15 Ekim 2021 11:25

İstanbul Barosunda seçim zamanı

İstanbul Barosunun genel kurulu bu hafta sonu yapılacak. Başkan adayları Sezin Uçar, Mehmet Durakoğlu, Ata Yazıcıoğlu ve Gökhan Ahi eleştirilerini ve vaatlerini Evrensel'e anlattı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

52 bin avukatın üye olduğu İstanbul Barosunun salgın nedeniyle ertelenen genel kurulu, bu hafta sonu Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak. 8 adayın yarışacağı genel kurul öncesi Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Ata Yazıcıoğlu, Avukat Hakları Grubu adayı Gökhan Ahi, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Mehmet Durakoğlu ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu adayı Sezin Uçar eleştirilerini, vaatlerini ve verecekleri mücadeleyi Evrensel’e anlattı. Demokrasi İçin Hukukçular grubu da seçim sürecine dair açıklama yayımladı.

8 ADAY BAŞKANLIK İÇİN YARIŞACAK

Dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu seçime gidiyor. Pandemi nedeniyle ertelenen genel kurul, 16-17 Ekim tarihlerinde Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek.

Seçimlerde İstanbul Barosu Başkanlığı için 8 aday yarışacak: Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu'ndan Mehmet Durakoğlu, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu Yükseliş Hareketi adayı Hasan Kılıç, Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Ata Yazıcıoğlu, Avukat Hakları Grubu adayı Gökhan Ahi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu adayı Sezin Uçar, İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu adayı Kaptan Yılmaz, Hukuk Hareketi Platformu adayı Burhan Öğütçü ve Bağımsız Avukatlar Grubu adayı İshak Şadi Çarsancaklı.

DURAKOĞLU: MAJESTELERİNİN BAROSU OLMAYACAĞIZ

İstanbul Barosunun mevcut Başkanı ve Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Mehmet Durakoğlu: İstanbul Barosunun genel kurulu ülkemizde büyük bir yargı krizinin olduğu bir dönemde toplanıyor. Hukuka saygısız bir yönetimin 3 kez ertelediği bir genel kurula gidiyoruz. Bu genel kurul, kanuna rağmen, mahkeme kararlarına rağmen, İçişleri Bakanın'a, TBB Başkanı'na rağmen toplanıyor. O nedenle meslektaşlarımın genel kurula katılımı bugüne kadar olduğundan farklı bir anlam ifade etmektedir. Baroyu anlayıp kavramaya çalışan yönetimlere değil deneyime olan ihtiyacın iradesi olarak son kez aday oluyorum.

Bu genel kurul ikinci baroyu kuran iradeye yanıt olmalıdır, savunma hakkını kısıtlayan zihniyete ders vermelidir. Bu genel kurul mesleğimizin giderek ağırlaşan sorunlarını çözmek yerine onu itibarsızlaştırmaya çalışan zihniyete cevap olmalıdır. Avukatları ve onların örgütlü gücü olan baroyu sindirmeyi, böylece üstünlerin hukukunu egemen kılmayı planlayanlara ders verebilmelidir bu genel kurul. Hangi görüşten, hangi yaklaşımdan ve hangi bakış açısından yana olursak olalım hepimiz kazanmalıyız bu genel kurulu. Zorla, baskıyla, tehditle Metin Feyzioğlu desteğiyle kurdukları ikinci baroyla bizi teslim alamazlar. Biz majestelerinin barosu olamayız olmayacağız.

YAZICIOĞLU: DAHA ÇOK DEMOKRASİ, DAHA ÇOK ŞEFAFLIK

Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Ata Yazıcıoğlu: İstanbul Barosunun genel kurulu bir yılın ve üç ertelemenin ardından nihayet bu hafta sonu yapılacak. Tüm bu süre zarfında ülkede yaşanan değişime paralel olarak hukuk, yargı ve avukatlık mesleği değişti ve dönüştü. Avukatlar yoksullaştı. Barolar ve savunma bölündü. Mesleğin sorunları devasa boyuta ulaştı. İstanbul Barosunun da bu değişime ve dönüşüme cevap verebilecek bir zeminde yeniden inşası kaçınılmazdır. Dolayısıyla İstanbul Barosuna seçilecek olan yalnızca yeni bir başkan, yeni bir yönetim değildir. Baro, geleceğini inşa edecektir.

