02 Mart 2022 08:33

Türkiye nükleer atık deposuna döndürülmek isteniyor

Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi’ni Evrensel'e değerlendiren Av. İsmail Hakkı Atal, Türkiye nükleer atık deposuna döndürülmek istendiğini belirtti.

Fotoğraf: Wikipedia

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edilen Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi’ni değerlendiren Av. İsmail Hakkı Atal, yasa teklifi ile Türkiye’nin nükleer atık deposuna dönüştürüleceğini belirterek Nükleer Düzenleme Kurmu’nun nükleer lobilerin isteklerine göre düzenlemeler yapabileceğini söyledi. 

Düzenlemenin 3’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında düzenleyici kontrolle ilgili verilecek muafiyetlerden bahsediliyor. Bu maddeyi değerlendiren Atal, "'Düzenleyici kontrole ilişkin verilecek muafiyetler' diye bir düzenleme söz konusu olamaz. Emniyet, güvenlik ve nükleer güvence açısından düzenleyici kontrolde muafiyet verilecekse Nükleer Düzenleme Kurumu diye bir kurumun olmasının hiçbir anlamı yoktur” dedi. Teklife göre nükleer faaliyet nedeniyle maruz kalınabilecek radyasyon dozlarını Nükleer Düzenleme Kurumu belirliyor. Radyasyon seviyeleriyle ilgili bilimsel esaslara göre belirlenmiş olan sağlığa zararlı radyasyon oranlarının üst limitinin yasada zikredilmesinin şart olduğunu ifade eden Atal, “Aksi takdirde Nükleer Düzenleme Kurumu nükleer lobilerinin isteğine göre subjektif belirlemeler yapacaktır” dedi. 

“YABANCI ÜLKELER TÜRKİYE’DE NÜKLEER SANTRAL SAHİBİ OLABİLECEK”

4’üncü madde 2’inci fıkra "Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına göre kurulmuş tüzel kişiler lisans alabilir" deniliyor. Bu madde ile Rosatom veya başka bir nükleer şirketinin Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun kurduğu bir şirket vasıtasıyla yine yabancı bir ülkenin, mesela Rusya'nın, Türkiye topraklarında nükleer santral sahibi olmasının önünün açıldığını ifade eden Atal, "Akkuyu nükleer santrali egemen bir ülke topraklarında yabancı bir ülkenin sahibi olduğu ilk ve tek nükleer santral olarak en büyük milli güvenlik sorunumuzdur” diye konuştu. 

“NÜKLEER ATIK BERTARAF EDİLEMEZ”

Tasarının 9’uncu maddesi d fıkrasında ortaya çıkan radyoaktif atıkların Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) tarafından bertaraf ediliyor. Nükleer atıkların bertaraf edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Atal, "Dünyada nükleer enerji kullanan tüm ülkelerin baş belası nükleer atıklardır. Bazı bilimsel çalışmalara 40 bin yıl radoaktivite salacağı için toprak, su ve havayla temas etmeden muhafaza edilmesi gereken nükleer atıkların bertaraf edileceği konusunda hüküm koymak tamamen bir sahtekarlık” dedi.

“RUS ATIKLARIN TÜRKİYE’DE KALMASININ ÖNÜ AÇILIYOR”

Madde 9’un birinci fıkrasında Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanı dışında yürütülen bir faaliyet sırasında ortaya çıkmış olan radyoaktif atıkların Türkiye Cumhuriyeti sırları içerisine sokulamayacağı ifade ediliyor ancak aynı maddenin 2’inci fıkrasında "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde üretilmiş ve kullanım süresi dolduğunda menşe ülkeye iade şartı ile ihraç edilmiş radyasyon kaynaklarına, radyoaktif atıkların transit geçişine ve doğal radyoaktif maddelerin bulaşmış olduğu malzemenin ithalatına birinci fıkra hükmü uygulanmaz" deniliyor. Kavramların birbirine karıştığı özensiz bir tasarı hazırlandığını ifade eden Atal, "menşe ülkeye iade şartı ile ihraç edilmiş" derken ithal yerine ihraç yazıldığını belirtip "Türkiye Rusya'nın nükleer atık deposu olarak kullanılmak isteniliyor. Nitekim 2’inci fıkra ile 1’inci fıkraya istisna yaratılarak Türkiye'ye yurtdışından atık ihracatının önü açılıyor. Daha sonra da bertaraf edilmesi bilimsel olarak mümkün olmayan Rus atıklarının Türkiye'de kalmasının önü açılıyor" dedi.

“OLASI 1 TRİLYON ZARAR İÇİN TEMİNAT ÖNGÖRÜLMÜYOR”

10 maddede radyoaktif atık yönetimi ve tesisin işletmeden çıkarılması ile ilgili teminatlar belirlendiği halde 12’inci maddede olası bir kaza için tazminatı karşılamak için bir teminat öngörülmediğini dile getiren Atal, "Japonya'daki Fukushima nükleer faciasının Japonya'ya şu ana kadar maliyeti 600 milyar dolar civarında. Toplam maliyetin 1 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Böyle bir kaza TC'yi çökertir ama tazminat sorumluluğuyla ilgili hiçbir teminat öngörülmemiş. İşletmenin nükleer hadiseler için sorumluluk miktarları belirlenmiş. Ancak bu rakamlar 700 milyon avroyu geçmiyor. 1 trilyon dolarlık zarara yol açacak nükleer santral için devede tüy bile değil” diye konuştu. 

“AÇILACAK DAVALAR SONUÇSUZ BIRAKILMAK İSTENİYOR”

18’inci maddede Nükleer Zarar Tespit Komisyonu ile ilgili. Nükleer kaza olduğunda CB tarafından komisyon kurulacağını ifade eden Atal, “En az 1 yıllık sürede komisyona başvuru yapılması talep ediliyor ve bu arada açılmış davalar duruyor. Davaları durdurmak ve sonuçsuz bırakmak için konulmuş bir hüküm. Zira zarar tespit komisyonunun ne kadar sürede başvuruları sonuçlandıracağına ilişkin bir hüküm yok” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Yönetmelikle zeytini koruyan yasanın enerji ve maden lobilerinin lehine kaldırılmasına tepkiler büyüyor

SONRAKİ HABER

Ankara Üniversitesi öğrenci toplulukları: Yemekhane zammı geri çekilsin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...