Şimdi değilse ne zaman
Gerçek halk iktidarını kurmak için Toplumsal Muhalefete girmek, hatta önderlik etmek için sadece elimizi değil bedenimizi taşın altına koymak için; şimdi değilse ne zaman!

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

EMEP Genel Başkanı Akdeniz: Ekmeğin de seçimin de garantisi birleşik mücadelede

Haydi mücadeleye
Çevremizde iktidardan ya da halinden şikayet eden o kadar çok insan var ki. Kiminle yaşama dair biraz sohbet etsek; hayat pahalılığı başta olmak üzere hak, hukuk, atama, 3600, EYT gibi birikmiş sorunlar hemen gündeme geliyor. Sohbet biraz daha samimi hale gelince, bu hükümetin ne zaman ve nasıl gideceği konuşuluyor. Hepimizin bu iktidarla bir sorunu var. Hepimiz “Artık Yeter” diyoruz. Ancak kitlesel bir tepki gösterme konusunda, sohbetler ya da sosyal medya klavyelerinde olduğu kadar cesur değiliz. İktidarın da istediği bu. Hâlâ programı bile belli olmayan, bir birine eklenmiş altı siyasi partiden medet umuyoruz. Oysa başta işçi sınıfı olmak üzere, ezilen halklar, çiftçi, küçük esnaf, üniversite öğrencileri örgütlenmeyi bekliyor.
Kasım 2002’de neoliberal politikaların temsilcisi olarak yönetime gelen AKP, tek adam rejimine geçerek ülkede insanlığa dair tüm değerleri yok etti. Bu nedenle, eğer sözünü ettiğim sınıf ya da gruplar bir araya gelmezse vay halimize. Birbirine çıkar ilişkisi ile bağlı millet ittifakının doğru ve halktan yana bir program ile karşımıza çıkması mümkün değil. Bu ittifakın içindeki parti ve liderlerin bir kısmı zaten geçmişte AKP yönetimleri içinde yer almıştı. Şimdi ülkenin değil, kendi çıkarları için başka bir safta yer alıyor.Artık halkaların ve işçi sınıfının gerçek temsilcilerinin; partilerin ve sendikaların toplumsal muhalefet için önder rolü üstlenmesi gerekiyor. Amasız, fakatsız. Demokratik kitle örgütlerinin; ezilen halklar ve kaybedilen insan hakları adına amasız, fakatsız ve gözünün üstünde çöpün var demeden bu ülkenin geleceği için önderlik yapması gerekiyor. Son hafta içinde, Barış Akademisyenlerinin hemen hemen hepsinin itiraz talepleri sözde İtiraz Komisyonundan olumsuz döndü. Barışı ve bilimi savunan, Barış Akademisyenlerinin önderlik edeceği, bu ülkenin aydınları ve öğretim üyeleri hadi sıra sizde. Çevrenize tuttuğunuz bilim ışığı ile öğrencilerinizi de yanınıza alarak toplumsal muhalefette öncü rolü sizin de göreviniz.
Toprak işleyenin dediğimiz köylüler, tarım işçileri, çiftçiler; emeğinizin sömürülmesine daha ne kadar izin vereceksiniz? İstanbul Sözleşmesine bile katlanamayan bu iktidara karşı kadınlarımız, sizler de sözünüzü söylemek ve iktidarda hak ettiğiniz yeri almak için daha neyi bekleyeceksiniz? Atanamayan öğretmenler, 3600’ü bile alamayan polisler, liyakatın yaşamlarından silindiği memurlar, aldığı maaşla geçinemeyen emekliler bu iktidardan kurtulmak için hiç mi nedeniniz yok? Hepimiz bulunduğu yerden, bize dayatılmaya çalışılan sözde ittifaklar yerine gerçek toplumsal muhalefeti örmeye çalışmalıyız. Ben siyasetçi değilim. Ama matematikten biraz anlıyorum. Bu iktidardan bir şekilde olumsuz etkilenmiş, yukarıda saydığım sınıfların ve grupların sayılarını alt alta toplasak, inanın oy verenlerin yüzde 80’ini geçer.
Bugüne kadar iktidara gelmemek için uğraşan CHP ve AKP ile bir şekilde yolu kesişmiş diğer partilerin oluşturduğu Millet İttifakı; halka önderlik edebilecek politikalar üretemiyor. O zaman kendimize sormamız gerekiyor. 19 yıldır kapitalizmin ve tek adamlığın temsilcisi AKP’den kurtulmak için mücadele etmek, gerçek halk iktidarını kurmak için Toplumsal Muhalefete girmek, hatta önderlik etmek için sadece elimizi değil bedenimizi taşın altına koymamak için; ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN!
Aksi takdirde bırakın çocuklarımızı, torunlarımıza bile aktaracağımız Türkiye; insan hakları, özgürlük ve demokrasinin kırıntısının bile kalmadığı, borç batağında boğuşan, çevre felaketleri ile yaşanamaz bir ülke olacak. Biz çocuklarımıza sadece onurlu bir gelecek değil sevgi içinde yaşanası bir ülke, bir dünya bırakmak zorundayız. Mücadeleye başlamak ve önderlik etmek için haydi saflara. ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN!
Yaklaşık bir aydır yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren, Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinde ve sendikamız SES’de yıllarca birlikte çalıştığımız ve yol arkadaşlığı yaptığımız biyolog İhsan Kaftar’ı dün sabah maalesef ki kovid nedeniyle kaybettik. Acımız büyük. Işıklar içinde uyu İhsan. Sağlıkla kalın.
Evrensel'i Takip Et