İstanbul Barosunu aralıksız olarak tam 19 yıldır yöneten Önce İlke Grubu, siyasal iktidarın baroda bir kopyasını üretmekten öteye geçemedi. "Başkancı" bir yönetim baroda da egemen oldu. Merkezlere ve komisyonlardaki seçme ve seçileni geri çağırma usulü kaldırıldı. Baro katılımcılıktan ve şeffaflıktan uzaklaşarak bürokratik, hantal bir yapıya dönüştü. Baro ile avukatlar arasındaki aidiyet bağı koptu. Yasal mevzileri koruma mücadelesi "yasallığa" hapsedildi. Demokrasi ve özgürlükler söz konusu olduğunda "devletin bekasını" önceledi.

Biz Çağdaş Avukatlar tüm soruların cevabının ve tüm sorunların çözümünün elimizde olduğu iddiasında değiliz. Çılgın projelerimiz de yok. Ama tüm sorunları çözebilecek bir anahtara sahibiz: Daha çok demokrasi, daha çok katılım, şeffaflık, cesaret ve hakkın özneleri ile birlikte mücadele. Baronun kurumsallığını demokratik, katılımcı ve şeffaf bir seminde yeniden güçlendirecek, avukatın saygınlığını ve savunmanın bağımsızlığını savunacak, halkın hak arama mücadelesinin sesi ve güvencesi olacağız.

AHİ: DAHA ETKİN VE DAHA MÜCADELECİ BARO

Avukat Hakları Grubu adayı Gökhan Ahi: Yurttaşların ve kurumların sesi olan, onlar adına hak arama ve savunma özgürlüğünü kullanan avukatlar, siyasal iktidar tarafından gitgide pasifize ediliyor. Avukatların hak ve yetki alanı daraltılmaya çalışılıyor, avukatlar toplumda ve basında şeytanlaştırılıyor, avukatlara fiili saldırılar artıyor, niteliksiz hukuk fakülteleri yüzünden avukatlık hukuk teknisyenliğine dönüştürülüyor. Avukatların adliyelerde, karakollarda, kamu kurumlarında yaşadığı sıradan görülen ve kanıksanmış meslek sorunları ve ekonomik çıkmazlar da cabası. Bütün bunlar olurken, baro yönetimi daha aktif olacağına pasifleşti, sadece baroların günlük evrak işleriyle ilgilenmeyi ve arada bir "-mış gibi yapan" açıklamalar yapmayı yeterli gördü. Oysa, "Avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir" demek yetmiyor, avukatların haklarının ve yetkilerinin de her platformda savunulması gerekiyor. Hukuka ve hukukun üstünlüğüne yapılan saldırılarda, daha fazla aktif rol alması, avukatları bu mücadele alanına daha fazla çekmesi gerekiyor. Barolar, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü korumakla görevli olduğu gibi, avukatlık mesleğini geliştirmek ve avukatların ihtiyaçlarını korumakla da görevlidirler. Binlerce avukat, bu süreçte barosundan beklentilerini yitirdi. Biz baroların daha etkin ve daha mücadeleci olması için çalışmalar yapacağız. Bunun için de önceliğimizi avukat sorunlarının iyileştirilmesine ve avukat haklarının korunmasına verdik.

