halde çok az yabancı baroların adli yardım bürolarından avukat talebinde bulunabileceğini biliyor. Sorunların pek çoğu yasadan değil uygulamadan kaynaklanan keyfi ve dayanaksız sorunlar maalesef. Örneğin biz avukatlar da, uzun saatler kapıda bekletilme, baro görevlendirme yazısı olmasına rağmen evraklardan örnek alamama, yabancının kurumda olmaması veya başka ile sevk edilmesi durumunda bu konuda bilgi vermeme, uzun saatler bekletildikten sonra mesai saatleri dolduğu gerekçesiyle görüşme yaptırılmaması, dilekçe hakkının kısıtlanması vs. pek çok sorun yaşamaktayız. GGM’lerde zaman zaman kanuni dayanağı olmaksızın ve yazılı bir gerekçe gösterilmeksizin tercümanlardan belge istenebilmektedir. Böyle bir uygulama, avukatın müvekkile erişimini ciddi şekilde kısıtlamaktadır” dedi.

"İNSAN HAKLARI HUKUKUNUN GEREKLERİNE UYGUN DAVRANILMALI"

Baro olarak yapılan başvurulara ilişkin çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırlığı içinde olduklarını ifade eden Kaymak, “Çözüm önerilerini de belirterek hazırladığımız raporlar ve ilgili kurumlara yaptığımız başvurular, bir kurumu veya birilerini olumsuz göstermek için değil, ülkemizde insan hakları ile ilgili yaşanan sorunları birlikte çözmek, ulusal ve uluslararası hukukun gereklerine tüm kişilerin ve kurumların uymasını sağlamaktır. Geri gönderme merkezi gibi tutulma merkezlerinin insan hakları hukukunun gereklerine uygun davranması gerekmektedir” diye ekledi.

"İNSAN HAKLARINA UYGUN VE KALICI ÇÖZÜMLER GELİŞTİRİLMELİ"

“Geri gönderme” tartışmalarına ilişkin ise Kaymak şunları söyledi; “Siyasi iktidarın bir göç politikasının olmaması nedeniyle bu yoğun göçün ortaya çıkardığı sorunlar giderek büyümüş ve mültecilerin Türkiye’de yaşam haklarını tehlikeye sokacak kadar büyük bir mülteci karşıtlığına dönüşmüştür. Kalıcı çözümler üretmek gerekir. Ama toptancı bir şekilde ‘Mültecileri göndereceğiz’ şeklindeki söylemler ne yazık ki çözüm olmadığı gibi hukuka da aykırıdır. Yine iç mevzuatımızda Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, sığınma amaçlı ülkemize düzensiz yollarla dahi olsa girişe yasal koruma sağlamaktadır. YUKK madde 4 ve 55 ise bu kapsamdaki kişilerin sınır dışı edilmelerini yasaklamaktadır.

Bu nedenle ‘Mültecileri göndereceğiz’ gibi tamamen seçim şovu için ortaya atılan söylemler yerine mülteci krizinin temel insan haklarına uygun ve kalıcı çözümü için fikirler geliştirmek gerekmektedir. Kalıcı çözümler için çalışırken siyasi iktidarın yanlış olan mülteci politikasını ve mültecilerin siyasi pazarlıkların konusu haline getirilmesini, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bu konuda yükü paylaşmayan uluslararası toplumu da eleştirmeli ve bu konuda sorumluluk almaya çağırmalıyız.”

ÖNCEKİ HABER

Dr. Seda Altuğ: Suriye’deki durum geri dönüşe uygun değil

SONRAKİ HABER

Kreş ücretleri asgari ücretle yarışıyor, devlet kreşleri yetersiz, veliler piyasa insafına mahkum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...