20 Mayıs 2022 21:13

Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

Türkiye, geçen yıl ithal ettiği 518 bin 80 ton plastik atıkla Avrupa’nın plastik çöpünü en fazla alan ülke oldu. Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, çöpün ithal edenden başkasına faydası olmadığını söyledi.

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye gönderilen plastik atıkların miktarı 2004’ten bu yana 173 kat arttı. Türkiye, 2021’de sadece Avrupa’dan 518 bin 80 ton plastik atık ithal etti. Avrupa’nın plastik çöpünü en fazla alan ülke konumuna geldi. Çukurova Üniversitesinde öğretim üyesi ve aynı zamanda Mikroplastik Araştırma Grubunun kurucusu olan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, çöpün ithal edenden başkasına faydası olmadığını söyledi. Çöp ithalatının Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini belirten Gündoğdu, çöp ithalatının yasaklanmaması durumunda insan ve çevre sağlığının ciddi zarar göreceği konusunda uyarılarda bulunuyor. “Yararı getirene var” diyen Gündoğdu, “Yararı olmasa getirir mi? Ama çevre ve ekoloji perspektifinden bir yararı yok. Hatta yönetimsel olarak da bir yararı yok, aksine zararı var. Çünkü atık yönetim altyapısının gelişmesinde en büyük engellerden biri. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Çin de atık yönetim altyapısının geliştirilmesinin önünde en büyük engel olduğu için çöp ithalatını yasakladı” diyor.

"ORTADA ŞEFFAFLIK YOK"

Gündoğdu sözlerine şöyle devam ediyor: “Zararı var mıdır? Elbette vardır. Çünkü ortada bir şeffaflık yok. Ne geliyor? Ne gidiyor? Kim alıyor? Kim veriyor? Nasıl işleniyor? Akıbeti ne oluyor? Bu konularda hiçbir bilgi yok. Akıbetini biz sahada görüyoruz. Bu çöpleri alan tesislerin atık sularındaki mikroplastiklerin miktarının oldukça yüksek olmasından anlıyoruz. Bunların kendi arıtma tesislerinin olmamasından anlıyoruz. Sonra sağda solda yabancı marka çöplerin gelişi güzel atıldığını, yakıldığını görerek anlıyoruz.”

"FİRMALAR AÇIKLAMIYOR"

Bu çöplerin nereye gittiği konusunda şeffaf bir bilgi olmadığının altını çizen Gündoğdu, “Firmalar açıklamıyor. ‘Ticari sır’ diyor. Ama firmalara ‘siz bunu sağa sola döküyorsunuz’ dendiğinde de itiraz ediyorlar. Madem çok şeffafsınız, ne kadar atık çıktı, ne kadar çıkmadı kamuoyu ile paylaşın ki şeffaflık sağlansın. Şaibeler ortadan kalksın ama öyle olmuyor. Çünkü paylaşılınca da şaibe ortadan kalkmayacak. Sadece ne kadar geldiğini biliyoruz. Hatta bildiğimiz de rapor edilenler. Her zaman etikette yazanla içerik aynı olmayabilir. Farklı kurumların raporlarından biz bunu anlayabiliyoruz” diye konuştu.

"KONTROLÜ İMKANSIZ"

“Peki denetleme yapılmıyor mu?​” sorumuza Gündoğdu şöyle yanıt veriyor: “Bunların kontrolü çok mümkün değil zaten. Çünkü günde binlerce konteynerin geldiğini düşünün. Toplamda 20-30 kişinin çalıştığını, hepsinin farklı farklı birimlerden sorumlu olduğunu ve bu atıkların çok farklı limanlardan girdiğini düşünürseniz çok fazla personel lazım. Kalifiye personel, ciddi laboratuvar lazım. Bunlar yok. Bunların olmaması, bu işin kontrolünü de imkansız hale getiriyor.” 

ÇÖP YIĞINLARI KALDIRILIRKEN DE ZARAR VERİYOR 

İthal edilen çöplerin gelişigüzel sağa sola boşaltılmasının ciddi sıkıntılar barındırdığını belirten Doç. Dr. Sedat Gündoğdu: “Plastik çok masum bir malzeme değil. Çöp haline geldikten sonra yanınca, yakılınca ya da mikroplastik haline gelince çok uzak noktalara kadar ulaşabiliyor ki yanınca ciddi kimyasal salınımı oluyor. Kalıcı organik kirleticiler yayılıyor. En son yayımlanan rapora göre, kanserojen kalıcı kirleticilerin miktarının fazla olduğu çöp döküm alanlarının bazı lokasyonlarında toprağın 400-500 kat daha fazla kirletilmiş olduğu düşünülüyor. Kesinlikle bunun gelişigüzel kaldırılmaması gerekiyor. Özel önlemler alınması gerekiyor. Çünkü böyle bir risk var. Mersin’deki görüntülerden sonra hiçbir analiz yapmadan kamyonlarla kaldırdılar. ‘Tehlikeli değildir’ denilerek kamyonla, iş makinesiyle kaldırmak etrafındaki tarımsal alanları ciddi bir biçimde etkiliyor. Çalışan işçileri de etkiliyor. Bu iş Almanya’da uzun süredir, terk edilmiş tarlalarda yapılıyor. İki dozer gönderip kaldırmıyorlar alelade. Örtbas etmek için yapmıyorlar bunu. Ciddi paralar gerekiyor. Bu bütçeleri oraya aktarmak istemedikleri için kendilerince gerekli önlemi alıp bırakıyorlar. Bizde öyle olmuyor. Biri paylaşım yapıyor, ertesi gün iki kamyonla gidip araştırılmadan kaldırılıyor, ‘Temizledik’ deniliyor. Bunlar bu işin doğru yönetilmediğini, kontrol edilmediğini gösteriyor.”