SEZİN UÇAR: ÖZGÜR, DEMOKRATİK VE CİNS AYRIMSIZ BARO

Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu adayı Sezin Uçar: İçinden geçtiğimiz son 6 yıl içerisinde rejim değişikliği büyük oranda yargısal kurumlara müdahale ile gerçekleşti. Ve belki de hukuk Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar araçsallaştırıldı. Türkiye'de İnsanların en büyük sorunu adalet olmasına rağmen, en güvenmedikleri kurumların başında da yine yargı mekanizmaları geliyor. İstanbul Barosu ve yönetimi ise bahsettiğimiz siyasi rejim karşısında etkin bir ve mücadeleci bir pozisyon içerisinde olamadı. Avukatlık yasasının değiştirilmesi, çoklu baro sistemine geçiş süreçleri bunu en net gördüğümüz süreçler. Ertelenen genel kurulara karşı pasif bir tutum aldı, yargılanan meslektaşlarımız açısından da eşit tutum içerisinde olmadı. Daha pek çok şey sıralayabiliriz. Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’nun çıkardığı başkan adayı ve kurul adaylarına baktığımızda büyük oranda aynı isimler, gençlere, yeniliğe ve değişime kapalılar. Biz Özgürlükçü Demokrat Avukatlar olarak bu koşullar içerisinde savunmanın daha demokratik, daha özgürlükçü ve daha cins eşitlikçi bir baro tarafından temsil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özgürlüklerden yana, halkın toplumsal adaleti mücadelesinin içinde olan bir baro inşa etmek istiyoruz. Biz yönetimi geldikten sonra öncelikle ruhsatları iptal edilen ve ruhsat gaspına uğrayan meslektaşlarımızın bu sorununu öncelikli olarak gündeme alacağız. İşçi avukatların emeğinin sömürülmesine karşı bir mücadele içerisinde olacağız. Yine kadın avukatların meslekte yaşadıkları ve meslektaşları tarafından uğradıkları şiddete karşı çalışacağız. Artık İstanbul Barosunu bir kadın başkanım yönetmesi gerektiğini düşünüyoruz.

DEMOKRASİ İÇİN HUKUKÇULAR: DAYANIŞMA VE MÜCADELEYLE BAŞKA BİR BARO MÜMKÜN

Demokrasi İçin Hukukçular Grubu da seçim sürecine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyle:

"İstanbul Barosu Genel Kurulu pandemi ve ağır baskı koşullarında nihayet toplanıyor.

Demokrasinin, yargının, savunma hakkının, meslek güvencelerinin tarihin en ağır saldırılarından biriyle karşı karşıya kaldığı bu karanlık dönemde; halkın hak arama özgürlüğünün temsilcisi avukatların meslek örgütü olarak Baro yönetimlerinin çoğulcu, demokratik, katılımcı ve mücadeleci bir eksende şekillenmesi tarihsel bir görev olarak önümüzde duruyor. Emek, demokrasi, özgürlük ve barışı, laikliği, kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, işçi ve genç avukatların emek sömürüsüne karşı korunmasını, savunma hakkını savunan avukatlar ve hukuk kurumları olarak gücümüzü demokratik zeminde birleştirirsek, 'hayal' ettiğimiz baronun 'gerçek' olması da mümkün olur.

Ancak, uzunca bir süredir, her seçim döneminde çokça konuşulmasına rağmen, seçim gruplarının yeniden şekillenmesi ihtiyacının üzerinden atlandı. Bu nedenle parçalı ve çok adaylı bir seçim daha yaşayacağız.

Bu genel kurulun, parçalı olarak katıldığımız son genel kurul olmasını istiyoruz. Demokrasi İçin Hukukçular olarak, bölünmenin bir tarafı haline gelmemek için doğrudan bir adayı ve seçimi grubunu desteklemeyeceğiz. Ancak birlik zeminini güçlendirmek üzere, tüm meslektaşlarımızı genel kurula katılmaya, bağımsız yargı, bağımsız savunma, özgürlük ve demokrasi için birlikte mücadele etmeye; özgürlükçü, demokrat, çağdaş adaylara oy vermeye çağırıyoruz."

ÖNCEKİ HABER

HDP'li Mithat Sancar: Güçlü bir barış hareketine ihtiyacımız var

SONRAKİ HABER

Erdoğan'dan Suriye açıklaması: "Mücadelemiz bundan sonra çok daha farklı devam edecek"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...