10 Şubat 2022 21:40

Ford Otosan işçisi: Sadakaya değil ek protokole ihtiyacımız var!

"Dedikodulara, avutmalara, sus paylarına, sadaka gibi verilen belirsiz paralara değil ek protokol yapılmasına ihtiyacımız var. Sendikalı bir işçi enflasyon yüksek çıksın diye dua eder hale geldi!"

Ford Otosan işçisi: Sadakaya değil ek protokole ihtiyacımız var!

Fotoğraf: Ford işçileri

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Isparta’da halk kar yağsın diye dua ettiği için günlerce elektrik kesintisi oldu! Tabii ki de bu kesintinin sebebi iktidar ve onun yanlış politikaları değildi! Tıpkı geçtiğimiz ay sanayide yaşanan elektrik ve gaz kesintisinin bedelini bizim ödememiz gibi. Yaşanan elektrik kesintisinde fabrika yönetimi ya ücretlerimizden kesti ya da yıllık izinlerimizden. Sendikamız da buna sessiz kaldı. “Her türlü esnek çalışmayı reddediyoruz, TÜİK enflasyonu gerçeği yansıtmıyor” diye meydanlarda bağıran sendikacılar, her türlü esnek çalışmayı kabul ettiler, ilk 6 ay için de TÜİK enflasyonun altında imza attılar. “Zafer” diye sundukları şey 3 yıllık sözleşmeyi değil 2 yıllık sözleşmeyi kabul etmek.

Motorine neredeyse her gün zam gelirken, elektriğe, doğal gaza senede birkaç kere, gıda maddelerine, temizlik malzemelerine her hafta zam geliyor. Var olan hakların bile geriye götürüldüğü, çalışma koşullarımızın gittikçe ağırlaştığı bugünlerde bu sözleşme var olanı dahi koruyamamıştır. İçeride çalışırken üretim daha fazla olsun, sayı daha da artsın, hat daha da hızlı yürüsün diye baskı yapıyorlar. Kafalarına göre vardiya düzenleri ile oynuyorlar, istediğimiz zaman olmayan mesaileri, kuralına uydurup istedikleri zaman yaptırıyorlar.

GİDİLMESİ GEREKEN YOL BELLİ

Bu ülkede de bu fabrikada da hiçe sayılmaktan artık yorulmadık mı? Türkiye’nin pek çok yerinde sokağa çıkan insanlar, MESS sözleşmesini kabul etmeyip kendi talepleriyle harekete geçen Çimsatas işçileri, kontak kapatan tır şoförleri, polisin, devletin ve patronun karşısında direnen Farplas işçileri, sefalet ücretine karşı birleşen Trendyol, Yemeksepeti işçileri, sendikalı olmadıkları halde kendi talepleri etrafında birleşip, eyleme gecen ve istedikleri hakları elde eden çorap işçileri... Tüm bunlar bizlere gidilmesi gereken yolu açıkça gösteriyor. Sendikasız işçiler bunları yapıyorken, sendikalı işçiler olarak bizlerin de ortak sorunlarımız karşısında yapabileceğimiz birçok şey var. Hepimiz bulunduğumuz gruplarda, çalıştığımız atölyelerde, kendi içimizde tartıştığımız; elektrik faturasını da AGİ’nin kaldırılmasını da, hiçe sayılmamızı da değiştirmek istiyorsak, az çok demeden toplanıp; gerek şubeye, gerek sendika odasına gitmeliyiz. AGİ’nin kaldırılmasından dolayı yasadığımız zararı düzeltmek için, verginin işverence ödenmesini sağlamak için, sendikayı harekete geçirmeye zorlamak durumundayız. Fabrika içinde eylemler yapılmasını istemeliyiz. Sadece TİS süreçlerinde değil haklarımız bu şekilde gasbedilirken de ses çıkarmak zorundayız. Artık dedikodulara, avutmalara, sus paylarına, sadaka gibi verilen belirsiz paralara değil ek protokol yapılmasına ihtiyacımız var. Sendikalı bir işçi enflasyon yüksek çıksın diye dua eder hale geldi! Bunların değişmesi bir kurtarıcıya değil bizlerin mücadelesine bağlıdır. Biz üretmeden hayat olmaz. Ürettiğimiz değerler kadar değer görmemiz, sebebi olmadığımız cezaları çekmememiz için gerekirse faturalarımızı alıp temsilciliğe gideceğiz. Bordrolarımızın çıktısını alıp açıklama isteyeceğiz. Diğer sendikalardan işçi arkadaşlar neler yapıyor, bunları takip edip öğrenmeliyiz. Bu ülkede işçiler genel greve gittiğinde hükümeti bile devirme gücüne sahiptir. Bir kıvılcım kocaman bir ışığa dönüşebilir. Attığımız en küçük adımı, istediğimiz en küçük talebi bile az görmemeliyiz. Hakkın asla verilmediğini, söke söke alındığını asla unutmamalıyız.

Evrensel'i Takip Et