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ÇÖP YAKMA TESİSİNİ İSTANBUL’DA AÇMAK MÜJDE Mİ?

Çöp yakma tesislerine de değinen Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Çöp yakmak matah bir şey değil. Atıkları idare edemediğiniz, yönetemediğiniz zaman onlardan kurtulmak isterseniz. En kolay yol yakmaktır” diyor. İBB’nin ‘Avrupa’nın en büyük çöp yakma tesisini İstanbul’da açıyoruz’ müjdesini hatırlatan Gündoğdu, “Zaten bir önceki belediye tarafından temeli atılmış, ÇED raporu hazırlanmış hem de şaibeli bir firma tarafından hazırlanmış. Buna rağmen inşaatı yapılmış, temel atma töreni yapılmış bir tesis. Yılda 7 milyon tondan fazla çöp üretiyor İstanbul. Bu çok önemli bir miktar. Siz bunu yakmayıp, organik olan gıda atıklarını kompost ünitelerinde komposta çevirebilirsiniz, ki bugün gübre fiyatlarındaki artıştan dolayı çiftçiye ücretsiz olarak dağıtılabilirdi. Bunu yapmak yerine yakmayı tercih ettiler. Peki ortaya çıkan kül ne olacak? Bu ayrı bir tartışma konusu. Bu enerjiye ihtiyacınız var mı? Ayrı bir tartışma konusu” değerlendirmesinde bulundu.

"BU TESİS CANAVAR GİBİ ÇÖP İSTEYECEK"

Çöp yakma tesisine yapılan yatırımın onda biriyle güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi farklı kaynaklara yatırım yapılacağını aktaran Gündoğdu, “Atık yönetim altyapısı açısından söylüyorum bunu, bu biraz meşakkatli bir iş. Bunu yapmak yerine daha kolay olan kestirme, herhangi bir sağlık riski tartışılmadan, konuşulmadan, işin uzmanları değerlendirmeden böyle bir karar alınmış. Bu kaba bir mühendislik yaklaşımı, çöpten yakıt, çöpten enerji yaklaşımı. Herhangi bir çevre kaygısı gütmeyen bir mühendislik yaklaşımının ürünü. Bu, yakma tesislerini bir mucize olarak sunan acar girişimcilerle kuşatıldı. Burada başarılı olmuşlar. ‘Avrupa’nın en büyük çöp yakma tesisini açıyoruz’ demek Avrupa’nın en çok çöpünü sen üretiyorsun demek. Bunu azaltacak bir strateji yerine çöpten yakarak enerji elde edeceğiz gibi bir söylem geliştiriyor. Yarın öbür gün çöp miktarını azaltmaya gerek de duyulmayacak. Bu tesisi beslemek gerekiyor. Bu tesis canavar gibi çöp isteyecek” dedi.

"CİDDİ BİR YATIRIM GEREKECEK"

“Bu tesislerin filtreleme ekipmanları ciddi bir masraf istiyor” diyen Gündoğdu, “İlerleyen dönemde masraflar karşılanmadığı için bu tesislerin çalıştırılmaması gibi bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Böyle bir şeyle karşılaşırsak sürpriz olmaz. Benzer örnekler Amerika’da var. Çok ciddi yatırım masrafları olduğu için Avrupa’da da uzaklaşma gibi bir yaklaşım var. Bunun küllerini bertaraf etmek oldukça zor. Almanya’da eski kömür madenlerine gömülmüş. Bizim kömür madenlerinin dağılım yerlerini düşündüğünüzde Kuzey Ormanlarına, Kaz Dağlarına götürülmesi söz konusu ama bunların sızdırmazlığı için ciddi bir yatırım gerekecek. Çok çetrefilli bir işe yatırım yapmaktan başka bir şey değil” dedi.

"ATIKLARI KAYNAĞINDA AYRIŞTIRMAK DAHA KOLAY"

Gündoğdu sözlerine şöyle devam etti: “Halbuki çok daha basit ve faydalı bir yaklaşım var. O da bu atıkları kaynağında ayrıştıracak altyapıya yatırım yapmak. Ancak bu altyapıya yatırım yapılmıyor ne yazık ki. Sadece bu da değil başka bir bela var. Çöpten yakıt elde etmek gibi bir şey söyleniyor. Kaldı ki plastikten yakıt elde edebilmek için çok kaliteli, kirlenmemiş plastik gerekiyor. Ama reklamlardan anladığımız kadarıyla tam tersi. Hiçbir işe yaramayan atıklar yakıta dönüştürülmek üzere alınıyor. Buradan elde edilen yakıtın kalitesi çok düşük olduğu için emisyon değerlerini karşılayamayacaktır. Umarım bunlardan vazgeçilir atık azaltım sistemlerine geçilir. Biz de çöpten yakıt elde etme gibi ilkel, modası geçmiş yaklaşımlardan uzaklaşır daha çevreci yaklaşımlara yöneliriz.”

ÖNCEKİ HABER

Emek Partisi Fındıklı İlçe Başkanı Onur Erşahin: Planlı ve örgütlü bir saldırı

SONRAKİ HABER

AKPM heyeti, Osman Kavala kararının ihlal sürecini görüşmek için Türkiye'de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...